Sosyal Medya

Güncel

'Ne zaman bayrağımıza sarılı bir tabut görsem...'

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı İsmail Kahraman, “Ne zaman bayrağımıza sarılı bir tabut görsem, millî şairimiz Mehmet Akif Ersoy’un mısralarını hatırlarım: 'Ey şehit oğlu şehit, isteme benden makber/ Sana aguşunu açmış duruyor Peygamber' dedi.



Ä°HA'nın haberine göre, Kahraman, TBMM Genel Kurulu özel oturumunda Ä°stiklal Marşı okunduktan sonra konuÅŸtu. Kahraman, Türkiye Büyük Millet Meclisi 96. yıl dönümü olduÄŸunu hatırlatarak, “23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramımız kutlu olsun. 23 Nisan iki açıdan önemlidir; ilki, millî egemenlik kavramına yaptığı güçlü vurgu, diÄŸeri ise tüm çocuklara armaÄŸan edilmiÅŸ bir bayram olmasıdır. Türkiye Büyük Millet Meclisi millî iradenin tek temsilcisi ve millî hâkimiyetin tecellîgâhı olması itibarıyla ülkemizdeki bütün kurum, kuruluÅŸ ve ÅŸahısların iradesinin üstündedir” ifadelerini kullandı.

"ZORLUKLAR ANCAK İNANÇ VE İMAN KUVVETİYLE AŞILIR"

Kahraman şunları kaydetti:

“Mecliste aynı çatı altında bulunan deÄŸerli milletvekillerinin ortak hedefi; demokrasiye ve hukukun üstünlüğüne inanarak milletimizin refahı, devletimizin bekası, vatanımızın bölünmez bütünlüğü ve ay yıldızlı bayrağımızın göklerimizde ilelebet dalgalanması için çalışmaktır. Millî hâkimiyet ancak ve ancak milletimizin iman, inanç ve ruh köküne baÄŸlı kalınması suretiyle gerçekleÅŸebilir, pekiÅŸtirilebilir. 23 Nisandan günümüze gelene kadar, devlet ve milletçe büyük zorluklarla ve engellerle karşılaÅŸmış olsak da bunları aÅŸmasını bildik ve önemli mesafeler kat ettik. Millî ruhla, müspet ilimle, nefse hâkimiyetle birçok baÅŸarıya ulaÅŸtık. Ruha muhalefet delilik, akla muhalefet gerilik, nefse muhalefet ise veliliktir. Zorluklar ancak inanç ve iman kuvvetiyle aşılır. Zorluklar baÅŸarının deÄŸerini artıran süslerdir. Aşılmasına imkân olmayan hiçbir duvar yoktur. Engelleri aÅŸamayanlar onları aÅŸamama korkusunda olanlardır. Korku elbette vardır fakat mühim olan korkudan korkmamak, ona karşı galip gelmektir. Zirve bir medeniyetin sahibi ve mirasçısı necip bir milletiz. Nice badireleri atlattık, tarihe nice ÅŸanlı sayfalar eklettik. Üç kıtaya, yedi denize adaletle, insaniyetle hükmetmiÅŸ bir cihan devletinin varisleriyiz. Dünkü topraklarımızda bugün 53 devlet var. Bizden dostça ve kardeşçe rehberlik ve önderlik bekleyen geniÅŸ bir kültür coÄŸrafyamız var.”

"OTUZ YILDAN FAZLA SÜREDİR TERÖR BELASIYLA UĞRAŞIYORUZ"

Türkiye'nin istiklalinin, huzurun ve selametin, toprak bütünlüğünün, halkın güvenliÄŸinin ve hürriyetinin, geçmiÅŸte olduÄŸu gibi bugün de açık veya örtülü birçok saldırının hedefi durumunda olduÄŸunu söyleyen Kahraman, “Bugün kökü dışarıda olan dış güçler tarafından kimi zaman açıkça, kimi zaman da örtülü biçimde desteklenen terör eylemlerine maruz kaldığımız bir süreci yaşıyoruz. Otuz yıldan fazladır terör belasıyla uÄŸraşıyoruz. Bunun yanı sıra, sözde ileri, sözde medeni bazı devletler çözüme ulaÅŸmamızı engellemek için terör çeteleri lehine her türlü destek ve çalışmayı yapıyor, maalesef, içimize de nüfuz ediyorlar; sosyal ve siyasal bünyemizi tahrip edici millî birlik ve beraberliÄŸimizi bozma gayri faaliyetleri cesaretlendirecek tutumlar sergiliyorlar” ÅŸeklinde konuÅŸtu.

"TERÖRÜN DİNİ, MEZHEBİ, IRKI YOKTUR"

Kendi ülkelerinde terör eylemlerine karşı hiddet ve şiddetle ayaklananların dünyayı velveleye verenler Türkiye'deki teröristlere ve terör hareketlerine karşı lakayıt ve bigâne olduklarını ifade eden TBMM Başkanı Kahraman şöyle devam etti:

