Sosyal Medya

Makale

Kuran'da Değişim, Toplumun İradesine Bağlı Tutulmuştur

Birey ya da toplumun inançlarına musallat olan teslimiyetçiliÄŸi hurafeleri, bidatleri, atalar dininin kalıntılarını, ölçüsüzlüğü gidermek ve onları ıslah etmenin yolu, hakka ÅŸahitlik ederek Allaha karşı sorumluluk bilinci içerisinde Kur’an’ın ilkeleriyle yüzleÅŸmektir. Kur’an’ın terbiyesinden geçmektir.

Kur’an, bir ümmet meydana getirip, bir toplumsal dönüşüm gerçekleÅŸtirmek, ruh, ahlak ve akılları eÄŸitmek için Hz peygamberin kalbine inmiÅŸtir. Toplumsal deÄŸiÅŸimin yasasını Allah şöyle bildiriyor << Bir toplum kendisindekini deÄŸiÅŸtirmedikçe Allah onlarda bulunanı deÄŸiÅŸtirmez >> (Rad 96/11)

Ä°slam’ın tevhide ve tek bir Allah’a çaÄŸrısı hiçbir zaman bir kelam /felsefe davası ÅŸeklinde olmamıştır veya kutsal bir akide ÅŸeklinde olmamıştır. Çünkü Ä°slam davası oldum olası Rad 11.ayetinde bildirildiÄŸi gibi toplumsal bir inkılaba çaÄŸrı biçiminde gerçekleÅŸmiÅŸtir. Tevhidi çaÄŸrı, baÅŸlar baÅŸlamaz ilahlık makamının iddiasında bulunup çeÅŸitli hile ve oyunlarıyla despotizmle, insanları köleleÅŸtiren kimselerin kökünü kazımak onları tarih sahnesinden silmek istemiÅŸtir. Kıssalarda da belirtildiÄŸi gibi, firavunlar, nemrutlar, müstekbirler ve daha kimler, eskinin kâhin ve put bakıcıları, krallık ve yönetimi ellerinde tutarak insanların boynuna binenler, onları ezen ve sömürenler, servetin kaynaklarını ve yeryüzü zenginliklerini tekellerinde bulunduran böylece insanları karın tokluÄŸuna ve bir lokma ekmeÄŸe muhtaç bir ÅŸekilde köleleÅŸtiren kimseler… Ä°ÅŸte Ä°slam, tüm bunları ortadan kaldırıp köklerini kurutmak istemektedir. Bunların amaçları, atalarından miras aldıkları bir takım haklara dayanarak etraflarındaki insanlara tahakküm etmek emirlerine boyun eÄŸdirmek ve zorbaca yönetmektedir. Åžu ayeti kelimeler son derece dikkat çekici,

<< Sizin için kendimden başka bir ilah tanımıyorum>> (Kasas 28/38)

<< Sizin en yüce Rabbiniz benim >> (Naziat 79/24)

<< Bende yaşatır ve öldürürüm>> (Bakara 2/258)

<< Bizden daha güçlüsü var mı>> ( Fussilet 41/15) gibi benzeri sözler söyleyen müstekbir, yeryüzünde rableşmiş kimselerdir.

İslamın tevhid davası, bir tek Allah ın ubudiyetine çağrısı, küfrü ve Allah a şirk koşmayı reddetmesi, put ve tağutlardan sakındırması evet tüm bunlar, kurulu düzenlerle, bu düzen yöneticileriyle hedeflerine varma ve ihtiyaçlarını giderme bu düzenlerden yardım ve destek gören kimselerle temelinden çelişip çatışmaktadır.

Ne zaman bir peygamber gelip, insanları açıkça davet etmiÅŸ ve kendilerine <<Ey kavmim sadece Allah’a ibadet edin sizin için ondan baÅŸka bir ilah yoktur. >> davetini yapmışsa bu söz konusu kimselerin ona karşı kesin bir cephe olmalarının nedeni iÅŸte buydu…

Yani en baÅŸta o çaÄŸların egemen iktidarlarıyla, ülkenin servet kaynaklarını kemirenlerdi. Bu servetleri zulmen ve haksız yere ceplerine atanlardı davaya karşı koyanlar… Ä°lk dönemlerdeki tavırlar nasılsa bugünde yeryüzünde aynı karşı duruÅŸları, tavırları görüyoruz.

Evet, Ä°slam, birey ve toplumun ıslahı ve dönüşümü açısından bir çaÄŸrıdır. Evrensel ve toplumsal bir inkılabın çaÄŸrısı… Bu çaÄŸrı hayatı anlamlandıran bir çaÄŸrı, yani Allah’lı bir hayat sürmemizi isteyen, Rabbani bir hayattır. Ä°ttekullah nakışlı bir hayat.

Ä°slam ümmeti hayat ve hareket tarzını tüm insanlara iliÅŸkin tavır ve bakışını Kur an ı kerimin direktif ve emirlerine göre belirlemek zorundadır.  Kur an ı bu maksatla okumak zorundadır. Kur an bu ümmetin hareket kaynağı ve yön verenidir.

