Sosyal Medya

Abdulaziz Tantik: Fizik, Metafizik ve Varlığın Tevhid Bağlamında Yeniden İdrak Edilmesi



GiriÅŸ: Kavramların Dünya GörüÅŸüyle İliÅŸkisi…

Bir kavramı, onu inÅŸa eden dünya görüÅŸünden bağımsız olarak ele almak- neredeyse- imkânsızdır. Kavramlar olgusal düzeyde dünya görüÅŸlerinden bağımsız olsa bile, eÄŸer o kavramı bir dünya görüÅŸü inÅŸa etmiÅŸse, salt olgu düzeyinde ele alındığında bile kendi dünya görüÅŸünün izini taşır. Bu durum, Batı düÅŸüncesinde ÅŸekillenmiÅŸ olan “Fizik” ve “Metafizik” gibi temel kavramlar için de geçerlidir. Batı dünya görüÅŸü, dini düÅŸünceyi veya manevi hayatı devre dışı tutarak, eÅŸya ve varlıkla iliÅŸki kurmaya çalışan bir düÅŸünüÅŸ biçimi geliÅŸtirmiÅŸtir. Bu dünya görüÅŸünde, peygamberlik (nübüvvet) gibi konular ispat edilemez görülür ya da gereksiz kabul edilir; zira Yunan mitolojisine göre insan, bilgiyi tanrıdan zaten çalmıştır ve bu bilgi üzerinden hayatı ve fiziÄŸi inÅŸa etmeye çalışır.

Bu çerçevede Kant, metafiziÄŸi klasik kültürden farklılaÅŸtırarak onu modern kültürün bir unsuru haline getirmiÅŸ ve belirli bir akli alan içerisine hapsederek alanını daraltmıştır. Böylece metafizik, sadece fiziÄŸi aÅŸan bir ÅŸeye dönüÅŸmüÅŸ olur.

İslam Dünya GörüÅŸünde Ayrımın Reddi…

Ancak, İslam’ın kendi dünya görüÅŸünde Batı’nın kullandığı anlamda fizik ya da metafizik diye bir ayrım yoktur; böyle bir ayrım yapmanın çok anlamlı bir tarafı da bulunmamaktadır. Bunun temel sebebi, varlığın Allah tarafından bütünüyle kuÅŸatılmış olmasıdır. Allah, bir boyutuyla görünür (zahirdir), diÄŸer boyutuyla ise gizli (batındır, gayb)dir. Aynı ÅŸekilde, O ilktir (evveldir) ve sondur (ahirdir). Bu kuÅŸatıcılık (içeriden ve dışarıdan), bize Allah’a raÄŸmen fiziÄŸi, metafiziÄŸi ya da etik olanı (karakter inÅŸasındaki edebi, adabı) konumlandıramayacağımızı gösterir.

FiziÄŸin Ayet Olarak İdrak Edilmesi…

 Ä°slam’a göre fizik, mevcudiyet, varlık, eÅŸya, kâinat veya kevn olarak tanımlanır. Önemli olan nokta ÅŸudur: Bütün bu fiziksel gerçeklikler, bizi Allah’a taşıyan beyyineler (açık deliller) veya ayetler (iÅŸaretler) olarak kabul edilir.

FiziÄŸi, dinden ve Allah’tan bağımsız, teknik ve mekanik bir yapı olarak düÅŸünmek modern düÅŸüncenin yaklaşımıdır. Modern baÄŸlamda fiziÄŸin kendisini mekanik bir ÅŸey olarak algılamak, doÄŸal olarak ruhu da daraltır ve mekanikleÅŸtirir. Oysa hayatın, varlığın ve insanın kendisi sonsuzdur; dolayısıyla kullandığımız kavramların da hem anlam hem de kapsayış olarak sonsuz olması gerekir. Bu durumda, Batı’nın aklen sınırlandırdığı ÅŸeylerin içinde yer almamak ve o sınırlar üzerinden düÅŸünmemek gerekir.

Kudret ve Failin BütünlüÄŸü…

Fiziki kanunları açıklama mahiyetinde Batı’dan bilgi alınabilir (örneÄŸin genel çekim kanunu), ancak kanunu iÅŸleten Fail (etken/özne) Allah’tır. Modern düÅŸüncede kanun kavramının Tanrı’dan bağımsız ele alınması zaten sorunludur;  çünkü akli bir zemine yaslanmak durumundadır. Bu nedenle bu kavrama bir geniÅŸlik katmak gerekir.

