Sosyal Medya

Makale

Kirli Sistemler Devretmek İçin Temiz Yüzler Ararlar

Belgeselde dünyanın sayılı devletlerinde yönetici kadroların henüz çocuk yaşlarda tespit edilip onlara çok özel eğitimler verildiği anlatılıyordu. Sizce bir avuç mutlu azınlığın rahatının devamını için dünyayı yangın yerine çeviren emperyalistler, şu sıralar hangi temiz yüzler peşindedirler?

Semud kavmi de geleceÄŸini emanet edeceÄŸi temiz yüzlü gençleri önceden belirliyordu. Ad kavminin helakinden hemen sonra meydan onlara kalmış, geliÅŸtirdikleri sulu tarım teknikleriyle ünlenmiÅŸ, kayaları oyup estetik ve güçlü yapılar inÅŸa ederek imrenilecek ÅŸehirler kurmuÅŸlardı. Gittikçe zenginleÅŸmelerine neden olan bu güçlü hamleleri onları şımartmış, halklarını sınıflara bölmüş ve içlerindeki azınlık bir grup, tüm refahın üstüne çöreklenmiÅŸti. Bu sömürü düzeninin devam etmesi için onların da temiz yüzlü liderlere ihtiyacı vardı. (Semud’un derin yapılanması) “Onlar şöyle dediler: ‘Ey Salih! Bundan önce sen, aramızda ümit beslenen bir kimseydin. Åžimdi babalarımızın taptıklarına tapmamızı bize yasaklıyor musun? Şüphesiz, biz senin bizi çağırdığın ÅŸeyden derin bir şüphe içindeyiz.’” (Hûd / 62)

Bu ayet çerçevesinde Semud kavminin Salih (as)’e dediler ki “Ey Salih! Sen bundan önce hakkında ümitvâr olduÄŸumuz, hatta yarınlarımızı emanet etmeyi düşündüğümüz parlak bir gençtin. Peygamberlik iddiandan önce bizimle iyi geçiniyor, servetimizi nasıl kazandığımıza ve harcadığımıza karışmıyordun. Atalarımızın yolundan seni çeviren ne? Nereden çıktı ÅŸimdi bu, eÅŸitlik, adaletle paylaÅŸmak ve kardeÅŸlik söylemleri? Yıllardır öğrettiklerimizden uzaklaÅŸtırıp bu anarÅŸist fikirlerle beynini yıkayan kim? Bizden mevki, makam ve servet olarak ne istedin de reddettik? Åžimdiye kadar yaÅŸamaya alıştığımız hayat tarzından bizi uzaklaÅŸtırmak, kurulu düzenimizi bozmak sana ne kazandıracak? Ä°stikrarı bozmak isteyen ayak takımlarını şımartmak yerine gücümüze güç katsana...”

“Aydınlık yarınlarımızı emanet etmek için seçtiÄŸimiz lider kalkmış, bizi atalarımızın taptıklarına tapmaktan menetmeye çalışıyor. Vallahi(!) atalarımızın yolundan ayrılmayacağız. Bu kadar tanrı nasıl tek bir ilaha dönüşebilir ki? Sence atalarımız dindar deÄŸil miydi? Tanrılarımızın desteklediÄŸi egemen güçler ne olacak? Biz atalarımızı neyin üzerinde bulmuÅŸsak ona ibadet etmek istiyoruz. Tamam Allah’a da kulluk edelim ama bizi atalarımızdan miras kalan ÅŸu geleneksel sistemden ayırma.”

Semud kavminin bu inlemesi Mekkeli müşrikleri hatırlatır. Zira benzer sözler söylemektedirler. Onlar karşısında Abdullah’ın yetiminin kat ettiÄŸi mesafeyi buradan görebilirsiniz. Amcasının göz bebeÄŸi, emin, güvenilir, saygılı, yardımsever, üstelik Ä°brahim (as)’den bahsederken gözlerinin içi gülen kiÅŸidir o. O’nun Hılfu’l-Fudul’daki adalet arayışı, soylu ve zengin bir kadınla yaptığı evlilikle kazandığı asalet ortadadır. Çobanlıktan gelen birine göre kervanları baÅŸarıyla idare etmesi alt kesimleri gelecek yönünden umutlandırır. Bu ÅŸekilde geleceÄŸi saÄŸlama alacak, düzeni emanet edecek temiz yüzlü birini bulduklarını sanırlar. Hâlbuki köleliÄŸin çekilmez bir hâl aldığı, kız çocuklarının diri diri gömüldüğü, fuhuÅŸ çadırlarının arttığı, yetimlerin çoÄŸaldığı ve fakir-fukaranın horlandığı bir ortamda bu temiz yüzlü genç, ileri gelenleri isteklerine muhalefet eden karşı bir duruÅŸla ortaya çıkar.

