Sosyal Medya

Doğu'nun 300 yıldır cevabını aradığı soru: Hata neredeydi?

Kitapta, İslam dünyasının her anlamda üstünlük sağladığı dönemlerde birçok alanda geride kalan Hristiyanlığın sonradan öne geçişi ele alınmıştır. Söz konusu değerlendirmelerin objektif olup olmadığı okuyucunun inisiyatifine kalmıştır.



Kitabın yazarı Bernard Lewis, 31 Mayıs 1916’da Londra’da dünyaya gelmiÅŸ, 19 Mayıs 2018’de New Jersey’de vefat etmiÅŸtir. Orta DoÄŸu tarihçisi olarak tanınan Lewis, Ä°slam tarihi ve Ä°slam-Batı iliÅŸkileri alanlarında uzmanlaÅŸmıştır. Ayrıca Osmanlı tarihine de ilgi duymuÅŸ ve çeÅŸitli araÅŸtırmalar yapmıştır. Yazdığı kitaplarla bu alanlarda en çok okunan Batılı araÅŸtırmacılar arasındadır. Türkiye’yi son derece iyi tanıyan yazar, bazı açıklamalarıyla –özellikle Ermeni tehciri hakkındaki- ülkemizde yer yer gündeme gelmiÅŸtir. ABD baÅŸkanlarından Bush yönetiminin akıl hocalığını yapan Bernard Lewis, bazıları tarafından Orta DoÄŸu’yu kana bulayan sürecin mimarı olarak addedilmiÅŸtir.
 
‘’Hata Neredeydi?’’ adlı eserde (LEWÄ°S, Bernard, Hata Neredeydi, Kronik Kitap, Ä°stanbul), 2020, DoÄŸu’nun üç yüz yıldır içinde bulunduÄŸu durumun nedenleri ve sonuçları muhtelif bakış açılarıyla irdelenip bir hayli derin analizlerle ve kapsamlı yordamalarla tetkik edilmiÅŸtir. Müslüman dünyasının medeniyetin liderliÄŸini kaybetme süreci, Bernard Lewis’in penceresinden aktarılmaktadır. Kitapta, Ä°slam dünyasının her anlamda üstünlük saÄŸladığı dönemlerde birçok alanda geride kalan Hristiyanlığın sonradan öne geçiÅŸi ele alınmıştır. Söz konusu deÄŸerlendirmelerin objektif olup olmadığı okuyucunun inisiyatifine kalmıştır. 
 
Kitap yedi kısımdan müteÅŸekkildir. 
 
Savaş Meydanından Alınan Dersler
 
Zenginlik ve Güç Arayışı
 
Toplumsal ve Kültürel Engeller
 
ModernleÅŸme ve Toplumsal EÅŸitlik 
 
Laiklik ve Sivil Toplum      
 
Zaman, Mekân ve Modernite
 
Kültürel DeÄŸiÅŸimin Yüzleri
 
Uzun bir giriÅŸ yazısıyla okuru selamlayan eserde ilk olarak, kitabın adından yola çıkılmış ve Orta DoÄŸu’daki insanların, Ä°slam dünyasının bu soruyu -Hata Neredeydi?- niçin sorduklarına deÄŸinilmiÅŸtir. Yazar, bu sorunun öncelikle Batı ile karşılaşıldığı sırada ortaya çıktığına iÅŸaret etmiÅŸtir. Sonrasında ise geliÅŸen süreç içerisinde bu sorunun -Hata Neredeydi?- merhaleler geçirdiÄŸini dönemlerin yapısına, koÅŸullarına ve boyutlarına göre evrildiÄŸini nakletmiÅŸtir.  ‘’Orta ÇaÄŸ Avrupa’sı bir talebeydi, bir bakıma Ä°slam dünyasına bağımlıydı ve bilinmeyen birçok Grekçe eser için Arapça nüshalarına itimat ediyordu. Sonra birden iliÅŸkiler deÄŸiÅŸti. Yeni Bilim’in geliÅŸiyle Avrupalılar, Ä°slam dünyasının bilimsel, teknolojik ve nihayetinde kültürel mirasını arkalarında bırakarak ÅŸaşırtıcı bir hızla ilerlediler.’’(s.13)
 
Ä°ÅŸte bu eser, talebeyken hızlı bir ilerleyiÅŸle Müslüman camiasını geçen Avrupa’yı ve bunun her iki uygarlık adına neleri deÄŸiÅŸtirdiÄŸini, neye yol açtığını ortaya koymaktadır.
 
