Mustafa Uzun: İsrail’in Sekizinci Cephesi ve İnsanlığa Karşı Dijital Savaş
İsrail devleti, 7 Ekim 2023’ten bu yana Gazze’de yürüttüÄŸü askeri operasyonların ötesine geçen tarihte eÅŸi görülmemiÅŸ bir dijital savaşın da mimarı konumunda. Tel Aviv’deki soykırım yönetimi artık toprağı deÄŸil, gerçeÄŸi iÅŸgal ediyor. Terör devleti İsrail’in BaÅŸbakanı Netanyahu’nun “Sekizinci Cephe” olarak tanımladığı bu yeni savaÅŸ alanı modern çağın en sofistike enformasyon mühendisliÄŸi projelerinden birine dönüÅŸmüÅŸ durumda. İsrail, dijital manipülasyonun, algoritmik baskının ve yapay zekâ tabanlı propaganda aygıtlarının birleÅŸtiÄŸi bir sanal cephede daha gerçekle savaşıyor.
Algoritmalarla İnşa Edilen Bir Demir Kubbe
Gazze’nin göÄŸünde patlayan bombalarla eÅŸzamanlı olarak, dijital alanda da görünmez bir “Demir Kubbe” inÅŸa edildi. Ancak bu kez hedef alınan füzeler deÄŸil hakikat parçacıklarıydı. Sosyal medya platformları üzerinden akan görüntüler, tanıklıklar ve belgeler, İsrail’in “dijital savunma sistemi” tarafından engelleniyor, sınıflandırılıyor ve çoÄŸu zaman görünmez hale getiriliyor.
Meta, X (eski Twitter) ve TikTok gibi platformlara yapılan toplu ÅŸikayetlerle İsrail’in eylemlerini eleÅŸtiren içerikler sistematik biçimde kaldırılıyor. TikTok’un yalnızca ilk altı ayda 3,1 milyon videoyu silmesi bu sansür mekanizmasının ulaÅŸtığı hacmi gözler önüne seriyor. Aynı dönemde İsrail BaÅŸsavcılığı’nın Siber Birimi tarafından iletilen 9.500 kaldırma talebinin yüzde 94’ü Meta tarafından onaylandı.
Bu rakamlar, artık dijital alanın sadece bir iletiÅŸim mecrası deÄŸil bir savaÅŸ alanı olduÄŸunu gösteriyor. Tel Aviv, bu alanda “görsel mühendislik” ve “zamanlama algoritmaları” üzerinden kurgulanan yapay içeriklerle karşı-anlatı üretiyor. İsrail’in “Dijital Demir Kubbesi” artık yalnızca bilgi akışını kesmiyor, gerçeÄŸin yeniden yazılmasını saÄŸlıyor.
Yapay Zekâ Destekli Propaganda Ağı
Netanyahu hükümetinin 2025 ortasında baÅŸlattığı “Proje 545”, 145 milyon dolarlık bütçesiyle bugüne dek yürütülmüÅŸ en geniÅŸ kapsamlı dijital propaganda operasyonu olarak kayıtlara geçti. Bu proje, özellikle ABD kamuoyunu ve “Z kuÅŸağı” seçmenleri hedef alıyor. ABD Yabancı Temsilciler Kayıt Yasası (FARA) belgelerine göre İsrail DışiÅŸleri Bakanlığı bu kapsamda Donald Trump’ın eski kampanya yöneticisi Brad Parscale’in sahibi olduÄŸu Clock Tower firmasıyla özel bir anlaÅŸma yaptı. Amaç açıktı: hem kamuoyunu hem de ChatGPT, Gemini ve Grok gibi yapay zekâ sistemlerinin ürettiÄŸi yanıtları İsrail lehine yönlendirmek.
Bu kapsamda, ABD’li sosyal medya fenomenlerine (influencer) yönelik yeni bir finansal mekanizma da devreye alındı. “Esther Projesi” adı verilen giriÅŸimle, ayda 25–30 kez paylaşım yapma koÅŸuluyla 14 ila 18 influencer’a toplamda 900.000 dolar ödeme yapıldı. Gönderi başına ortalama 7.000 doları bulan bu ödemeler, “etkileyici rıza üretimi”nin en sofistike örneklerinden birine dönüÅŸtü.
Ayrıca, soykırımcı Tel Aviv yönetimi yalnızca seküler deÄŸil, dini duyguları da propaganda aracı olarak kullanıyor. ABD’deki Evanjelik çevrelerde yürütülen “Show Faith by Works” kampanyası sadece iki ayda 325.000 dolar topladı. Bu kampanya, Hristiyan cemaatleri hedef alarak “İsrail’i Tanrı’nın kadim mirası” olarak sunmayı amaçlıyor. Böylece İsrail hem seküler medya algoritmalarını hem de teolojik duygusal kodları manipüle eden hibrit bir propaganda sistemi kurdu.
SavaÅŸ Suçlarının Dijital Aklanması
İsrail’in dijital stratejisi yalnızca karşı anlatı üretmekle sınırlı deÄŸil; aynı zamanda savaÅŸ suçlarının dijital izlerini silme amacı taşıyor. 2024 yılı ortasında OpenAI’nin ortaya çıkardığı beÅŸ gizli etki operasyonundan birinin İsrailli bir ÅŸirket olan STOIC tarafından yürütülmesi, bu gerçeÄŸi gözler önüne serdi. Åžirket, yapay zekâ modelleri kullanarak ABD kamuoyuna yönelik İsrail yanlısı içerikler üretmiÅŸ, ardından bunları sahte hesaplar aracılığıyla yaymıştı.
New York Times’ın edindiÄŸi bilgilere göre, İsrail hükümeti 128 ABD Kongre üyesinin sosyal medya akışlarını haftada 2.000’in üzerinde sahte yorumla doldurdu. Bu yorumların önemli bir bölümü, Gazze’deki insani yardım kuruluÅŸu UNRWA’yı itibarsızlaÅŸtırmayı hedefliyordu. Bu kampanyalar yalnızca kurumları deÄŸil, insanları hedef alıyor.
Devlet Propagandasından Algoritmik SömürgeciliÄŸe
İsrail’in geleneksel kamu diplomasisi olarak bilinen “hasbara” artık dijital çağın parametreleriyle yeniden tanımlanıyor. Eskiden basın açıklamaları, devlet yayın organları ve diplomatik brifinglerle yürütülen bu süreç bugün yapay zekâ destekli içerik aÄŸları, manipülatif reklam algoritmaları ve psikometrik hedefleme modelleri üzerinden ilerliyor.
İspanya devlet televizyonu RTVE’nin verilerine göre, İsrail hükümeti yalnızca 2025’in ilk sekiz ayında Google, X, Outbrain ve Teads gibi platformlara toplam 50 milyon dolar reklam harcaması yaptı. Bu kampanyaların yarısı Gazze’deki yıkımı “normalleÅŸtirme” amacı taşıyordu. Göstermelik bir ÅŸekilde “yeniden inÅŸa edilmiÅŸ”, “temiz” ve “uygar” bir Gazze imajı üretiliyor; açlık, yoksulluk ve ölümler sanal bir perdeyle gizleniyor.
Bu tablo, post-truth çağında “gerçeÄŸin sömürgeleÅŸtirilmesi”nin nasıl iÅŸlediÄŸini gösteriyor. Artık savaÅŸ, yalnızca toprak ve hava sahası üzerinde deÄŸil; bellek, bilgi ve hafıza üzerinde de veriliyor.
Yeni Dijital Sömürgecilik
İsrail’in geliÅŸtirdiÄŸi bu dijital savaÅŸ modeli, artık tüm otoriter rejimlerin el kitabına girmiÅŸ durumda. Parası ve teknolojisi olan her devlet kendi suçlarını aklamak, muhalifleri susturmak ve tarihsel kayıtları manipüle etmek için benzer sistemleri kopyalayabilir. Bu nedenle “Sekizinci Cephe” yalnızca Gazze ya da İsrail’in deÄŸil, dünya demokrasilerinin de en kırılgan cephesine dönüÅŸmüÅŸ durumda.
GerçeÄŸin algoritmalar tarafından yeniden yazıldığı bir çaÄŸda, gazetecilik, akademi ve diplomasi, varoluÅŸsal bir sınavdan geçiyor. EÄŸer bu dijital model yaygınlaşırsa, öÄŸrencilerden aktivistlere, gazetecilerden tarihçilere kadar herkes kendi hakikatinin devletin propaganda selinde boÄŸulduÄŸu bir dünyada yaÅŸayacak.
Açıkçası insanlığın zor zamanları bunlar. İsrail’in insanlığa karşı verdiÄŸi ilk savaÅŸ bu deÄŸil. Yahudi oÄŸulları ne yapacaklarını biliyorlar. Dünya henüz bu saldırganlığa karşı hazır deÄŸil maalesef.
Mustafa Uzun
Kaynaklar:

Henüz yorum yapılmamış.