İnsanları hayra koşturan ve fakiri-yoksulu düşünmeye teşvik eden bir aydayız. Ramazan ayı geldiğinde bunlara bigâne kalmak neredeyse imkânsız. Çünkü bu aydaki ibadetin asıl hedeflerin
Ner’de bir medeniyet, orada bir “Yeni Yıl” kutlaması! Ve illâ da “siyasi”! Hatta, sahici ya da öykünülen “kültürel aidiyetin” önde gelen göstergelerinden birisi!
Yanıbaşımızda Suriye'de yaşanan kriz dururken, siyaseti teslim alan çekişmeleri analiz etmek dururken, hatta adına Kürt sorunu denilen memleketin tüm birikimini emen olaylar dururken Kudüs
1927'de Dolmabahçe ve Topkapı Sarayları'ndaki mücevherleri mezatla satmak için Fransa'ya teklif götürdüğümüzü ama Fransızlar'ın geri adım atması üzerine satıştan vazgeçildiğini ç
Halktan korkmasıyla tarihe geçen CHP Anayasa değişiklikleri sırasında 'Tek adamlığa gidiliyor' söylemine sarılınca Cumhurbaşkanı Erdoğan da haklı olarak Tek Parti dönemi günahlarını
Geçtiğimiz günlerde 'emierlerim' fotoğrafını sosyal medyada paylaşması sonrası Kenan Sofuğlu eleştirilerin hedefi olmuştu. Sofuoğlu'nun danışmanı o kare hakkında Facebook'tan açıkla
Milletim, uyan! Kendine dön! Aslını unutma! Geçmişini bil. İçinden, gerçek aydınlardan kurulu bir kadro çıkar. Çıkar ki, onlar, hem bugününü, hem yarınını kurtarsınlar. Geleceğini
Bir üniversite öğrenci yurduna gelen misafir gençlerin bulunduğu odanın kapsını araladığım o anı hiç unutmuyorum.
İstanbul'da artan nüfus sonrası birçok tartışma gündeme geldi. Bunlardan birisi de İstanbul'a girişlerin denetime tabi olmasıdır. Geçmişte bu konu Cumhurbaşkanı Erdoğan Belediye başka
Normal çocuklar tabiatıyla 'normal' olurlar, yani mutlu. Sıradan. Ortalama karakterlerin gidişatı hemen hemen aynıdır: vasatta seyretmek.
Sezai Karakoç üzerine kuşatıcı bir yorum, Prof.Dr. Walter G.Andrews'ün, Bilkent Üniversitesi Türk Edebiyatı Merkezi'nce çıkarılan Journal of Turkish Literature Dergisi'nin 1. sayısında y
Bir sıfat olarak kullandığımız "laik," bundan türettiğimiz isim olan "laiklik" kelimelerinin Türkiye'nin başına tam bir çorap ördüğünü düşünmeden edemiyorum!
Akif, şairdir. Ama yaşadığı kıtanın tarihini bütün derinlikleri ile bilen ve dertlerini ömür boyu kendi derdi olarak haykıran ezeli bir düşünce adamıdır da.
Eşref Edip, bir gün Mehmed Âkif’e sorar: “Türkiye’de seni çok seviyorlar. Acaba köylüler de şiirinizi okuyor mu?” Mehmed Âkif cevaplar: