Sosyal Medya

Makale

İlk İnsan Hakları Metinleri

Evrensel bildirgeye kaynaklık eden insan hakları serüvenini izlemeden günümüzdeki anlayışı tanımlamak yetersiz sonuçlara neden olur. Cari insan hakları ilk kalkış noktasını eski Yunan’a kadar götürür. Avrupa’nın beÅŸiÄŸi kabul edilen Grek ve akabinde Roma ve Hristiyan izleÄŸinin dışındaki kültürlerin geliÅŸiminden söz edilmemesi farklı kültürlerin olmadığı anlamına gelmez. Bu durum insan hakları söyleminin karakteri üzerinde Batı’nın kendi öyküsünü merkeze aldığını gösterir.

DiÄŸer yandan Babil hükümdarı Hammurabi’nin kendi adıyla anılan kanunları, M.Ö. iki binli yıllarda Babil toplumunu idare eden, sosyal hayatı tanzim eden iki yüz seksen iki maddenin çivi yazısıyla iki buçuk metrelik taÅŸlara kazınarak anıta dönüştürülmesi, Mezopotamya üzerinden farklı bir öykünün yürüdüğünü gösterir.

Milattan önce beÅŸ yüzlü yıllarda Pers İmparatoru II. Kiros tarafından taÅŸ tabletler üzerine (25,5-13 cm) Akatça çivi yazısı ile yazılan metinler o tarih dikkate alındığında ileri merhaleyi iÅŸaret etmekteydi. Babilli kölelerin özgür olduÄŸunu beyan eden belgeler bugün için farklı deÄŸerlendirme imkânları sunuyor.

Tarihi metinler anlaşılır ve tutarlı olarak her zaman karşımıza çıkmaz. YaÅŸanılan tarihin ve coÄŸrafyanın kültürel özelliklerini yansıtan belgelerde çeliÅŸkiler tespit etmek mümkündür. Ancak kendi zamanına göre çığır açan, cesaret veren metinlerin geliÅŸme açısından büyük öneme sahip olduÄŸunu söylemek gerekir. Günümüz birikimiyle düne bakışta iki yönlü yanılma ihtimalini hesaba dâhil etme zarureti söz konusudur.

İnsan haklarının tarihî serüveninde, sosyal deÄŸiÅŸimlerin, devrimlerin, büyük göçlerin, savaÅŸların etkili olduÄŸu göz ardı edilemez. Günümüz insan hakları anlayışının deÄŸiÅŸimler yoluyla çeÅŸitlenip zaman zaman büyük kırılma ve sarsıntılarla yürüyüşünü sürdürdüğü biliniyor.

Mevcut insan hakları tarihî söylemi; levhalar üzerinden kadim tarihten kesitlere parantez açsa da milat olarak Antik Yunan’daki doÄŸal hukuk anlayışını milat alır. Henüz toplumsallık sürecine ulaÅŸmamış dönemde ortaya çıkan / doÄŸan tabii hukuk; insanı bütüncül bir bakış açısıyla, mekân ve zaman ayrımına tabi tutmadan, eÅŸit anlayışla ele alarak kendinden sonraki dönemler üzerinde etki oluÅŸturmuÅŸtur.

Orta ÇaÄŸ ve Aydınlanma ile birlikte insan hakları; yeni imkânlar ve deÄŸiÅŸen koÅŸullarla birlikte üç kırılma, aynı zamanda üçlü sentez yansıması ile yürüyüşünü evrensel bildirgeye taşımıştır.

