Sosyal Medya

Güncel

Fikir sahibi olmanın onurlu yalnızlığı: Cevdet Said...

Sibel ERASLAN / STAR



Ä°slami düÅŸünce birikimi, önemli bir alimini Rahmeti Rahman'a yolcu etti; Cevdet Said. Barış yanlısı ve ÅŸiddet karşıtı görüÅŸleriyle, Batı dünyasında 'Müslümanların Gandisi' ÅŸeklinde takdim edilen, fikriyatının çilesini çekmiÅŸ, ağır bedeller ödemiÅŸ, buna raÄŸmen ÅŸiddete ÅŸiddetle cevabı son nefesine kadar reddetmiÅŸ bir mütefekkirdi Cevdet Said... Allah'ın rahmet ve maÄŸfireti üzerine olsun.
 
2013 yılında Resul Tosun beyefendiyle birlikte yaptığımız Hasılı Kelam adındaki haber-yorum programında konuÄŸumuz olmuÅŸtu. Ak saçı, sakalları, nurani siması ve beliÄŸ hitabetiyle, sanki konuÅŸurken bile küheylanına binmiÅŸ uçarak ilerleyen bir Kafkas beyi idi... Suriye'deki iç savaÅŸ ve rejimin ağır baskısı sonucu, kardeÅŸini de saldırılarda kaybettikten sonra, yirmiye yakın akrabasıyla birlikte Ä°stanbul'a geçmiÅŸti. Sürgündü, savaşın her türlü ağır baskısını yaÅŸamış, 80 yaşında doÄŸduÄŸu ülkesini terk etmek zorunda kalmış, hatta rejimin uzun yıllar hapislerde süründürdüÄŸü bir düÅŸünür olarak, yine de savaÅŸ karşıtıydı... Silaha, silahlanmaya, nükleer bombalara karşı çıkan, tek kiÅŸilik bir barış elçiliÄŸi gibiydi. Kur'an-ı Kerim'i yeniden ve yeniden okuyarak, çağın içinde ve çağın problematiklerine has çözümler üretmenin gereÄŸinden bahsediyordu. Hatta program esnasında not almışım; hem hayat tarzını hem de fikirlerini Mehmet Akif Ersoy'a benzetmiÅŸtim... Buhran ve kaos dönemlerinde Ä°slam bize ne diyor? Bu adamlar, bu zor sorunun cevabını ağır bedeller ödeyerek aramış kiÅŸilerdi... Ezber ve kliÅŸelere karşıydı Cevdet Said hele ki, günlük polemiklerle, politikalara yaslanarak Ä°slam'ın güncelliÄŸini iÅŸimize geldiÄŸi gibi yorumlamanın tamamen karşısındaydı... Kur'an-ı Kerim'i, hakikati keÅŸfetmek ve selamet adına okumak demiÅŸti, bunu not defterime kaydetmiÅŸim...
 
Bir ara hiç unutmuyorum, Resul Tosun Beyefendi; "Suriyeli muhaliflerden mi yanasınız Esad'dan yana mı" diye sorunca, hiddetlenmiÅŸ, saÄŸ iÅŸaret parmağını havaya kaldırarak "Ben Allah'tan yanayım." demiÅŸti. Az önce de söylediÄŸim gibi, Suriye'deki otoriteryen rejime elbette karşı bir alimdi Cevdet Said. Baba Esad zamanında uzun yıllar hapis yatmış bir aydındı. Fakat, buna raÄŸmen, Suriye'deki muhalefeti de eleÅŸtiriyordu "zalimle bir farkı olmalı Müslümanın." diyordu. "Kaosun büyük bir fitne'' olduÄŸundan söz ediyordu.
 
Bu arada üniversiteli günlerimizde kitaplarını çok okuduÄŸumuz Ramazan el Buti de yaÅŸlı haliyle Suriye'den çıkamamış, nitekim bir camide namaz kılarken bombardıman altında kalarak canını teslim etmiÅŸti. Ondan vefayla bahseden bir yazımdan sonra, epey eleÅŸtiri almıştım.
 
Suriye'deki iç çatışmalar, çok büyük insani dramlarla sürdü, sürmekte, insan, insanlığından utanıyor... Buna raÄŸmen alimler ilmini, mütefekkirler, fikir etmeyi terk etmiyorlar... Onlar hakkında o kadar kolay yargılama yapıp, o kadar yüzeysel sözler söylüyoruz ki, bu gerçekten yıkıcı ÅŸiddette bir, insan ve fikir israfı. Siyasete yaslanmadan fikir üretebilmek, kaostan nemalanmamak, popüler olma ayartısına ram olmadan günceli deÄŸerlendirebilmek, bunlar zor iÅŸler, her babayiÄŸidin harcı deÄŸil... Ama Cevdet Said böyleydi...
 
Vefat haberini iÅŸitince Cevdet Said'in 1931 yılında dünyaya geldiÄŸi Suriye'nin Golan tepelerindeki Bi'ri Acem köyünü hayal ettim. Golan Tepelerinden iki kere geçmiÅŸtim daha evvel ve her ikisinde de çevre köyler sis pus içindeydi, ondan olsa gerek, zihnimde sis içinde o köye vardım... Adigelerin Abzeh kabilesinden, Tsey sülalesinin yaÅŸadığı o köyde, uzun boylu, ak simalı, iyi at binen, sırım gibi, çevik insanlarını selamladım... Onlar acaba ÅŸimdi nerelerdeler? Dünyanın hangi ülkesine, hangi denizine, hangi dağına göçmek zorunda kaldılar...
 
Cezayirli büyük düÅŸünür Malik bin Nebi'nin yıldız gibi parlayan bir talebesiydi, o düÅŸünce halkasının son temsilcilerindendi... Sade yaÅŸamın taraftarıydı, lüksten, albeniden, israftan ve ayrıntılı yaÅŸam tarzından uzak durmaya özen gösteren, bir sivil itaatsizlik eylemcisiydi o. Pasif direniÅŸçiydi. Onlar, ömürlerini Kur'an-ı Kerim'i iyi anlayabilmek ve çağın sorunlarına cevaplar üretebilmek adına yaÅŸadılar. Buna çok emek verdiler.
 
Eserlerinden birisi olan; bireysel ve sosyal deÄŸiÅŸimin yasaları, onun ve onu rehber edinenler için çağın kilit metoduna ışık tutuyordu mesela... Her daim diri, her daim kendini yeni olarak okutabilen Kitap, onun ve yoldaÅŸlarının yaÅŸama rehberiydi... Kitab'ın hayat olmasını savunuyorlardı. Hapis, sürgün, dışlanma, yalnızlık, maddi sıkıntılar, yersizlik, yurtsuzluk, hepsini yaÅŸayarak, çok ağır bedeller ödeyerek fikir ürettiler... Allah onlardan razı olsun...
 
Biz niçin fikir üretemiyoruz? Asıl sorun bu olmalı...

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.