Sosyal Medya

Makale

Åžimdi reklamlar!

Bugün deli gibi istediğim yeni model cep telefonunun dün varlığından bile haberim yoktu! Bir senedir beğenerek giydiğim ceket, yeni sonbahar kreasyonlarının açıklanmasıyla gözümden düşüverdi! Yıllardır kullandığım diş macununun kokusuna, reklamını gördüğüm okyanus köpüğü kokulu yeni bir diş macunu yüzünden artık dayanamıyorum! Aynı yazarın yeni çıkan kitabı yüzünden ortalarına geldiğim önceki kitabı bir türlü bitmek bilmiyor! Arabamı seviyordum ama yeni modeli çıkınca aramıza soğukluk girdi! Kapağını açınca müzik çalan yeni bir buzdolabı modeli çıkmış, sanırım buzdolabımı bu yeni modelle değiştirip müzik çalarımı da elden çıkaracağım! Su geçirmez takım elbise yapmışlar, artık takım elbisemle işe gitmeden önce denize girebilirim! Çocuklarının hareketlerini uzaktan izleyebileceğin yeni bir kol saati gördüm, çocuğumun olmaması ne kötü!

Frederic Beigbeder popüler kitabı ‘9.900’de reklamcılık mesleÄŸinin ipliÄŸini pazara çıkarıyor: “Reklamcıyım. Kâinatı kirletiyorum. Ben size pis ÅŸeyleri bile satan adamım. Asla sahip olamayacağınız o ÅŸeylerin hayalini kurduran... Photoshop’ta rötuÅŸlanmış kusursuz bir mutluluk... Kılı kırk yararak oluÅŸturulmuÅŸ görüntüler, moda müzikler. Zar zor biriktirdiÄŸiniz paralarla, son kampanyada itelediÄŸim rüyalarınızın arabasını satın almayı baÅŸardığınızda ben onu çoktan demode etmiÅŸ olacağım. Sizi yenilik bağımlısı yapıyorum. YeniliÄŸin avantajı, hiçbir zaman yeni kalmamasıdır. Salyalarınızı akıtmak: Benim görevim bu! Benim mesleÄŸimde kimse mutlu olmanızı istemez; çünkü mutlu insanlar tüketmezler. ÇektiÄŸiniz acı, ticareti canlandırıyor. Bizim jargonumuzda buna ‘alışveriÅŸ sonrası düş kırıklığı’ deniyor. Size acilen bir ürün gerekiyor; ama ona sahip olur olmaz bir baÅŸkasına gereksinim duyuyorsunuz... İhtiyaçlar meydana getirmek için kıskançlığı, acıyı, doyumsuzluÄŸu körüklemek gerekiyor. İşte benim savaÅŸ gereçlerim bunlar. Hedefim ise ‘SİZ’siniz.”

Her önüne çıkan reklam seni kendine çekiyorsa, gardı düşmüş bir tüketici olmak dışında pek bir seçeneğin olmayacak, hayat böyle!

“Hemen ÅŸu kreme sahip olmazsam, yüzümü bir daha insan içine çıkaramam diye korkuyorum!” dedi yanındakine. “Ne diyorsun yahu, nereden çıktı ÅŸimdi bu!” diye itiraz etti yanındaki. Cevap trajikomikti: “Az önce reklamlarda gördüm!”

Arama motorlarında herhangi bir kelimeyi arattığınızda önce birkaç sayfa o kelimeyle ilgili reklam linklerine maruz kalıyorsunuz. İnsanoğlunun arayışlarının önünde her devirde engeller vardı ama reklamlar kadar baştan çıkarıcı ve bize ne aradığımızı unutturan engellerle herhalde daha önce karşılaşmadık!

Evde neden satın aldığımı hatırlayamadığım bir sürü hiç kullanılmamış ÅŸey var! Hepsini evin bir köşesinde bir araya getirip bir ‘KiÅŸisel Kullanılma Tarihi’ sergisi açmayı düşünüyorum!

Beatrice Alemagna’nın ödüllü bir çocuk kitabı var, adı ‘Hiçbir Åžey Yapmama Günü’. Hem çocuklar hem ebeveynler için tam bugünlere uygun bir kitap, hikayesine bir göz atın derim. Ben adına takıldım daha çok. Hiçbir Åžey Yapmama Günü bence iyi bir fikir, gerçekten bir ÅŸeyler yapabilmek için iyi bir fırsat olabilir. Hiçbir Åžey Satın Almama Günü de denenebilir hatta.

OkuduÄŸum kitabı hiçbir ‘Çok Satanlar’ listesinde bulamadım; lehinde pek çok delile raÄŸmen bu kitabın iyi bir kitap olduÄŸuna kendimi bir türlü ikna edemiyorum.

“Bütün bu reklamlar” dedi beyaz saçlı adam, “bizi gerçekliÄŸi olmayan bir hayatı sürdürmeye mahkûm ediyor!”

https://www.yenisafak.com/yazarlar/gokhan-ozcan/simdi-reklamlar-4748966

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.