Sosyal Medya

Güncel

Taha Kılınç / 67 çocuk

Bu haftanın en dikkate değer gelişmelerinden biri, İsrail’in önde gelen gazetelerinden Haaretz’in 27 Mayıs Perşembe günkü manşetiydi. Gazetenin İbranice nüshasında başlık şöyleydi: “Gazze’de 67 çocuk öldürüldü. İşte savaşın bilançosu.” İsrail tarafından ramazanın son günlerinde başlatılan ve 21 Mayıs’taki ateşkese kadar tam 11 gün süren yoğun Gazze saldırılarında katledilen çocukların fotoğraflarını birinci sayfasına taşıyan Haaretz, haliyle büyük bir tartışmanın fitilini ateşledi.



Taha Kılınç - Yeni Şafak

Bu haftanın en dikkate değer gelişmelerinden biri, İsrail’in önde gelen gazetelerinden Haaretz’in 27 Mayıs Perşembe günkü manşetiydi. Gazetenin İbranice nüshasında başlık şöyleydi: “Gazze’de 67 çocuk öldürüldü. İşte savaşın bilançosu.” İsrail tarafından ramazanın son günlerinde başlatılan ve 21 Mayıs’taki ateşkese kadar tam 11 gün süren yoğun Gazze saldırılarında katledilen çocukların fotoğraflarını birinci sayfasına taşıyan Haaretz, haliyle büyük bir tartışmanın fitilini ateşledi.

Gazeteye gösterilen reaksiyonlar çok çeşitliydi. “Müslümanların öfkesini yatıştırmak için göstermelik manşetlerle bizim gazımızı alıyorlar” diyen de vardı, “İşte suçlarını itiraf ettiler, bakın kendi dilleriyle söylüyorlar” diyen de. Haaretz’in manşetini “vicdanlı gazetecilik” şeklinde yorumlayanlar da oldu, “Böyle bir şeyi nasıl manşet yaptılar? İşin içinde bir iş olmasın?” diye şaşıranlar da. Son kamuoyu yoklamalarına göre Gazze’ye saldırılara desteğin yüzde 90’lara kadar çıktığı İsrail’de ise, sokaktaki sıradan vatandaşın tepkisi daha çok öfke ve nefret şeklindeydi.

Aynı zamanda İngilizce olarak da yayınlanan Haaretz’in (Kelime manasıyla: Vatan. Arapça “El Ard”ın İbranicedeki direkt karşılığı), İsrail devletinin işlediği savaş suçlarını İbranice nüshasında manşete çıkarmayı tercih etmesi, elbette yayın politikasının bir yansımasıydı. 1918’de İngilizlerin ekonomik desteğiyle kurulmasından bu yana liberal-sol çizgide yayın yapan gazete, 1935’te Almanya kökenli Salman Schocken (1877-1959) tarafından satın alındıktan sonra, bu istikametini daha da tahkim etti. Gazetenin ikinci kuşak sahibi Gershom Gustav Schocken (1912-1990) İsrail tarihinde bir rekora imza atarak 1939’dan itibaren ölümüne kadar Haaretz’i aralıksız yönetti. G. Schocken’in gazetenin yalnızca sermayedarı olarak değil, aynı zamanda genel yayın yönetmeni olarak da görev yaptığı bu 51 yıllık uzun dönemde, Haaretz’in yayın politikasının parametreleri tümüyle yerleşik hale geldi. Günümüzde gazete hisselerinin yüzde 75’i Schocken ailesine ait; kalan yüzde 25 ise Leonid Nevzlin isimli Rusya kökenli İsrailli bir işadamının elinde. Haaretz’in yayın politikasında Gustav Schocken’in büyük oğlu Amos Schocken’in (d. 1944) sözü geçiyor. Amos Schocken’in erkek kardeşi Hillel Schocken mimar, kız kardeşi Racheli Edelman de aileye ait yayınevini yönetiyor.

Tiraj yönünden Yediot Aharonot, Israel HaYom, Israel Post, The Jerusalem Post, Maariv gibi büyük İsrail gazetelerinin gerisinde kalan Haaretz, tesir ve itibar bakımından ise neredeyse hepsini geçiyor. Haaretz için, “karar vericilerin ve devlet kademelerinin okuduğu gazete” tanımlaması yapılıyor. Halka ulaşmada tiraja yansımayan bu tesir, İsrailli elitlerin ve yöneticilerin gazeteyi satır satır okumalarından kaynaklanıyor. İbranice ve İngilizce nüshalardaki ayrıntılı dosyalar, özel haberler ve vurucu köşe yazıları, Haaretz’i İsrail basını içinde “sıra dışı” bir mevkie yerleştiriyor.

Ancak, gazetenin liberal-sol kimliğinden ve “67 çocuk” türü manşetlerinden hareketle, Haaretz’in İsrail resmî ideolojisiyle tamamen savaş içinde olduğunu da düşünmemek gerekir. Haaretz belki kendi devletinin işlediği savaş suçunu manşete çekecek kadar “cesur” bir gazetedir, ancak “Bizim Filistin topraklarında ne işimiz var?” gibi temel bir soruyu asla sormaz ve soramaz. Yayın çizgisi, “Araplarla birlikte yaşayalım, barış olsun. Kavgaya ne lüzum var?” liberalliğiyle sınırlı kalır.

Dahası Haaretz, Gazze’ye son saldırılar bağlamında İsrail iç siyasetinin taraflarından birine dönüştü. Başbakan Benyamin Netanyahu’nun sırf kendi siyasi kariyerini kurtarabilmek ve hapse düşmemek için Araplara saldırdığını, böylece Yahudilerin güvenliğini tehlikeye attığını ve devleti zayıflattığını savunan güçlü bir damar var İsrail’de. Haaretz de bu kampta konumlanmış durumda. Netanyahu o kadar antipatik bir figüre dönüştü ki, karşısında karmaşık ama birleşik bir cephe oluştu.

Ve son olarak:

Haaretz’in manşeti “niçin Hamas’ın attığı roketlerin öldürdüğü iki İsrailli çocuktan da söz etmediniz?” eleştirileriyle karşılaşınca, Amos Schocken “büyük bir hata” yapıldığını ve bu durumun editoryal bir dikkatsizlikten kaynaklandığını ifade ederek İsrail kamuoyundan özür diledi. İsrail’in en liberal, en sol, en özgürlükçü gazetesinin oynayabildiği saha bu kadarcıktı işte.

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.