Makale
Kurban Sosyolojisi
Kurban ibadetinin derin dini sosyolojik ve psikolojik anlamları olan sembollerle örülü kadim bir ibadet biçimidir. Bundan dolayı ibadetin salt hayvan boÄŸazlamaya indirgenemeyeceÄŸi ve çok daha derin anlam katmanlarına sahip olduÄŸu açıktır. “Kurban bayramı, kurban kesmeÄŸi kutlamak için deÄŸildir, bayram olduÄŸu için kurban kesilmektedir. DiÄŸer bir deyiÅŸle, kurban· için bayram edinilmiyor, bayram için kurban kesiliyor.”(1)
Kurban, derin bir tevbe ve özeleÅŸtiri eylemidir. Temelinde en sevdiÄŸimizden Allah rızası için vazgeçme felsefesi yatar. Bu ibadetler yalnız başına deÄŸil, topluluk halinde yapılmaktadır. Toplum yönüne önem veren İslamiyet, insanın ruhunu, içini temizlemeyi, onun sevinçli ve neÅŸeli olmasını amaç edindiÄŸi böyle bir günde insanların birbirine ısınmasını, karışmasını ve kaynaÅŸmasını kolaylaÅŸtırmak için maddeten onların yakınlaÅŸmalarını saÄŸlayacak sebeplere de baÅŸvurmuÅŸtur. Bundan dolayı diÄŸer isimler arasından buna Kurban demeyi seçmiÅŸtir. İslamiyetİn kabul ettiÄŸi bir ilke (esas) de hediyeleÅŸmek suretiyle birbirine sevgiyi, baÄŸlılığı ve saygıyı artırmaktır. Yemeden, aç karnına bayram yapmanın ne kadar neÅŸesiz ve sevinçsiz, takatsiz, güçsüz geçeceÄŸi apaçıktır.(2)
Her kurban bayramında kurban üzerine yapılan spekülatif ve manipülatif yorumlar bu sene de yapılmaktadır. Kurban kesmek yerine fakirlere yardım etmek, bir yoksulun en kirasını ödemek önerileri her kurban bayramında olduÄŸu gibi yaygınlaşıyor. Basında kendini Atatürkçü-çaÄŸdaÅŸ ve laik düÅŸünceye ait gören bu düzlemde paylaşımlar her sene yaygın olarak dillendiriliyor. KuÅŸkusuz bu tüm yaklaşım salt Kemalistler için genellenemez. Bu öneri yerine lüks harcamalar yapan zenginler ve varlıklı kiÅŸilere fakir ve yoksullara her zaman yardım etmeleri önerisi hem daha ahlaki hem de tutarlıdır. Fakir ve yoksullara yardımı sadece kurban üzerinden deÄŸerlendirmek ahlaki deÄŸildir ve ibadetin sekülerleÅŸmesi amacına dönüktür. Bir kere hiç kimse diÄŸerinin ibadeti nasıl ve ne ÅŸekilde yapacağına karışamaz. İkincisi, bu öneri sahipleri, kurban kesmek yerine, istedikleri gibi eylemde bulunabilirler. Üçüncüsü, kiÅŸiye ait bir mazeret yok ise eÄŸer, bir ibadetin yerini baÅŸka bir ibadet tutmaz. Dördüncüsü, her Müslüman kurban kesmekle yükümlü deÄŸildir, ancak yoksullara yardım edebilir. BeÅŸincisi, dini kaynakların dışında ibadetin ne ÅŸekilde yapılacağını, nasıl yapılırsa daha iyi olacağını belirlemiÅŸtir. Altıncısı, ibadet konusunda insanları Kur'an ve sünnet dışında yönlendirecek zorlayacak hiçbir otorite yoktur. Kurban olayını bu ilkeler çerçevesinde ele alıp deÄŸerlendirmek gerekir.