EÄŸer Allah eÅŸyayı kuÅŸatıyorsa ki öyledir, eÅŸyanın nitelikleri (örneÄŸin ateÅŸin yakıcılık özelliÄŸi) kendinden menkul deÄŸil, bizzat Allah tarafından yüklenmiÅŸtir. Allah dilerse yakar, dilemese de yakmaz; Hz. İbrahim örneÄŸinde olduÄŸu gibi… Varlıkla bu düzeyde bir iliÅŸki kurduÄŸumuzda, varlık bizim için hem bir imtihan ve tecrübe arttırıcı, hem de bizi Allah’a ulaÅŸtıran bir beyyine olur; aynı zamanda onunla barış içerisinde yaÅŸamamıza imkân saÄŸlar.

Yaratılmış her ÅŸey insana boyun eÄŸdirilmiÅŸtir (müsahhar kılmıştır). Boyun eÄŸdirilmiÅŸ bir ÅŸeye zulmetmek veya onu reddetmek anlamsızdır. Bilakis, müsahhar kılınan her ÅŸey insana emanet edilmiÅŸtir. Bu emanet dizgesi içerisinde varlığı anlamak ve kavramak, ona karşı davranış biçimimizi deÄŸiÅŸtirir. Sandalye, masa, hatta yürüdüÄŸümüz yol bile bu bütünlüÄŸün parçasıdır.

Ne’liÄŸin ve NiçinliÄŸin BirlikteliÄŸi…

Ne’lik, bir varlığın zihindeki karşılığıdır. AÄŸaç ideası ne’lik, buna karşılık gelen evrendeki aÄŸaçlar gerçekliktir. Yani herhangi bir kavram söylediÄŸinde aklımızda oluÅŸan görüntü o kavramın bir neliÄŸi olduÄŸunu gösterir.

İslam’ın bütüncül bakış açısı, varlığın neliÄŸini (mahiyetiyle, fizikle(cismi) alakalı olan) ile niçinliÄŸini (neden ve amaç/ anlamla alakalı olan) birbirinden ayırmaz. ÖrneÄŸin bir aÄŸacın yeÅŸil olması, sanatsal bir yönünün olması, gölgesinden istifade edilmesi, meyve vermesi (gıda olarak alınması) fiziktir. Vücudumuzla aÄŸacın vücudu arasında bir baÄŸ kurulur, aÄŸaç bizim parçamıza dönüÅŸür. Ancak, yürüdüÄŸümüz yolun ya da aÄŸacın aynı zamanda bizim için bir zikir olduÄŸunu, her adımda bir istikamet belirlediÄŸini fark etmek, bizi fizikten manevi olana ve Sıratel Müstakim’e (doÄŸru yola) ulaÅŸtırır.

Bu bütüncül bakış, bizi, rabbimizin terbiye ettiÄŸi, rızıklandırdığı ve mükâfatlandırdığı bir kul olmak için çaba sarf etmeye yönlendirir. BulunduÄŸumuz her yerde, Allah’ın bizi gözetlediÄŸinin ve yapıp ettiÄŸimiz her ÅŸeyin O’nun nazarında bir anlam kazandığının idrakinde olursak, bütün hal, hareket ve tavırlarımız deÄŸiÅŸir.

Modern Parçacı Yaklaşımın EleÅŸtirisi ve Tevhid…

Modern düÅŸüncenin getirdiÄŸi en büyük sıkıntı parçacı yaklaşımdır. Fizik tarafında failin (etken) ya da kudretin (güç) konuÅŸulmaması sorunu, iÅŸ metafiziÄŸe (fizik ötesine) geçtiÄŸinde, “Bu kanunu yapan kim?” sorusunu getirse bile, bu da bir problemdir; çünkü bütünlüÄŸü kaçırtır.

Bir ÅŸeyi kendi doÄŸallığında kullanmak güzeldir… Onu bütünlüÄŸün dışına taşımamak gerekir. Parçayı düÅŸünürken bile o bütünlüÄŸü hesaba katmalıyız ki, asli hakikati doÄŸru kavrayalım. Mevcudiyetin tamamını kuÅŸatan bir gücün varlığında, ilahi kudret ve mevcudiyet daima beraber düÅŸünülmelidir. Hakikati yakalamak için ikisini aynı zeminde, aynı anda düÅŸünmemiz gerekir. Zira Allah’ın mülkünün dışında baÅŸka bir ÅŸey yoktur; O, hem hükümdar (Melik) hem de sahiptir (Malik). Hayatı bir bütün olarak düÅŸünmeli ve parça-bütün iliÅŸkisinden kopmamamız gerekmektedir.

Bu bütüncül bakış açısının ihmal edilmesi, teknolojinin esiri olmaya ve modern yalnızlığa yol açar. Telefonla görüÅŸmek ile yüz yüze görüÅŸmek arasındaki farkı anlamadığımız sürece yozlaşırız. Fiziksel olarak birlikte vakit geçirmeyi (sıla-i rahim) ortadan kaldırmak, yabancılaÅŸmaya ve kopmaya neden olur. Fizik, manevi tecrübemizin mihveri (ekseni) olmalıdır…

Abdulaziz Tantik

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.