  1. Doğal Hukuk Yaklaşımı: İnsanı daha çok ontolojik yönü ile öne çıkaran, romantik nitelemesine muhatap olmasına rağmen, farklı varoluş temelli anlayışların insanın önemi noktasında ortak vurgu ile öne çıkarmasıyla dikkate değer bir durum ortaya koyar. Doğal hakların toplumdan ve devletten önce var olduğunu belirterek, bütün yapılara karşı insanı öne koyması, etkisinin sürekliliğinde önemli paya sahiptir. Doğal hukuk; adaleti herkes için isteyen, insan tabiatı/fıtratı ve bütüncül bakış akıl, vicdan bütünlüğünü önemseyen önerme ile ontolojik temele dayanıyordu. Henüz sosyal olgular ortaya çıkmamışken temelini, doğa, akıl ve tanrı iradesine bağlayan akımın içinde, hakların yaratıcı tarafından bahsedildiğini benimseyen Stoacıların görüşleri önemli yer tutar. İlahi tabii hukuk tanımına denk düşen vahiy karakterli Stoa anlayışının Mezopotamya, Mısır, Yunan eksenindeki bilgi akışıyla ortaya çıkabileceği gibi, bölgeye has ilahi tezahürün ürünü olabileceği üzerinden görüşler de mevcuttur. Görüşlerin kaynağı bir yana, ortaya çıkan anlayışın kuşatıcı ve ayrım gözetmeksizin aşkın boyutunun insanı değerli gören karakteri dikkate alınmasını kaçınılmaz kılıyor.
  2. Biyolojik Temelli Yaklaşım: İnsanın yapısı/fıtratı ile ihtiyaçları arasında baÄŸ kuran anlayış, daha ziyade ihtiyaçları öne alan, pratiÄŸe yönelik önceliklere sahiptir. İnsanın yaratıcı veya doÄŸa temelli kökenini dikkate almadan ihtiyaç kapasite ve varlığının devamı açısından ele alan biyolojik bakış, güvenlik içinde varlığın korunmasını önemser ve insana varlık hiyerarÅŸisinde öncelikli yer verir. İnsanı mutlaklaÅŸtırmaya ve kendine yeterli varlık olarak tanımlamaya yatkın anlayış, aÅŸkın boyut karşısında bedeni öne çıkarma eÄŸilimindedir. İrrasyonel alan olarak tanımladığı aÅŸkın boyuta karşın bedeni öne çıkaran biyolojik bakış açısı, insanı rasyonel temele sıkıştırması açısından pozitif görüşe yakınlaÅŸarak ihtiyaç temelli özelliÄŸiyle tebarüz eder. 17. yüzyıl doÄŸal hukukun rasyonel alana çekilme ve sözleÅŸmeler üzerinden seküler anlayışın, insana atfedilen önem üzerinden kurgulandığı dönemdir. İlahi iradeden doÄŸan boÅŸluÄŸu Hümanizm ile doldurmaya çalışana düşünce, Kadim Yunan anlayışına müracaatla Patagoras’ın “İnsan her ÅŸeyin ölçüsüdür.” Anlayışını aydınlanma algısının temeline yerleÅŸtirmesinde etkili oldu.
  3. Pozitivist Temelli Yaklaşım: İnsan haklarının temelini sosyal olgulara bağlayan anlayış, toplum ortaya çıkmadan hakların varlığından bahsetmenin mümkün olmayacağı üzerinden kendini ifade eder. Hakların toplum içinde meydana gelmesinden ötürü, vazgeçilmez, değiştirilemez olmadığı üzerinde durur.

İnsan ihtiyaçlarının sürekli değişip genişleyeceğini belirterek hakların çeşitlenip gelişeceğini öne süren söylem, modern dönemin etkisiyle pozitivist temelli bakış açısını öne koyar. İnsan aşan bir hakikatin olmamasının altını çizerken insanın maneviyat boyutunu devre dışı bırakır. Toplumsal gelişmenin önemine vurgu yapan anlayış, devleti ve dolayısıyla yasaları diğer yaklaşımlardan farklı olarak daha önemli bulur.

Pozitivist anlayış toplumun çatışmalarını yasa düzeni ile kontrol etmeye eğilimli yönüyle devleti ve çeşitli güç odaklarının varlığını dikkate değer bulmaktadır. Modern dönemin örgütlediği çatışmacı şartlar içinde insan tekinin sistem karşısındaki yalnızlığının çözümü, hukuk yönüyle hak aramaya sıkıştırılması, insan haklarını şartlara endeksleyen nesneleştirici özellik barındırmaktadır. Olanı dikkate alan ve olgularla kendini tanımlayan anlayışın, insan fıtratı üzerinden evrensel bakış üretmemesi önemli eksikliği olarak görülüyor.

Not: Bu makale, “Adalet Arayışında İnsan Hakları” adlı eserden iktibas edilmiÅŸtir.

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.