Sosyal Medya

Makale

Çiçek Bahçesindeki Keçiler

Televizyonda dünya bahçelerini tanıtan bir belgesel izliyordum.

Dünyanın en nadide çiçeklerinin yetiştirildiği alanın görüntüsü şaşırtıcıydı.

Bahçenin büyük kısmı kayalar ile kaplıydı ve bu kayaların üzerinde keçiler duruyordu.

Ancak kayaların arasındaki küçük toprak parçalarında bu nadide çiçekler yetiştiriliyordu.

Yapımcı, içimden taşan itirazları dile getirdiğinde, bahçe sahibi hanım gülümsedi.

“Biz bahçemizdeki doÄŸal yapıya müdahale etmedik.

Bahçeye hâkim görünen tuz kayaları buraya aitler.

Yağmur yağdığında kayalardan akan su, toprağı daha da bereketli kıldığı gibi,

Gördüğünüz bu yörenin keçileri de bu kayaları yalayarak besleniyorlar.

Altlarına torba bağladığımız keçilerin dışkılarından gübremizi temin ediyoruz.

Buradan kayaları kaldırmaya kalksak toprağın mukavemeti ve keçiler, bundan etkilenecek.

Kayaların kaldırıldıktan sonra çiçekleri yemesinler diye keçileri bahçeden uzaklaştırsak,

Suni gübreyle bu nadide çiçekleri yetiÅŸtirmek ise neredeyse imkânsız…”

Bu açıklama sonrasında parçalara bölünmüş müdahaleci modern bakış tarzımdan utandım.

Sadece çiçeklere zumlanmış modern eğitim mağduru zihnim, tevhidi anlamıyordu.

Kaya, keçi ve çiçeği aynı kare içinde görmenin tevhidi bakış olduğunu fark edememişim.

Bahçe sahibi Müslüman değildi ama tevhidi bütünlüğü görmüş tabiattaki dengeyi bozmamıştı.

Demek bu mağdur zihnimle, park ve bahçe mütaiti olsam her yeri betonlaştıracaktım.

Eğer toplu konut yapmaya kalksam Toki benzeri modern ucubeleri yapmakla övünecektim!

Bundan sonra “La ilahe Ä°llallah” derken maÄŸdur zihnimi dönüştürmeye çalışacağım.

Kim bilir belki bir gün, dünya ile ahireti aynı eksende değerlendirmeyi bile başarabilirim.

Zira eserini ortaya çıkarmak için tabiatın tahrip edildiği zamanda hesap günü unutturulur.

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.