Sosyal Medya

Güncel

Gerçek bilgiler kabulümüzdür

Adalet Bakanı Bozdağ, AB İlerleme Raporu'nda pek çok yanlış bulunduğunu belirtti



Adalet Bakanı Bekir BozdaÄŸ, Avrupa BirliÄŸi (AB) Ä°lerleme Raporu'nda pek çok yanlış bulunduÄŸunu belirterek, "Ä°lerleme raporlarındaki bazı hususların Türkiye'deki muhalif medyadaki görüÅŸlerden ibaret olduÄŸunu görüyoruz. Gerçek bilgiler üzerinden yazılan her ÅŸey kabulümüzdür. Ama gazete kupürleri üzerine bina edilirse bir konu, o zaman biz de deriz ki bu gerçek deÄŸil, gazete kupürü" dedi.
 
Türk Ceza Adalet Sisteminin EtkinliÄŸinin GeliÅŸtirilmesi Projesi kapanış töreni, Sheraton Otel'de yapıldı.
 
Adalet Bakanı BozdaÄŸ, törende yaptığı konuÅŸmada, Türkiye'de son yıllarda özellikle yargı alanında önemli reformlara imza atıldığını, Türk Ceza Kanunu baÅŸta olmak üzere, bir çok kanunda deÄŸiÅŸiklikler yapıldığını anımsattı. 
 
Yeni yasaların yürürlüÄŸe girmesinden sonra yaÅŸanan tartışmaların uzun yıllar devam edeceÄŸini belirten BozdaÄŸ, yeni düzenlemelerin uygulanması, içtihatların oluÅŸması ve uygulama birliÄŸinin oluÅŸmasının zaman alacağını dile getirdi. 
 
Yapılan reformlar hakkında bilgi veren BozdaÄŸ, Avrupa Ä°nsan Hakları Mahkemesi (AÄ°HM) kararları çerçevesinde pek çok deÄŸiÅŸiklik yapıldığını, AÄ°HM'in verdiÄŸi hak ihlallerini ortadan kaldırmak için insan hakları eylem planı çıkardıklarını, Anayasa Mahkemesine bireysel baÅŸvuru hakkı tanındığını anlattı.
 
Türkiye'deki hakim ve savcıların Avrupa'daki meslektaÅŸlarıyla eÅŸdeÄŸer olduÄŸunu söyleyen BozdaÄŸ, hakim, savcıların dil konusundaki sorunlarının giderilmesi için çalışacaklarını, bilgi ve görgü artırılması, yabancı ülkelerdeki tecrübelerin paylaşılması için gerekenlerin yapılacağını kaydetti.
 
BozdaÄŸ, soruÅŸturmanın etkin yürütülmesi, masumiyet ilkesinin korunması, yargılama süreçlerinin adil sürdürülmesi, verilecek kararın da adil olmasının ceza adalet sisteminin nihai hedefi olduÄŸunu dile getirerek, soruÅŸturma süreçlerinin etkin yürütülmesini saÄŸlamak amacıyla da önemli deÄŸiÅŸikliklere imza attıklarını ifade etti. 
 
Çapraz sorgunun da hukuka 2014 reformuyla girdiÄŸini anlatan BozdaÄŸ, avukatların bu yola baÅŸvurmayı çok tercih etmemeleri nedeniyle bu yolun arzu edilen düzeye henüz gelemediÄŸini söyledi. 
 
Adalet Bakanı BozdaÄŸ, Türk hukukunda yer alan düzenlemelerin, Avrupa BirliÄŸi üyesi ülkelerdeki düzenlemeler incelenerek yapıldığını vurgulayarak, ÅŸöyle devam etti: 
 
"Biz Avrupalı dostlarımızdan, hukukumuza dönük eleÅŸtirileri yaparken bu objektif yaklaşımı bekleme hakkına sahibiz. Türkiye, 23 ve 24. fasılla ilgili üzerine düÅŸen yükümlülüklerin neredeyse tamamına yakınını yerine getirmiÅŸtir. Hukuk noktasında, özellikle 23. fasıl bakanlığımızı yakından ilgilendiren fasıldır. 24 fasıl da deÄŸiÅŸik boyutlarıyla bakanlığımızla ilgili fasıllar. Bu fasıllarla ilgili henüz kapı açılmadı. Ama bu fasılların gayri resmi kriterleri neyse, sanki fasıllar açılmış gibi biz Türkiye olarak bu kriterlerin gereÄŸini yerine getirdik. Bugün fasıllar açılmış olsa kriterlerin gereklerinin önemli bir kısmının, neredeyse tamamının yerine getirildiÄŸini Avrupa BirliÄŸi üyesi dostlarımız yakından görüp, tespit edecekler. Ancak fasıllar açılmayınca bunu görme imkanı da olmuyor, resmi tespit de yapılamıyor. Biz bu kapıyı çalmaya devam edeceÄŸiz ama Avrupa BirliÄŸinin objektif davranmadığını bir kez daha ifade etmekte fayda görüyorum. Türkiye'ye, diÄŸer Avrupa BirliÄŸi üyeliÄŸine kabul edilen ülkelere nasıl muamele yapılıyorsa aynı muamelenin yapılmasını istiyoruz. Bir ayrıcalık istemiyoruz. Ama baktığınızda, ayrıcalığın Türkiye'nin iÅŸini zorlaÅŸtıracak boyutta olduÄŸunu tespit ediyoruz. Bu noktada, samimi olarak kapının önünde durmaya devam edeceÄŸiz."
 
AB'ye tam üyeliÄŸin Türkiye için stratejik bir hedef olduÄŸunu, Türkiye'nin bu hedeften, AB üyesi ülkeler ne kadar zorluk çıkarsa da vazgeçmeyeceÄŸini vurgulayan BozdaÄŸ, Türkiye'nin tam üyeliÄŸinin, AB'ye de Türkiye'ye de kazandıracağını söyledi. 
 
BozdaÄŸ, "Türkiye, birilerinin düÅŸündüÄŸü gibi AB'ye yük olmayacaktır. Aksine yük alacaktır, güç kaybına neden olmayacaktır, aksine daha da güçlenmesine katkı sunacaktır. Bunu, objektif deÄŸerlendirenler, iç siyasetin kulvarına evrilmeden hadiseye bakan siyasetçiler, devlet adamları çok rahat görüyorlar. Ama iç siyasetin dinamikleriyle, ülke menfaatlerine bakanların bunu objektif deÄŸerlendiremediÄŸini de yakınen müÅŸahede ediyoruz" diye konuÅŸtu.
 
Bozdağ, şunları kaydetti:
 
"Özellikle son yargı paketi içinde yaptığımız düzenlemeler var. Bunlar Türkiye'de eleÅŸtiri konusu oldu. EleÅŸtiri demokratik bir haktır. Bunlardan bir tanesi makul ÅŸüphe. Öyle bir eleÅŸtiri yapıldı ki sanki Türkiye'de makul ÅŸüphe ilk defa uygulanıyormuÅŸ, bundan önce yokmuÅŸ gibi bir hava yaratıldı. Avrupa'da, dünyanın baÅŸka ülkelerinde makul ÅŸüphe veya buna yakın, benzer ÅŸüpheyle soruÅŸturma evresinde arama kararı verilmiyormuÅŸ gibi bir algı ortaya çıktı. Makul ÅŸüphe, 2014'ün Åžubat ayına kadar Türk hukukunda olan ve uygulanan bir hukuk hukuk müessesesidir. 2014 yılında, somut delile dayalı kuvvetli ÅŸüphe olarak deÄŸiÅŸtirilmiÅŸtir."
 
BozdaÄŸ, bunun üzerine, uygulamada bazı sorunlar yaÅŸandığını, bazı hakim ve savcılar tarafından, buradaki somut delil sadece ÅŸüpheyi gösteren, teyit eden delil olmasına raÄŸmen, sanki suçu ispat eden somut delil gibi algılandığını anlattı. Bu nedenle, bu konudaki Avrupa örneklerinin incelenmesi talimatı verdiÄŸini söyleyen BozdaÄŸ, Avrupa ülkelerinin pek çoÄŸunda makul ÅŸüphe bile olmadığını, daha düÅŸük emareler bulunduÄŸunu kaydetti. 
 
BozdaÄŸ, "Ama baktığınız zaman makul ÅŸüpheyle ilgili Türkiye'nin ortaya koyduÄŸu kriterden daha ileri bir kriter AB'ye tam üye ülkelerin hiç birinde yok. Makul ÅŸüpheden daha kuvvetli bir ÅŸüpheyi bu arama kararlarında arayan bir AB üyesi ülkeyi deÄŸerli dostum bana gösterirse, onu alırız. Ama bazılarının düzenlemeleri Türkiye'den daha geriyken, Türkiye'nin bu noktada eleÅŸtirilmesinin objektif olmadığını ifade etmek isterim" ifadelerini kullandı.
 
Avukatların savunma hakkıyla ilgili, müdafinin dosyadan örnek alması konusunda, bu yılın Åžubat ayında düzenleme yaptıklarını ve sınırlamayı kaldırdıklarını hatırlatan BozdaÄŸ, bu konuda da uygulamada sorun yaÅŸandığını kaydetti. Özellikle suçu meslek edinenlerin, örgütlü suç iÅŸleyenlerin avukatları aracılığıyla dosyalarının örneklerine ulaÅŸtıklarını anlatan BozdaÄŸ, soruÅŸturmanın bu suçlulara karşı yürütülemediÄŸini belirtti.
 
BozdaÄŸ, "Bir yazı yazılmış, bir delil için o yazıyı görüyor, o delil yok ediliyor. ÖÄŸrenir öÄŸrenmez tedbir alıyor ve soruÅŸturmanın saÄŸlıklı yürümesi, delillerin toplanması, gerçekten suçu iÅŸlemiÅŸ faile ulaşılması zorlaÅŸmaktadır. Özellikle uyuÅŸturucu madde, terör, silah kaçakçılığı, mafya tipi örgüt yapılanmaları gibi suçlarda bunu çok net ÅŸekilde gördük" dedi.  
 
Bunun üzerine yine AB ülkelerindeki örneklerin incelendiÄŸini anlatan BozdaÄŸ,"Fransa'da bir engel yok. Bunu gördük ama Ä°ngiltere, Ä°talya, Almanya, ABD, Avusturya gibi pek çok ülkede 'eÄŸer müdafinin dosyadan örnek alması soruÅŸturmanın amacını tehlikeye düÅŸürecekse, hakim kararıyla bazı evrakların alınması yasaklanabilir' diye hepsinde kural var" tespitinde bulundu. 
 
Bu kuralı Türk hukukuna da taşıdıklarını ve bazı suçlarda bu istisnayı getirdiklerini hatırlatan BozdaÄŸ, 2013 yılında yapılan 6 milyon soruÅŸturma dosyasının, yalnızca bin 50 veya bin 100'ünde gizlilik kararı verildiÄŸini bildirdi. 
 
BozdaÄŸ, "Öyle bir hava oluÅŸturuluyor ki sanki avukatlar dosyaya eriÅŸemiyor. Avukatlar Türkiye'de dosyalara eriÅŸiyorlar, örneklerini alıyorlar. Yeni düzenlemede de sadece terör suçları, uyuÅŸturucu, kaçakçılık, adam öldürme ve cinsel saldırı suçları gibi katalogda yer alan bazı suçlar bu kapsama alınmış. DiÄŸer suçlarla ilgili düzenleme yok. Onların tamamında dosyadan istediÄŸi kadar örnek alma imkanı vardır. Amacımız avukatların dosyaya ulaÅŸmasını engellemek kesinlikle deÄŸil, amaç delillerin saÄŸlıklı ÅŸekilde toplanmasını, suçu iÅŸlemiÅŸ gerçek faillerin tespitini, yargı huzuruna çıkmasını, adil bir yargılanmanın yapılmasını saÄŸlamaktır" ÅŸeklinde konuÅŸtu. 
 
Sulh ceza hakimliÄŸi kurulmasının da soruÅŸturmanın etkin yürütülmesi açısından önemli bir reform olduÄŸunun altını çizen BozdaÄŸ, bu konuda da Avrupa'dan çok eleÅŸtiri aldıklarını, Avrupa ülkelerindeki özgürlük hakimlerinin karşılığının Türkiye'de sulh ceza hakimliÄŸi olduÄŸunu ifade etti. 
 
BozdaÄŸ, tutuklamalarla ilgili de önemli deÄŸiÅŸiklikler yapıldığına ve tutuklamalardaki üst sınırın bazı suçlarda 10 yıldan 5 yıla indirildiÄŸine iÅŸaret ederek, ÅŸu deÄŸerlendirmelerde bulundu: 
 
"Ä°lerleme raporunda da bu konu ifade ediliyor. Raporda pek çok yanlışlar var. Kanaatlerimizin bir kısmını saklı tuttuk. Onlardan biri de bu. Bakanlığımızın yaptığı çalışmaya göre, AB ülkelerinde azami tutukluluk süresi bazı suçlarda 5 yıl 4 ay. Türkiye'deki üst sınır benzer suçlarda 5 yıl oldu. Biz ÅŸimdi AB'nin kriterlerinden daha aÅŸağı bir noktaya çektiÄŸimize dair, bizdeki bilgiler böyle ama ilerleme raporunda bu konuda eleÅŸtiriliyoruz. DeÄŸerli dostum da ifade etti. Siz de bakın, biz de bakalım. Biz Avrupa'nın ilerisinde bir seviyeye çektik. Farklılık varsa ortaya koyalım, eÄŸer farklılık yoksa bizim hakkımızı teslim edin, rapora da bunu yazmayın. Bir eksiklik varsa bunu kabul ederiz. Ama Ä°lerleme raporlarındaki bazı hususların Türkiye'deki muhalif medyadaki görüÅŸlerden ibaret olduÄŸunu görüyoruz. Bundan da üzüldüÄŸümüzü ifade etmek isterim. Gerçek bilgiler üzerinden yazılan her ÅŸey kabulümüzdür. Ama gazete kupürleri üzerine bina edilirse bir konu, o zaman biz de deriz ki bu gerçek deÄŸil, gazete kupürü. Maalesef bu son dönemde yaptığımız reformlarla ilgili konularda biz gerçeÄŸi anlatmakta zorlanıyoruz. Çünkü gazete kupürleri gerçeklerden daha etkili oldu. Gazete kupürlerinin etkinliÄŸi bizden daha fazla oldu. Ben deÄŸerli arkadaÅŸlarıma, gerçek bilgilere, Resmi Gazete'de yazanlara, yasalarda yazanlara bakarak deÄŸerlendirme yapmalarının bizim açımızdan da çok önemli olacağını belirtmek isterim."
 
(AA)

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.