“Oysa, ismi ne olursa olsun, ne denirse densin terör terördür, milliyeti, dini, mezhebi ve ırkı yoktur. Bizim, bu ÅŸekilde farklı devletlerin iç huzurunu, düzenini ve asayiÅŸini bozacak ÅŸekilde terör örgütlerini destekleme gibi bir politikamız hiçbir zaman olmamıştır. Tam aksine, komÅŸumuz olsun olmasın, her devletin huzur ve selametini kendi huzurumuz ve selametimiz olarak görmüşüzdür. Bunun da ötesinde, dünyanın neresinde olursa olsun, zulme ve haksızlığa maruz kalanlara, açlık ve sefalet içinde inleyenlere, uÄŸradıkları katliam ve yaÄŸmalar yüzünden yaÅŸadıkları toprakları terk etmek zorunda kalanlara elimizden geldiÄŸince kol kanat germeye çalışmış, yardımlarına koÅŸmuÅŸuzdur. Bunu yaparken de asla ırk, din, mezhep ve etnik köken ayrımı yapmadık. Mesela son dönemde Suriye'den gelen her etnik kökenden ve inanç grubundan insanlara biz kapılarımız açtık. Bu, bizim ecdadımızdan tevarüs ettiÄŸimiz bir hasletimizdir. Bugün Türkiye Cumhuriyeti devletinin, dünya genelindeki ihtiyaç sahiplerine kendi ekonomik imkânları çerçevesinde en çok yardım eden ülkeler arasında yer almakta oluÅŸu, milletimizin manevi ve millî deÄŸerlerinin, devletimizin tarihten gelen misyonunun üstünlüğünü ve deÄŸerini ortaya koymaktadır.”

MEHMET AKÄ°F'Ä°N MISRALARINI HATIRLATTI

Kahraman, bazı devletlerin terörü desteklediğini söyleyerek şunları dedi:

“Ne yazık ki bu tür operasyonlara maruz kalan ülkelerden biri de biziz. Huzur ve asayiÅŸi saÄŸlamak için ÅŸehitler veriyorsak bunun temel nedeni, dış dünyanın terörle mücadelemizde bize destek vermemiÅŸ olmalarıdır. Ancak, terör ve terörist eylemlerle mücadelemizde gevÅŸeklik göstermeyecek ve boyun eÄŸmeyeceÄŸiz. Ne zaman bayrağımıza sarılı bir tabut görsem, millî ÅŸairimiz Mehmet Akif Ersoy'un mısralarını hatırlarım: "Ey ÅŸehit oÄŸlu ÅŸehit, isteme benden makber/ Sana aguÅŸunu açmış duruyor Peygamber." Devletlerin büyüklükleriyle dertleri doÄŸru orantılıdır. Devletimiz, tarihî derinliÄŸi olan, zirve bir medeniyetin mirasçısı durumundaki bir devlettir. Bu sayededir ki güçlüdür, azimlidir, kararlıdır; mutlaka terör belasının da üstesinden gelecektir. Günümüzde, terör konusu, dünya devletlerinin samimiyetle ele alması gereken ortak mesele hâline gelmiÅŸtir. Bu gerçek, artık anlaşılmalıdır. Dünyanın ortak çözüm üretmesi gereken bir diÄŸer mühim problemi de mülteci meselesidir. Yakın bir zamana kadar, bizler gibi, kendi vatanlarında kurulu bir düzeni olan milyonlarca masum insan, vatanlarını terk etmek zorunda kaldılar. Aylan bebeÄŸin sahile vuran cansız, minik bedeni hâlâ gözlerimizin önünde. O fotoÄŸrafı gördüğü hâlde içi sızlamayanın, vicdanının varlığından şüphe etmek yanlış olmaz. Benzeri trajediler her gün yaÅŸanmaktadır. Türkiye'miz, 3 milyonu aÅŸan mülteciye kucak açmıştır. Bütün devletlerin, bu sorunun çözümüne el birliÄŸiyle katılması gerekmektedir.”

Kahraman şöyle konuştu:

“1982 Anayasası'nda yer aldığı ÅŸekilde, "Her çocuk, korunma ve bakımdan yararlanma, yüksek yararına açıkça aykırı olmadıkça, ana ve babasıyla kiÅŸisel ve doÄŸrudan iliÅŸki kurma ve sürdürme hakkına sahiptir. Devlet, her türlü istismara ve ÅŸiddete karşı çocukları koruyucu tedbirleri alır." Aile kurumunun önemini de göz önünde bulundurarak çocuklarımızı her türlü istismar ve ÅŸiddetten korumak Anayasa'mızın amir bir hükmüdür. Türkiye Büyük Millet Meclisi çocuklarımızı maddeten ve manen korumak; bedenen, ruhen ve zihnen saÄŸlıklı nesiller yetiÅŸtirmek için her türlü tedbiri almak kararlılığı içindedir. Çocukların korunması hususu devlet olarak en çok önem verdiÄŸimiz ve üzerinde hassasiyetle durduÄŸumuz konulardan biridir, bundan hiç kimsenin şüphesi olmamalıdır. 23 Nisan gününü Millî Egemenlik ve Çocuk Bayramı olarak kutlamakla, istikbalimiz demek olan çocuklarımıza, millî hakimiyet gibi en temel bir deÄŸerimiz kadar önem vermekte olduÄŸumuzu göstermekteyiz.Bu vesileyle, istiklal savaşımıza millî mücadele vasfı kazandıran, onu millî irade temeline dayandıran Türkiye Büyük Millet Meclisinin kurucularını, istiklal mücadelemizi yürüten Gazi Meclisin bütün mebuslarını ve aziz ÅŸehitlerimizi minnet ve şükranla yad ediyorum. Ãœlkemizin ve devletimizin hürriyet ve istiklalini korumak için Gazi Meclisin yönetimi altında hayatını ortaya koymuÅŸ ve her türlü fedakârlığı yapmış olan bütün ÅŸehitlerimize ve gazilerimize Allah'tan rahmetler niyaz ediyorum, mekânları cennet olsun.”

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.