Sonuç olarak Kur'an ve Sünnet, kurbanın biçimsel ( fıkhi, formel, hukuki)ve ahlaki ( içerik, irfan) boyutunu belirlemiÅŸtir. Åžurası açık, Kurban et ve kan ile ilgilidir. "Onların etleri ve kanları kesin olarak Allah'a ulaÅŸmaz, ancak O'na sizden takva ulaşır. İşte böyle, onlara sizin için boyun eÄŸdirmiÅŸtir; O'nun size hidayet vermesine karşılık Allah'ı tekbir etmeniz için. Güzellikte bulunanlara müjde ver."(Aziz Kur'an Hac / 37) Bu ayet ve Aziz Peygamber'in pratiÄŸi kurban ibadetinin hayvan boÄŸazlayarak gerçekleÅŸtirildiÄŸini açık olarak belirler. Ayette et ve kan geçmesi ibadetin bu araçlarla yapıldığını gösteriyor. Et ve kan ibadetin fıkhi boyutu, takva ise ahlaki boyutuyla ilgilidir. Bunlardan biri eksik ise ibadet gerçekleÅŸmez.
Öte yandan kurban Allah'a yaklaÅŸtıran her ibadet için kullanılan bir kavramsallaÅŸtırmadır. Ancak Kurban Bayramı dolayısıyla yapacağımız ibadet, kurbanın özel bir formudur ve ancak hayvan keserek yerine getirilir.
Kurban konusunda tartışma konusu yapılan içeriksiz tartışmalardan uzak durmak, hem kurbanını kesmek, hem de fakir ve yoksullara yardım etmek gerekir. Fakir ve yoksullara yardım büyük bir sevaptır, ancak Kurban ibadetinin yerini tutmaz.
Bunun dışında herkes inanıp inanmamak konusunda özgür olduÄŸu gibi kurban kesip kesmeme konusunda da özgürdür. BaÅŸkasının yaÅŸamına karışan her ideoloji totaliter bir zeminden hareket eder. Kimse diÄŸerinin ibadetine karışamaz ve zorlayamaz. İslam alimlerinin dediÄŸi gibi: "Zora yapılan ibadet, ibadet deÄŸildir."
Kurban üzerine en felsefi ve derinlikli yorumları Ali Åžeriati yapmıştır. O, kurbanın derin anlamı üzerine yoÄŸunlaÅŸan deÄŸerlendirme yapmıştır. Ali Åžeriati’nin deÄŸerlendirmesi ibadetin arka planındaki irfani ve ahlaki derinliÄŸe de iÅŸaret etmektedir. İsmail, salt Hz. İbrahim’in oÄŸlu deÄŸil, aynı zamanda en deÄŸerli varlığıdır da.
"Senin İsmail'in kimdir?
Veya nedir? Makamın mı? Onurun mu? Mevkin mi? Statün mü? MesleÄŸin mi? Paran mı? Evin mi? Bağın mı? Otomobilin mi? Sevgilin mi? Ailen mi? İlmin mi? Rütben mi? Sanat ve maharetin mi? Ruhaniyetin mi? AlimliÄŸin mi? Elbisen mi? Adın mı? Namın mı? Åžöhretin mi? Canın mı? Ruhun mu? GençliÄŸin mi? GüzelliÄŸin mi? Ben nereden bileyim? Bunu sen kendin bilirsin. Her ne ve kim ise onu sen kendin minaya getirmeli ve Kurban için seçmelisin. Ben sadece onun alametlerini sana söyleyebilirim. Seni iman yolunda zayıflatan, "gitmek"te olan seni "kalma"ya çağıran, seni "sorumluluk" yolunda ÅŸüpheye düÅŸüren, seni kendine baÄŸlayan ve alıkoyan, gönül baÄŸlılığı, mesaj iÅŸitmene, hakikati itiraf etmene izin vermeyen, seni firara çağıran, seni maslahatçı izah ve yorumlara sürükleyen ve aÅŸkı kör eden her ÅŸey… İbrahim'sin Ve İsmail zaafın seni İblis'in oyuncağı haline getirebilir. Hayatında ÅŸeref, saygınlık, iftihar ve faziletin doruklarında bir tek ÅŸey vardır ki onu elde etmek için zirveden inebilir onu kaybetmemek için bütün İbrahimi kazanımlarını yitirebilirsin: O İsmail'indir. İsmail'inin bir ÅŸahıs veya baÅŸka bir ÅŸey olması mümkündür; bir durum bir konum, bir zaaf noktası olması imkan dahilindedir. Ey Hakk'a teslim olan, Allah'ın kulu! Hakikatin senden istediÄŸi ÅŸey, iÅŸte budur. Budur imanın daveti, risaletin mesajı. Bu senin sorumluluÄŸundur, ey sorumlu insan! Bunlar İsmail'in özellikleridir. Sen kendin onu, kendi yaÅŸamında bul ve al ve kurban et!" (3)
Hiç kuÅŸku yok ki, kurban kana susamışlığın sonucu ortaya çıkan bir davranış biçimi deÄŸildir.