Bundan dolayı bu ümmetin hayatı anlamlıdır ilkesidir. Kur’an’ın direktif ve beyanlarını uygulayarak, kur an kendileriyle konuÅŸuyormuÅŸ gibi emir ve nehiylerini hayata taşıyarak, hayatı yaÅŸanılır ve güzel kılmaktır.

Allah, insanlar için çıkardığı bu hayırlı ümmeti, büyük ve muazzam bir iÅŸ için hazırlamıştır. GönderdiÄŸi hayat sistemini yeryüzünde uygulama emanetini yüklemek üzere hazırlamıştır. Bundan dolayı bu ümmeti oluÅŸturan bireylerin Kur’an’ın terbiyesinden geçirilip, tüm cahili tortu ve izlerden arındırılması gerekir. Bu sadece ruh ve vicdan eÄŸitimi deÄŸildir. Bu ümmetin dünyadaki hayat ve geçimini ilgilendiren bir eÄŸitimdir aynı zamanda…

Kur’an’ın ilkeleri doÄŸrultusunda bir eÄŸitim ve hayat, kur an ın aydınlığında ki hayat, zorluk, mücadele ve görev dolu bir hayata atılmamız demektir. Yani tüm yeryüzüne yayılmış cahiliyeye karşı koyarak kalbiyle aklı ve hareketiyle kur an ı yaÅŸamak demektir. KiÅŸinin Ä°slam’ı hem kendi nefsinde hem de insanların nefsinde, hem kendi hayatında hem de insanların hayatında yaÅŸatması demektir.

Kur’an, hayatın bütün alanlarını kuÅŸatan talimatları verirken bunun yanında, insanın aklını kullanmasını ÅŸuurumuzun daima uyanık olmasını ister. Yani tevhid dini bir uyanıştır. Tevhidi din, insanoÄŸlunun içerisinde yer aldığı var oluÅŸun, evrenin, hayatın insan için ne anlama geldiÄŸine dair ilahi bir cevaptır. Tevhidi din, insana varoluÅŸ evren, insanlık, tabiat, toplum ve tarih konusunda bir anlam haritası sunar. Böyle bir dine mensup olan mümin, yeryüzünde ezilenlerin çığlığı olur, yeryüzündeki her türlü kötülüğe, haksızlığa ve zulme karşı bir isyan ahlakına sahiptir. Tevhidi dine inanmış mümin artık bir imana sahip olarak hayatını anlamlı kılmış demektir… Öyle bir hayat ki, haksızlığın barınamayacağı fikir ve inançların tamamen özgür olacağı adalet ve eÅŸitliÄŸi egemen olacağı, insanları Allah ın, hakikatin ve deÄŸerlerin birliÄŸine sürekli davet edileceÄŸi bir dünya kurma çabası ile dolu… 

Kur an teoride kalan bir fıkıh veya güzel bir okuyuÅŸ ve zihinsel dinlenmeye yarayan soyutlanmış bir fikir olmak için deÄŸil, bölüm bölüm uygulanacak bir hayat metodu olmak için gelmiÅŸtir. Sahabe nesli de bu anlamıyla Kur’an’dan yararlanmış ve günlük hayatlarına uygulamak için öğrenmiÅŸlerdir. Kendilerine gelen emir ve yasakları, adap veya farzları derhal uygulamak için öğrenmiÅŸlerdir. Kur an ı efsane veya masal dinler gibi bir eÄŸlence ve teselli aracı olarak da görmediler ve öğrenmediler. Tam aksine onlar, günlük hayatlarını, varoluÅŸ gayelerini kur an a göre biçimlendirdiler. Onu his ve ruhlarında, faaliyet ve davranışlarında ev ve hayatlarında yaÅŸadılar. Kur’an onların biricik rehberiydi.

Kur’anla tanışmadan önce bildikleri tüm gelenek ve alışkanlıklarını bir kenara atan kimselerdi. O ilk nesil... Ä°bn-mesud (r.a ) diyor ki << Bizden biri öğrendiÄŸi on ayeti, manalarını öğrenip onlarla amel etmediÄŸi sürece atlayıp baÅŸka ayetlere geçmezdi. >> iÅŸte hayatın anlamı budur..

Kur’an oluÅŸturduÄŸu ahlaki prensipleri birey ve toplum noktasında iki yönüyle iÅŸlemiÅŸtir, kendi ahlak düşüncesinin sosyalleÅŸmesini de, bu toplumu oluÅŸturacak bireylerin kur an i ölçüler çerçevesinde ahlaklanmasına baÄŸlamıştır. Kur’an’ın üslubundan anlaşılan o dur ki, söz konusu durum ister bir toplumu deÄŸiÅŸtirmeye aday, isterse dönüşmüş bir toplumun içinde yaÅŸayan insanları kapsasın deÄŸiÅŸmeyecektir. << Siz baÅŸkalarına iyiliÄŸi emrederken kendinizi unutuyor musunuz?>> Bu ÅŸekliyle bireyin ahlaklanması, Kur’an’ın nihai olarak hedeflediÄŸi ahlakın toplumsal bazda hayat bulmasının ön koÅŸuludur. Böylece kur ani ahlakı özümsemiÅŸ olan Müslüman Ä°slam düşünce ve pratiÄŸin en temel güvencesini temsil eden kiÅŸi olacaktır. Kur’an’ın ana ilkelerinin başında yeryüzünde ahlaki bir toplumun oluÅŸmasının geldiÄŸini söyleyebiliriz. ..

