Sosyal Medya

Makale

Gazze ve Son Durum

Son BM toplantısı sonrası oluÅŸan Barış havası ile birlikte yeni tartışmalar alevlendi. Hamas’sız bir Gazze arayışı neredeyse, bütün Arap Devletlerin ortak yaklaşımı gibi görünmektedir. En azından görüntüye düÅŸen resim böyle… Netanyahu BM’de konuÅŸma yaparken, salonun boÅŸalması ise İsrail için sonun baÅŸlangıcının baÅŸladığı intibahını güçlendirdi. Ama orada duran kiÅŸilerin müslüman devletlerin temsilcileri olması da ayrıca İsrail Müslüman ülkeler çeliÅŸkisini açık kıldı. Müslüman Ülkelerin kendi iradeleri ile kendi politikalarını geliÅŸtirme yerine İsrail çatışı altında durma arayışı tam bir çeliÅŸik durum ifade etmektedir. Müslüman kanı dökülürken, İsrail ile aynı siyasi duruÅŸu temellendirme arayışı, kendisini Hamas olmadan Gazze ve Filistin devleti arayışına yöneltmektedir.

Müslüman ülkelerin kendi bağımsız politikalarını geliÅŸtirme arayışlarının neredeyse olmaması baÅŸlı başına bir sorun alanıdır. İran ve Türkiye ile kısmen Pakistan’ın bağımsız hareket etme kabiliyeti olsa da ‘yeterli midir?’ sorusunu hep akıllarda bulundurmaktadır. Son iki yıla varan Gazze katliamı sürecinde meydana gelen temel bir soru vardır: Müslüman Ülkeler, kendi politikalarını bağımsız bir ÅŸekilde icra edecek bir gücü elde edebilirler mi? Ardından da bu gücü kazanmanın belki de tek yolu olan ‘BirliÄŸe giden yolda açık kapı arayışı’ mümkün olacak mıdır?

Giderek güç kaybeden uluslararası güçler, müslüman ülkeleri kendi yanlarında tutmanın farklı yollarını hep denediler ve denemeye devam edecekler. Bu yüzden de güçlü oldukları zehabı oluÅŸturma yolunda propaganda dâhil arada ‘tikel’ olaylar da vuku bulacaktır. Bu kendi güçsüzlüklerini saklama konusunda onlara avantaj saÄŸlayacağı sürece böyle devam edecektir. Ama açık bir gerçek vardır ki, son on yıla bakıldığı zaman artık uluslararası güçler, istediklerini elde etme konusunda ciddi zaaflar taşımaktadır. Dünyayı arkasına alan İsrail, bütün vahÅŸetine raÄŸmen, Gazze’ye diz çöktüremedi… İsrail ve ABD ise bu savaÅŸtan yenik düÅŸmemek için mazeretler üretmeye baÅŸladılar. Hamas bu iÅŸin müsebbibi, onu Gazze dışına çıkaralım, barış oluÅŸsun, Gazze kurtulsun denmeye baÅŸlandı. İşin garip tarafı ise müslüman ülke olarak tanımlanan ülkeler de bu projeye tav olmaya baÅŸladılar. Hamas, seçimle iÅŸ başına gelmiÅŸ bir yapılanmadır. Ve yiÄŸitçe bugüne kadar her saldırıda İsrail ‘it’ini geri püskürtmüÅŸtür. Åžimdi de olduÄŸu gibi…

Bu noktada temel sorunlardan biri de; müslüman ülkelerin yönetimlerinin İslam ile iliÅŸkisi, dini hayatın varlığı ve küresel sermaye karşısındaki tutumlarının müslüman halk ile bağıntısı açısından bir deÄŸerlendirilmesidir. Bu nokta açıklığa kavuÅŸmadan yol alınması beklenmemelidir. Ä°srail veya ABD ya da baÅŸka bir güç artık tek başına belirleyici olma pozisyonunu kaybetmiÅŸtir. Korkmak yerine cesur hamleler yaparak kendi adımlarını atmaya baÅŸladığı zaman Müslüman Ülkeler, yeni bir dünyanın kapısını aralayacaktırlar… Ama bunu saÄŸlayacak bir entelektüel güç gereksinimi olduÄŸu da bedihidir.

Korkunun ecele faydası yoktur. Ki müslüman olarak ‘ecel’ meselesinin tamamen ilahi bilgide saklı olduÄŸu gerçeÄŸine vakıf olma imkânı varken…