"Bu İbrahim'in dinidir; kana susamış tanrıların, mazoşistlerin ve işkencecilerin değil.
İnsanın mükemmelliÄŸe ulaÅŸmasının, bencillikten ve hayvani arzularından kurtulmasının hikayesidir yaÅŸanan.
İnsanın daha ulvi bir makama ve aÅŸka; ve bilinçli bir insan olarak sorumluluklarını yerine getirmesine engel olacak her ÅŸeyden azade olduÄŸu bir iradeye yükseliÅŸidir...
...Hikaye, bir koçun kurban ediliÅŸiyle sona eriyor.
Bu, Yüce Allah'ın tarihin en büyük insan trajedisi sonuna iliÅŸkin dileÄŸidir - birkaç aç insanı doyurmak için bir koç kurban etmek.
Sen de İbrahim gibi kendi İsmail'ini getirmelisin Mina'ya.
Senin İsmail'in kim? Ancak sen bilebilirsin, başkası değil.
Belki eÅŸin, iÅŸin, yeteneÄŸin, gücün, cinsiyetin, statün vs.
Ne olduğunu bilmiyorum, ama İbrahim'in İsmail'i sevdiği kadar sevdiğin bir şey olmalı.
Senin özgürlüÄŸünden çalan, görevlerini yerine getirmeni engelleyen, seni eÄŸlendiren, hakikati duymaktan ve bilmekten alıkoyan, sorumluluk kabul etmektense meÅŸrulaÅŸtırıcı sebepler ürettiren ve seni sadece gelecekte senden gelecek yardım için destekleyen ne varsa; iÅŸte bunlar onun iÅŸaretlerindendir.
Onu arayıp bulmalısın. Eğer Allah'a yaklaşmak istiyorsan, İsmail'i Mina'da kurban etmen gerek.
İsmail'in yerine geçecek koçu (fidye) sen tespit etme, bırak Allah sana yardım etsin ve bir hediye olarak göndersin.
O, koçu ancak bu ÅŸekilde kurban olarak kabul eder.
Koç ancak İsmail'in bedeli olduÄŸunda kurbandır; yalnızca kurban olsun diye koç boÄŸazlamak ise kasaplıktır."
Ey "Hakk'a teslim olan", "Allah'ın kulu"!
Hakikatin senden istediÄŸi ÅŸey, iÅŸte budur.
Budur "imanın daveti", "risaletin mesajı".
Bu senin sorumluluÄŸundur, ey "sorumlu insan"!
Ey "İsmail'in babası"!
"İsmail'ini öldür"!
"Kendi ellerinle kurban et"!"(4)
Hüseyin Atay, Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, cilt: XVII,1969
- Hüseyin Atay, Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, cilt: XVII,1969
- Ali Şeriati, Hac, Fecr yayınları, s.130,132-154
- Ali Şeriati, Hac, Fecr yayınları, s.130,132-154
https://www.hertaraf.com/koseyazisi-yusuf-yavuzyilmaz-kurban-sosyolojisi-4565
Henüz yorum yapılmamış.