Sosyal Medya

Mehmet Bulayır: Gel Gidelim Dosta Gönül



Sevgili okur, bütün iliÅŸkilerin fayda eksenli oluÅŸtuÄŸu günümüzde “dost” kelimesi; belli bir yaşın üzerindekiler için ahirete yolcu ettiÄŸi, hasretiyle yandığı, ardından yürek acısıyla rahmet okuduÄŸu, altındakilerin çoÄŸunluÄŸu için ise bir anlam ifade etmeyen, hayatlarında karşılığı olmayan, gerçek üstü bir kavrama iÅŸaret ediyor sanırım.

Yürek acısı taşıyanlar için bir sözüm yok, onlar zaten bu acıyla baÅŸ edecek bir gönle de sahiptir inÅŸallah. Sözüm dost hasreti çeken lakin bu hasretin ne olduÄŸundan ve nereden geldiÄŸinden habersiz olana. SusuzluÄŸunu bol ÅŸekerli asitli suyla, açlığını ise patlamış mısırla tatmin etmeye çalışanlara. Onun da yetmediÄŸini görüp (ki yetmez) yanlış insanların peÅŸine düÅŸen, alkol bağımlısı olan ve onun üzerinden adını telaffuz etmekte zorlandığım envaiçeÅŸit kimyasallara yelken açan, açmayı akımdan geçiren genç kardeÅŸlerimize olacak.

KardeÅŸim, senin açlığını bastırmak için çabaladığın, tükettiÄŸin her dünyevi tatmin aracı, baÅŸka bir açlık doÄŸurur. AteÅŸe dökülen benzin gibi düÅŸün. Benzin, suya benzediÄŸinden ateÅŸini söndürür sanırsın ama bakmışsın ki daha da harlanmış hasretin. Zamanla içinde yanan bu ateÅŸe ram olursun. AteÅŸin ÅŸavkı, gözlerini kamaÅŸtırır, görkemi başını döndürür çünkü ateÅŸ, kibrin mimarının hammaddesidir. Senin de başını döndürür, aklını çeler. Kıbleni düzelt, hikmete ram ol ki dostu bulasın. Dostu bulursan, huzura erersin.

“Benim aklım başımda, sen bunları bana anlatma”, diye burun kıvırıp, sayfayı çevirenler için üzgünüm, kulağı sağır olana söz neylesin? Sözüm, kapısını açık tutan, ateÅŸi deÄŸil güneÅŸi arayan, içinde cılız da olsa bir umut ışığı taşıyan, henüz kalbi karanlığa teslim olmamış olanlara. Onlardan bir kısmı iÅŸitse sözümü! İşitenlerden birkaç kiÅŸi üzerinde düÅŸünse, düÅŸünenlerden biri anlasa, iÅŸte onun için eminim çok ÅŸey fark edecek. Bir deniz yıldızını daha suyla kavuÅŸturmanın bahtiyarlığına ereceÄŸim.

MutluluÄŸu, huzuru hayran olduÄŸu Batı’da ve Batılı yaÅŸam tarzında arayan kardeÅŸim, ilimlerine, filmlerine bakıp özendiÄŸin o Amerika’da, nehirlerde su yerine prozak akıyor. O tsunaminin dalgaları bizim sahillere de çoktan ulaÅŸtı, bilmem farkında mısın?

Evet, mutluluk bütün insanların ulaÅŸmak için çabaladığı en temel duygu durumudur desek yanlış olmaz. Mal, mülk, iktidar, arkadaÅŸ, dost hep bu duygu durumuna bizi ulaÅŸtırmasını umduÄŸumuz vasıtalar deÄŸil midir? Ancak bütün bu saydığım unsurlar içerisinde bize en fazla lazım olan ÅŸey, dostlarımızın dostluÄŸu olsa gerekir çünkü hem üzüntülü anlarımızda yanında sükunete erdiÄŸimiz, başımızı omzuna koyup aÄŸladığımız, derdimize çare aradığımız hem de sevinçli anlarımızda aynı Türkiye nakarat yaptığımız insanlar ararız. İşte onlar bizim dostlarımızdır.

Bilesin ki yalnızlık sadece Allah’a mahsustur, insan olana önce arkadaÅŸ, sonra dost gerekir ki gönlü ÅŸad olsun. İnsanı yoldan çıkaran arkadaşı, yola getiren de dostudur. Peki ama dost dediÄŸimiz kimdir? Nasıl seçilir?

Öncelikle dost kim deÄŸildir? Ondan baÅŸlayanın dilersen. İnternette mesajlaÅŸtığın kimliÄŸi belirsiz kimseyi dost mu sanırsın? Asla deÄŸildir! Ya her yüzüne güleni? Oltanın ucuna hediye takıp, kalbine yürüyeni de dost sanma sevgili okur, dost dediÄŸin yeri geldiÄŸinde acı söyler. Halbuki insan kusurunu söyleyeni sevmez, nefs dediÄŸin iltifatı sever. O yüzden de kolay yanılır.

Sevgiye, paylaÅŸmaya açtır insan, iÅŸte bu yüzden de kendine bir dost arar. Ancak dikkat gerekir, her türlü açlık bir zaaf doÄŸurduÄŸundan tehlikelidir. Zira açlık, insan akılını zayıflatır, hatta bazen iptal eder. Nasıl ki fiziksel açlık insanı hırsızlığa varacak kadar yanlışlığa sürüklerse, sevgi açlığı da öyledir hatta bundan daha tehlikelidir. Çölde susuz kalmış, yanmış bedevi misali, ilk bulduÄŸu suyun çerine çöpüne bakmadan, nasıl avuçlayıp içerse, dikkat et sevgi açlığı çeken insan da bir sevgi iÅŸaretine öyle pervasız dalar, teslim olur, hesapsızca inanır. Nitekim televizyonlarda bir tatlı sözün, vaadin, peÅŸine düÅŸüp aldanan, dolandırılan koca koca adamların-kadınların hikâyelerine ÅŸahit oluyoruz. Görünen o ki bu iÅŸin ne akılla ne yaÅŸla ilgisi var sevgili okur. İnsanları böylesi hatalara düÅŸüren, yalnızlığa duçar olmuÅŸ, modern insanın sevgiye duyduÄŸu açlık olsa gerek.

Peki o vakit dostluk nedir? Dostunu nasıl seçmeli insan?

Bir kere birinci ve vazgeçilmez olan özellik ÅŸudur; dost dediÄŸin baktığında sana Allah’ı hatırlatan insandır. Yanında sükûnet bulduÄŸundur. Derdine aÄŸlayan, sevincine coÅŸandır.

Ahde vefa gösteren, emanetine sahip çıkan, kusuruna örtü olandır.

Dostunun nefsini, kendi nefsine tercih edendir. Yük olan deÄŸil, yük alandır.

Tenha yerde senin hatanı yüzüne söyleyen, insan için- kusuruna yorgan olandır.

Hakikatin hatırını, senin hatırına tercih edendir.

Elhasıl, dost dediÄŸin; sırtını dayadığın aÄŸaç, gönlünü yasladığın siraçtır.

Mehmet Bulayır

Not: Bu makale, “Muhal ile Mümkün arasında” adlı eserden iktibas edilmiÅŸtir.

 

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.