“Hani adamımız buydu. Yetim, peygamberliÄŸini ilan etmiÅŸ. Tüm karşıtlarımızı topluyor bizi biz yapan her ÅŸeye karşı cephe alıyor. GetirdiÄŸi kitapta, biz ve atalarımız cehennemde yanıyoruz. Bak ÅŸu yetimin yaptığına. Ebubekir ve Hatice’nin mali katkısı da cesaretini alıyor olmalı. Ãœstelik Ebu Talip’te destekliyor. Yoksa etrafındaki ayak takımını dağıtmamız an meselesi…”

Biz bu adamı maskemiz olarak kullanacakken onun yaptığına bak. Taptığımız putlar ardından toplumu sömürmemizi delillendirerek anlatıyor. Bizi Ä°brahim’in dininden sapmakla suçluyor. Kız çocukları topraktan çıkıp onu gömeni ifÅŸa edecekmiÅŸ. Köleler de bizim gibi Allah’ın kullarıymış. Mallarımızı ayak takımıyla paylaÅŸmamız gerekiyormuÅŸ. Bunu niye yapıyor anlamıyoruz. Geçen yanına giden heyet, ona servet ve iktidar teklifinde bulundu ama o, reddetti. En güzel hanımlardan ona harem kuralım dedik, yüz çevirdi. Hastaysa en iyi hekimleri getirelim dedik sessiz kaldı. Bir de “Bir elime ayı,  diÄŸer elime güneÅŸi verseniz yine de ben davamdan dönmem” deyince tepemiz attı.

“Söyledikleri ile yaptıkları arasında bir çeliÅŸki bulmaya çalışıyoruz, fakat yok. Uygun bir iftirayı farklı noktalarda ÅŸairlerimizle dillendirmeliyiz. Ayrıca adam seçmiyor, kadro oluÅŸturmuyor. Kim ona sığınsa, elindekini onunla paylaşıyor. “Sizden bir ücret beklemiyorum, benim rızkım Allah’tandır.” deyip duruyor. Bunları hepsini açlığa mahkûm kılalım da bu eÅŸitlik ve paylaşım safsatalarını bıraksınlar. Yoksa çocuklarımıza, ne tanrılarımızı, ne saltanatımızı, ne de servetlerimizi bırakamayacağız.”

Semud kavmine gelen Salih (as) sünnetini daha sonra Medyen’e gelen Åžuayb (as) da sürdürdü. En son Resul Muhammed (sav) bu kutlu dava uÄŸruna her türlü çileye tahammül etti. Kirli sistemin temiz yüzü olmayı reddetti. Sistemin maÄŸdur ettikleriyle kurduÄŸu kardeÅŸlik, kendisini kullanmak isteyen kirli sistemlerin sonunu getirdi. Can, mal ve ırz emniyetini saÄŸlanmasını öncelledi. Arkasında Kur’an ile istikamet bulmuÅŸ, birbirlerine merhametle davranıp bereketini isteyen kiÅŸilerden oluÅŸan örnek bir toplum bıraktı.

Ey KardeÅŸim! Senin temiz geçmiÅŸini, ilkeli ve ideal duruÅŸunu kullanmak isteyen bedbahtlara karşı nasıl bir karşı duruÅŸ sergiliyorsun? “Sizden bir ücret beklemiyorum benim rızkım Allah’tandır.” diyen peygamberlerin yolunu unuttun mu? Senin saÄŸ eline güneÅŸi, sol eline ayı vereceklerini mi vaat ediyorlar? Yoksa sen, dünyayı bir tren garı ve bu kalkanın da son tren olduÄŸuna inandırmak için hazırlanmış simülasyonun son kurbanlarından mısın?

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.