Sumud öyküsü de bu düzlemde ele alınmalı… Dünya vicdanı uyanıyor. Hamas, Filistin direniÅŸi, dünya vicdanını uyandırmaya devam ediyor. Bu uyanan vicdan, yeni arayışlara kapı aralayacaktır. Bugün için dünya insanlarını ayaÄŸa kaldıracak ve onların vicdanlarını teskin edecek bir düÅŸünce ve ideoloji yoktur. Bunu üretecek bir kültür de kalmamıştır. Ä°slam ise hala bu düÅŸünceyi ortaya koyabilecek yegâne din ve medeniyet tasarımına sahiptir. Gerçek anlamda her insanın kendini güven ve barış içinde var kılacağı bir dünya İslam eliyle ve aracılığıyla oluÅŸabilir. Dün bu gerçekleÅŸmiÅŸti, bugünde gerçekleÅŸmemesinin önünde tek engel, mevcut küresel ÅŸeytani güçtür. Yok etmeye ayarlı, insan sonrası için hazırlık yapan, insanın bok böceÄŸi ile eÅŸ deÄŸer oluÅŸunu savunan bir görüÅŸ kendi ağırlığını koymaya çalışıyor. Ama bunu saÄŸlaması beklenmediÄŸi için baÅŸka sebepler üretmeye çalışmaktadırlar. Hastalık tedavisi, çip meselesi, iklim deÄŸiÅŸikliÄŸi hikayesi, pandemi gibi hastalık türlerinin küresel ölçekte ortaya çıkması, yapay zeka üzerinden trans hümanizm; yani makine insan arayışları vesaire bu çerçeveye destek amaçlı kullanımlardır. Yani Müslümanlar, ÅŸirkten beri olduklarını her namazda dile getirmektedirler. Her sözlerine ÅŸirkten beri olduklarını söyleyerek ve her sözlerine de ÅŸeytan ve yardakçılarından Allah’a sığınarak baÅŸlarlar. Buna raÄŸmen, Ä°slam’a dair kendi bakış açılarını geliÅŸtirme ve dünyayı silm/barış yurdu yapma konusunda pek yetersiz ve etkisiz kalmaktadırlar. İşte bu yüzden Hamas, olmalı, var olmalı, devam etmeli, Filistin ve Hamas birlikte var olmaktadırlar. Hamas yok olduÄŸunda İslam dünyası da yok olacaktır. Buradaki yok olma, ideolojik yaklaşım açısındandır. Müslüman ülkeleri yöneticileri Hamas’tan korkmaktadırlar. Çünkü onların müntesip olduÄŸu İslam ile kendilerinin müntesip olduÄŸu İslam arasında ciddi bir fark vardır. Kendi refahlarını ve konforlarını kaybetmeme adına Hamas’ın yok edilmesine gönülden katılmaktadırlar.

Åžu yargıyı rahatlıkla söylemeye baÅŸlamalıyız: Hamas, İslam’ı tam olarak temsil liyakatini gösteren yegâne yapıdır. Dinleri ile sahici ve sahih bir iliÅŸki kuran Müslümanların temsilcisi liyakatini kesbettiler. O yüzden dünya Müslümanları, nerede olursa olsun, Hamas ve onun temsil ettiÄŸi İslam ile mümeyyiz olma vasfının yanında durmalıdır. Filistinlileri hiçbir ÅŸekilde İsrail yardakçısı olmaktan öte mümeyyiz bir vasfı olmayan kiÅŸilere teslim etmemeye yemin etmelidirler. Müslümanlar kendi birliklerini, bütünlüklerini ve kendi güçlerini, özellikle de tüketim gücünü keÅŸfetmeye baÅŸladıkları andan itibaren, dünya siyasetini yeniden düzenleme imtiyazı kazanacağını da bilmeye baÅŸlamaları ve bunu idrak etmeye yönelmeleri saÄŸlanmış olacaktır. İki milyar insanın, yöneldiÄŸi her ekonomik faaliyet zirveye çıkacaktır. İşte bu ekonomik gücü siyasal gücün belirlenmesine de taşımakta büyük yarar vardır.

Hamas ve onun temsil ettiÄŸi yapının yanında yer alan her ülke gelecekte kazanan ülke olacaktır. Dünya vicdanı uyanıyor. Artık bu eskimiÅŸ dünya yeni dünyanın kurucu unsuru olma hüviyeti kazanamaz! Bütün gücüne ve ihtiÅŸamına raÄŸmen! Modern dünya yıkılışın eÅŸiÄŸinde durmaktadır. Sadece itelemek yeterlidir. Bir dokunuÅŸ onu aÅŸağıya düÅŸürmeye yetecektir. İşte lider ve lider ülke olmanın mümeyyiz vasfı Hamas ve onun temsil ettiÄŸi düÅŸünce ve eylemliliÄŸin yanında yer almaktan geçecektir. İsrail ve ABD ile onların isteÄŸini gerçekleÅŸtirme vesilesi kılacak bir iliÅŸki kurma ise bu liderlikten alaÅŸağı edecektir. Türkiye bu gerçeÄŸe dikkat kesilmelidir. Taktik ve strateji arasındaki farkı iyi bilmeli ve ona göre siyasal hareketlere yönelmelidir.

Müslüman, sana düÅŸen sorumluluk ise, seni dininden uzaklaÅŸtıracak her ÅŸeyden ama her ÅŸeyden uzak durmaktır. Modern dünya ve kültürün seni dininden uzak kıldığı bir gerçekliktirBu gerçekliÄŸe aykırı davranan her düÅŸünce ve entelektüel ile aydını kendinden uzak tut… Müslüman olma bir imtiyaz halidir. Bu imtiyazı hiçbir kimse ve güç ile paylaÅŸmaya gerek yoktur. Her müslüman kendi imtiyazını taşımalıdır. İşte tam ve gerçek özgürlük ve bağımsızlık buradan neÅŸet edecektir. İslam’dan uzaklaÅŸarak batılı düÅŸüncenin prangasına yenik düÅŸmüÅŸ aydınların kölelikten azade olmalarını beklemek beyhude bir çabaya dönüÅŸür. Reel politik tavırlar, ideal politik tavırlara alan açmak için geçici bir süreci iÅŸaret eder. Arızi olanın kalıcı olanın yerine ikamesini saÄŸlayan her hareket merduttur. Ümmet ne çekti ise bu irtidat halinden çekmiÅŸtir.

 

Abdulaziz Tantik

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.