Yeryüzünün ifsat edildiği zulüm ve şirkin alabildiğine azgınlaşıp cahili kültür ve uygulamaların yaygınlaştığı ve vahiy ölçülerden uzaklaşıldığı her dönemde, ıslahat çabalarının gerçekleştirilmesi müminlerden beklenilen temel farizalardır. Rabbimizin müjdelediği sonucunda, ancak bu konularda göstereceğimiz Salih amellerimizle ulaşabiliriz. Zaten müminlerden beklenilen, zorbalara uymaları veya boyun eğmeleri değil ıslah edicilerden olmalarıdır. (28/29?)
İçinde yaÅŸadığımız toplumsal dokunun hali pür melal. Şöyle bir bakalım, Müslüman halklar sahih bir inanç ve amelden uzak, vehm, korkaklık, tembellik ve cehalet içinde bulunmaktadır. Ä°nsanlarda akletmek vasfı yok olmuÅŸ ruhi hissiyat çökmüştür… Ä°slam kardeÅŸliÄŸi yok olmuÅŸ, her türlü zulüm ve baskılara sessiz kalmakta, uyuÅŸmuÅŸ beyinler, körleÅŸmiÅŸ gözler…

Dine birçok hurafe ve bidatler sokulmuÅŸ yanlış kader anlayışları, keramet kültürü yaygınlaÅŸmış uydurma hadislerle din asıl kaynakları olan Kur’an ve sahih sünnetten uzaklaÅŸtırılmıştır. Ä°nsanlar kur an ı okuyan ama anlamayan dinleyen fakat idrak etmeyenler durumuna getirilmiÅŸ. Bu bozulma ve kötülük hali tarihi süreç içinde toplumların bünyesinde tezahür etmiÅŸ ve etmeye devam ediyor.

Ä°slam ümmetinin bugün yaÅŸadığı hastalıklı ve cahili durum buna ÅŸahitlik etmektedir. Müslümanlar tevhidi bilinçlerini yozlaÅŸtırmışlar ve kaybetmeye baÅŸlamışlardır. Hz Muhammed’den bu yana ıslahat çabalarını ve tevhidi mücadelelerini sürdüren Müslümanların gayretlerine raÄŸmen, iÅŸbaşına geçtiklerinde bozgunculuk yapanlar(2/ 205)… Allah’ın indirdiÄŸi apaçık belgeleri ve kitapta açıkladığı hidayeti gizleyenler (2/159) Ä°slam ümmetinin bilincini ifsat etmiÅŸler ve Müslüman kitlelerin halini bozup deÄŸiÅŸtirmiÅŸlerdir ve Ä°slam ümmeti rablerinin kendilerine verdiÄŸi arza varis olma nimetini ellerinden kaçırmıştır. << Bu böyledir çünkü bir millet kendilerinde bulunanı deÄŸiÅŸtirmedikçe Allah onlara verdiÄŸi nimeti deÄŸiÅŸtirmez Allah iÅŸitendir bilendir. >> ( Enfal 8/53) . Fakat Allah yeryüzünü Salih kullarına varis kılmak ( Enbiya 21/105) insanları kurtuluÅŸ ve mutluluk yoluna eriÅŸtirmek istemektedir. ( Tevbe 9/20) Bununla birlikte deÄŸiÅŸim yine bizim beraber olduÄŸumuz toplumun iradesine baÄŸlı tutulmuÅŸtur. Bireysel ve toplumsal alanında baÅŸarılı oluÅŸun yolu gene ıslahat çabalarıyla oluÅŸacaktır.

<<Bir toplum kendi nefislerindekini değiştirmedikçe kuşkusuz Allah da o toplumun bulunduğu durumu değiştirmeyecektir.>> (Rad 13/11)

Velhasıl, emperyalizmin, modernizmin ve muharref geleneğin karşısında tevhidi bilincimizi ıslahatçı ve inkılapçı tavır ve yöntemlerimizle yaygınlaştırmaya çalışmalıyız. Yeryüzünde fitne kalmayıncaya kadar mücadeleyi azim ve kararlılıkla sürdürmeliyiz...

Ä°slam adına insanların Allah adıyla aldatıldığı ve zulmün sömürünün ÅŸirkin insanların hayatını kararttığı bir ortamda, bizler her zamanki gibi Rabbimizin hidayetine, desteÄŸine yardımına muhtaç durumdayız…

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.