Dikiz Aynası - Şevket Hüner

Ahiret inancının olmadığı toplumlarda hayatın bir doğru olduğu sanılır.

Bu iddiaya göre yaşananları geçmişte bıraktığınızdan,

Dünyada üstünü örtmeyi başardığınız(!) her şey yanınıza kâr(!) kalmıştır.

Bundan dolayı dokunulmaz olduğunuz sürece şeffaflıktan bahsedebilirsiniz.

Hâlbuki İslam inancında hayat, bir doğru değil bir dairedir.

Kâbe’deki tavaf benzeri arkamızda bıraktığımız noktaya tekrar ulaşırız

Kısaca söylemek gerekirse, geçmişimiz gelecekte bizi beklemektedir.

Tekrar diriltildikten sonra bu defa aynı olayı yaşamamızın nedeni hesap vermek içindir.

Yani geçmişte üstünü örttüğümüzü sandığımız hiçbir şey yanımıza kâr kalmamıştır.

Bu fotoğrafı görünce dikiz aynasının önümüzü görmemiz için önemine müdrik oldum.

Hesap gününe inanan kimse, önüne bakarken aynı zamanda geçmişini de görmeyi başarandır.

Tövbe, haram sayılanı terk edip helal olana yönelmekse

İstiğfar, geçmişteki yanlışları örtmesi için Settar’a yalvarmaktır.

(İbrahim dedi ki) dirilip kaldırılacağımızı gün beni rezil ve rüsva eyleme.(Şuara/87)

Yani geçmişimizle hesaplaşmak, aydınlık yarınlarımız için olmaz olmaz şarttır.

Geçmişe sünger çekmek iddiası ise çoğu kez yeni zulümlere zemin hazırlamıştır.

Geçmişle geleceğin aynı düzlemde yer aldığı tek yer ise mahşer meydanıdır.Gözleri döneceği o gün, dünya yok olmuş geçmişle gelecek önemini yitirmiştir.

Herkesin neleri yaptığı ve neleri yapmadığına yönelik kayıtlar açılmıştır.

Ayrıntılı tutulan kayıtlarını görenlerin, gözleri dönmüş, ayakları birbirine dolanmıştır

Üstelik hesap soran Allah, tutulan kayıtların dışında herkesin niyetlerini de bilmektedir.

Öte yandan, Biz her insanın kaderini (kendi) boynuna dolamışızdır; öyle ki,

Kıyamet Günü onun önüne, her şeyi açık açık kaydedilmiş bulacağı bir sicil çıkaracağız;

(Ve o Gün ona:) "(Şimdi) oku sicilini!" (denecek,) "

(çünkü) bugün kendi hesabını kendin çıkaracak durumdasın!"

(İsra / 13,14)

Şevket Hüner