Savaş meydanlarının yansımaları
 
Bernard Lewis, ‘’SavaÅŸ Meydanından Alınan Dersler’’ baÅŸlıklı bölüme Karlofça AntlaÅŸması’na deÄŸinerek giriÅŸ yapmıştır. SavaÅŸta maÄŸlup olan Osmanlı Devleti, bu antlaÅŸmayla ilk kez Hristiyan tarafıyla barış yapmak zorunda kalmıştır. Yazar, sözünü ettiÄŸimiz anlaÅŸmanın uzun vadedeki etkilerini tarihten örneklerle aktararak Osmanlı Devleti’ne iki ders verdiÄŸini iddia etmiÅŸtir. Bunlar askerî ve diplomatik etkilerdir. BahsettiÄŸimiz etkileri Osmanlı Devleti üzerinden deÄŸerlendiren Bernard Lewis, savaÅŸların yol açtığı deÄŸiÅŸimlere parmak basmaktadır. Ordusuyla dünyaya hükmeden imparatorluÄŸun sınırları bir hayli geniÅŸlemiÅŸtir. Viyana kapılarına kadar dayanan Osmanlı, zamanla gücünü yitirmeye baÅŸlamış ve Ä°slam dünyası da buna paralel olarak zayıflamıştır. Lewis’e göre Avrupa’daki geliÅŸmelere kulak tıkayan anlayış, üzerinde durduÄŸumuz gerilemenin baÅŸlıca sebeplerindendir. ‘’Avrupalı güçler uzun süredir Ä°slam toprakları ve baÅŸka yerlerde daimi elçilik ve konsolosluklarının varlığını korumayı saÄŸlıyordu. Ä°slam devletleri ise bunu yapmıyordu, bir ÅŸey söyleneceÄŸi zaman hükümdara bir elçi gönderip iÅŸi bitince geri çaÄŸrılıyordu.’’(s.36)  Bir süre sonra vaziyetin daha da kötüye gitmesinden mütevellit Batı’nın muhtelif ÅŸehirlerinde elçilikler açılmak suretiyle oradaki geliÅŸmeler takip edilmek istenmiÅŸtir. Böylece Batı’yla temas kuran padiÅŸahlar devletin gerilemesine mani olmak adına birtakım yenilikler getirmiÅŸtir. Ordunun Batı tarzı kıyafetlerle donatılması bunlardan biridir. Bernard Lewis, ayrıca Fransız Ä°htilali’nin Osmanlı Devleti’ndeki çöküÅŸü hızlandırdığını dile getirmektedir. Devrimden sonraki süreçte Osmanlı’ya baÄŸlı uluslar isyan etmeye baÅŸlamıştır.
 
Zenginlik ve güç arayışına dair notlar
 
Yazar, eserin bu bölümünde tarihî süreç içerisinde yaÅŸanan dönüÅŸüm ve geliÅŸimleri maddî boyuttan deÄŸerlendirmektedir. Bernard Lewis’e göre Batılılar, DoÄŸu’yu her alanda gözlemlemiÅŸtir. DoÄŸulular ise bu noktada daha az imkâna ve isteÄŸe sahiptir. Hâl böyleyken Batı’ya karşı ilginç bir tereddüt yaÅŸayan Ä°slam dünyası bazı geliÅŸmelerden yoksun kalmıştır. Lewis’e göre bunda Ä°slamiyet’in genel kabulleri, kuralları ve birtakım ritüelleri etkilidir. ‘’DiÄŸer taraftan Müslümanlar, hâlâ kâfirler ve özellikle de geleneksel kâfir iÅŸleri için eski horgörülerini sürdürüyordu.’’(s.63) 16. ve 17. yüzyılda cereyan bazı geliÅŸmeler yeni bir dünyanın önünü açmıştı. CoÄŸrafi keÅŸifler, Rönesans ve reform hareketleri Batı’nın ilerlemesini hızlandırırken DoÄŸu toplumları buna karşılık veremedi. ZenginleÅŸen Avrupa, üzerindeki silikliÄŸinden sıyrılıp yeni bir dünyanın temellerini atıyordu. Matbaa, çeviri ve gazeteler yoluyla modernleÅŸme süreci epeyce sürat kazandı. Bernard Lewis’e göre DoÄŸu toplumları ya da Ä°slam dünyası, bahsedilen yenilikler karşısında önce tereddüt yaÅŸamış sonra ise geç kalmıştır.
 
 
Toplumsal ve kültürel baÄŸlamda yaÅŸananlar
 
Bernard Lewis, burada Ä°slam ve Batı toplumları arasındaki farklara parmak basarak içtimai ve kültürel bazda yaÅŸananlara deÄŸinmektedir. Yazar bu farklılıkları Batı’ya gitmiÅŸ kiÅŸiler üzerinden anlatmaktadır. Büyük seyyah Evliya Çelebi, elçi olarak Avrupa’ya giden Osmanlı diplomatı Mustafa Hatti Efendi ve Ä°spanya’ya elçi vazifesiyle giden Vasıf Efendi bu ÅŸahıslardan bazılarıdır. Bernard Lewis; bu kiÅŸilerin Avrupa’yla ilgili gözlemlerini, deneyimlerini ve deÄŸerlendirmelerini aktarmaktadır. Bilhassa kadınlar, bilim ve müzik konularındaki yaklaşımlar iki uygarlık arasındaki farklılıkları bariz bir ÅŸekilde ortaya koymaktadır. Yazar buradan yola çıkarak kadınların konumu ve sosyal hayattaki görevi, bilimsel geliÅŸmelere yönelik tavır, müzik ve sanatla alakalı zihnî algılar üzerinden ayrıntılı bir portre çizmektedir. Bunu yaparken Ä°slam’ın ve Hristiyanlık’ın merhalelerini, birtakım alanlardaki uygulamaları ve mazideki muhtelif dönüÅŸümleri kültürel kodlar dâhilinde ele almaktadır.
 
ModernleÅŸme ve toplumsal eÅŸitlik süreçleri
 
Bernard Lewis, Ä°slam’ın eÅŸitlikçi bir din olduÄŸunu belirtmektedir. Nitekim Ä°slam’da; kast sistemi, feodalizm veya ayrıcalıklı aristokratlar sınıfı gibi uygulamalar zinhar olmamıştır. Buna karşılık Bizans ve Latin Avrupa’da ayrıcalıklara sahip toplumsal kitleler olmuÅŸtur. Bu bölümün temelini oluÅŸturan inceleme yıllar içinde toplumda gerçekleÅŸen geliÅŸim ve dönüÅŸümdür. BatılılaÅŸma ve modernleÅŸme kavramlarının yansımaları da Bernard Lewis tarafından okura sunulmaktadır. Tanzimat Fermanı ve Islahat Fermanı, Osmanlı’nın 19.yüzyılda ilan ettiÄŸi modernleÅŸme yönünde atılan adımlardır. Sözünü ettiÄŸimiz fermanlarla birlikte toplumsal eÅŸitlik adına önemli yenilikler meydana gelmiÅŸ; bunun birçok olumlu ve olumsuz neticesi açığa çıkmıştır. ‘’Bu ferman gereÄŸince Müslümanlar ve gayrimüslimler bütün haklarda eÅŸit kılındı. Bu, Müslümanları derinden etkiledi.’’(s.110)
 
Laiklik ve sivil toplum üzerine yaklaşımlar
 
Yazar, laiklik kavramının nereden geldiÄŸini ve hangi amaçlarla kullanıldığını ifade etmektedir. Sekülerizm ve laiklik mefhumları arasındaki ilinti irdelenmiÅŸtir. Bununla birlikte sivil toplum ibaresinin kapsamına da deÄŸinilmektedir. Din ve devlet iliÅŸkilerinin tarihî süreçlerine binaen idarenin halk ve din üzerindeki etkileri dile getirilmektedir. ‘’Müslümanların laiklikle ilk karşılaÅŸması Fransız Devrimi’yle olmuÅŸtur.’’(s.121) Bernard Lewis’e göre Fransız Devrimi, Ä°slam dünyasındaki modernleÅŸme ve reform hareketlerinin çoÄŸuna ideolojik ilham kaynağı olmuÅŸtur. LaikliÄŸin günümüzdeki hâline de vurgu yapan Lewis, laikliÄŸin Orta DoÄŸu’da kötü durumda olduÄŸunu belirtmektedir.
 
Zaman, mekân ve modernite
 
Bu bölümün muhtevasını zamana ve mekâna baÄŸlı olgular meydana getirmektedir. Zamanın ölçülmesinden tutun modern saatlere kadar yaÅŸanan deÄŸiÅŸim okura aktarılmaktadır. GerçekleÅŸen dönüÅŸümlerin devlet, din ve toplum üzerindeki etkisi ele alınanlar arasındadır. ÖrneÄŸin namaz vakitlerinin belirlenmesi zamanla daha kolay hâle gelmiÅŸtir. Su saati, güneÅŸ saati gibi uygulamalardan sonra mekanik saat icat edilmiÅŸtir. Yazara göre mekanik saat Avrupa ürünü olduÄŸu için Orta DoÄŸu’ya yayılması biraz uzun sürmüÅŸtür. Batı’nın ve gücü etkisi arttıkça saat, bütün Ä°slam dünyasında kendine yer bulmuÅŸ ve bunun kültürel etkisi de olmuÅŸtur. Mekân konusunda da aynı etki görülmektedir. Batı tarzı mimari yapılar Osmanlı’nın birçok eserinde vardır. Zamanda ve mekânda beliren geliÅŸmeler, