Şevket Hüner: Küçük Nuh'un Yelkenlisi

DoÄŸduÄŸu gün dedesinin kulağına ‘adın Nuh olsun’ diye seslenilen!

YaÄŸmurlu bir sabah, parkın köÅŸesindeki çam aÄŸaçlarının altında,

Hafif hafif esen rüzgâr, gemisinin minik bayrağını dalgalandırıyordu.

Bir dal parçasını dümen gibi kullanıyor, yelkenlerini bilinmeyen bir limana doÄŸru ÅŸiÅŸiriyordu.

Åžimdi o, ÅŸehir denen bu koskoca kurulukta duyarsız kalabalıklara aldırmadan…

Gönül bandıralı yelkenlisine bir su birikintisi mi aramıştı

Yoksa bu su birikintisine karşı bir yelkenli mi yapmıştı? Bilinmiyor…

Belki de dedesinin “isminle müsemma olasın” duasının kabul olunuÅŸuydu bu...

Kendi telaÅŸlarına gömülmüÅŸlerin hiçbiri çocuÄŸun gözlerindeki hayali okyanusu fark etmiyordu.

Onlar için bu, sadece parkın içinde paçalarını ıslatma ihtimali olan çamurlu bir yoldu.

Halbuki bu küçük çocuk, toplumun ona çizdiÄŸi rotanın dışında, kendi dünyasında bir kaptandı.

Ona sorsalar: Sabah sabah bu telaşın ileride olacak bir tufana hazırlık mıdır

Yoksa geçmiÅŸte yaÅŸanmış tufana olan duyarsızlığa bir gönderme mi?

Sorulardan kaçıp sorunlara dalmış büyükler için belki de bu sualler gereksizdir.

Ancak büyüdüÄŸünü sananların es geçtiÄŸi hakikat; soru soranlardır tefekkür edenler!

Her ÅŸeyi sorun görüp çözüm arayanlar ise tedbir almaya mecbur tutulanlardır.

Üstelik onlara tedbirler önerenler ile yeni korkulara mahkûm edenler aynı cenahtandır.

Böylece asıl korkulması gerekenden çekinmeyen, cevapları çok, soruları yok büyükler,

Su birikintisinde yelkenlisini yüzdüren Nuh’a oyun oynuyor diye gülüp geçerler.

Oysa oyun oynayanlar ve üzerinde oyun oynananlar aslında kendini büyük sananlardır.

Ama onlar cehaletlerinin farkına varmadan aralarında çok ciddi(!) ÅŸeyler paylaÅŸtıklarını sanırlar.

Büyük direniÅŸlerin, küçük hayallerle baÅŸladığını unutanlar ve unutturmak isteyenler,

Ä°çinden çıkılmaz hale soktukları bu hayattan kurtulmak için Mesih, Mehdi beklediklerini saklarlar.

Metropol denen kuraklığın içinde gemisini yüzdüren Nuh’u görmezden gelenler,

‘Her çaÄŸda ÅŸartlar ne kadar umutsuz olursa olsun inanalar için muhakkak bir Nuh’un gemisi vardır.’

Diyen Sezai Karakoç üstadı kabri başında anarlar, ama uyarısını hiçe sayarlar…

Åževket Hüner / 17 Rebiülahir 1447