Sosyal Medya

Kürsü

Ali Haydar Haksal: Sınanma

İnsan için hayat sadece bu dünyadan ibaret olarak görülürse zaten onlar için bir sorun yoktur, ama bir gerçek var ki o da öte dünyadır.



Ä°nsan kendi kendisiyle sınanıyor ve sınavlarla karşı karşıyadır. Bu, insanın gidiÅŸini ve yönünü belirler.
 
Ä°çinde bulunduÄŸumuz dönemin ve yüzyılın sorunları insanlık açısından çok ve alabildiÄŸine büyük. Bunlara karşı durması, korunması oldukça güç görünüyor. Çünkü insanın yenik düÅŸmesinin psikolojik nedenleri bir hayli. Bunları aÅŸabilmenin yolu insanın manevî dünyasının gücü, baÄŸlılığı ve iradesidir.
 
Materyalist hâl insanı derinden etkiliyor. Müslüman olmanın bilincini aÅŸan, insanı tutsak eden yoldan çıkaran albenili bir dünya var karşısında.
 
Ä°nsanın bitmeyen tamahı, gözünü doyurmayan açlıkları ve bunlara karşı direnmenin manevî boÅŸluÄŸu yenik düÅŸürüyor. Direnemiyor ve karşı koyamıyor.
 
Müslüman’ın hayatında ölçüler var. DoÄŸası gereÄŸi olan. BaÅŸkasının hakkına girmeden, sınırları aÅŸmadan temkinli yaÅŸaması kendisinin hayrına. Ä°nsanlığın dengesini bozan aşırılıklardan kaçınma ancak manevî donanmışlıkla olabilir.
 
Materyalist maddeci ruh insanlığın dengesini bozuyor, uçurumları çoÄŸaltıyor. Ä°nsanların aÅŸamayacakları sınırlarda tutuyor. Adil bir denge olmayınca insanlık huzursuz oluyor. Bir taraf alabildiÄŸine zenginleÅŸiyor, diÄŸeri ise hayatın sınırlarında yaşıyor.
 
Müslümanların doÄŸal akışında dengeler var. Bunlar manevî güç ile olan besleniÅŸlerdir. Müslüman bir toplumda, bankaların, kredi kartlarının, faizin, aşırı kazançların bir tarafı ÅŸiÅŸirmesi, diÄŸer taraftakileri tutsak etmesine neden oluyor. Müslüman bir millet kendi sınırlarını çoktan bıraktı ve teslim oldu. Onu aÅŸacak, giderecek ve hafifletecek hamlelerde bulunmuyor. Dünyaya egemen kolan kapitalizmin maddeci ruhuna ve hayatına kendini kaptırmış. AÅŸamayacağı bir daÄŸ olarak görüyor.
 
Her insan önce kendinden baÅŸlamalı, yol tayinini belirlemeli. Hayatın zorluklarını göze almalı ve teslim olmamalı. Bunu çoÄŸaltanlar birbirine dayanak olanlar zamanla baÅŸarı elde ederler. Hem kendilerini tüketmezler hem de tüketiciliÄŸe neden olmazlar.
 
Aile içinde; sofralardan, eÅŸya tüketiminden, nesnelerin tutsağı olmaktan kurtulma iradesi gene manevî gücün donanımı ile olabilir.
 
Üretmeyen ama tüketen bir milletin sonu zaten hayırlı olmaz. BaÅŸkalarına muhtaç olmasının yanında sömürülmesine neden olur.
 
Müslümanların baÅŸlıca sorunu zihnî kuÅŸatılmışlık. Bu da tamamen yenilgi duygusunun ağır basmasına neden olur. Hiçbir zaman aÅŸamayacağı sanısı onu tamamen esir eder.
 
Müslümanlara öncülük edecek olan düÅŸünürlerdir, aydınlardır, manevî gücü olan velilerdir.
 
Tüketimin ve lüksün büyüsüne kapılan Müslümanların hemen hemen bütün kesimleri etki altına aldığı yadsınamaz. VazgeçemeyeceÄŸi bur hayatın içindedir.
 
Karşı koyma, eleÅŸtirme, yol gösterme gücünden yoksunluk, ya da suskunluk düÅŸünce dünyasını daraltır.
 
Siyasiler eleÅŸtirilmekten hoÅŸlanmazlar. Tarih boyunca bu böyledir. Hemen her dönemde, velilerin, âlimlerin yüzleÅŸtikleri baÅŸlıca sorunlardır. EleÅŸtiriyi kabullenen, dikkate alan sultanlar ve yöneticiler hayatta baÅŸarılı olmuÅŸlardır. GeçmiÅŸte de âlimler yönetenlerin zulmüne maruz kalmışlar. Onlar hakikati ifade etmekten kaçınmamışlar ya hapsi boylamışlar ya da uzlete çekilmiÅŸlerdir. Uzlete çekilmek de sorunları gidermiyor, insanı sorumluluktan kurtarmıyor.
 
Seküler ve kapitalist bir hayatı özümsemiÅŸ olanlar bildikleri yol ve tutumdan asla vazgeçmezler. Dünyalık saltanatlarını korumaya bakarlar.
 
Salih insanlar güçleri yettiÄŸince karşı koyma ve karşı durma ve hatta sakınma gibi yolları var. Teslim olmamanın yolları bulunur. Ä°nsan için hayat sadece bu dünyadan ibaret olarak görülürse zaten onlar için bir sorun yoktur, ama bir gerçek var ki o da öte dünyadır.
 
Kaynak: Milli Gazete

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.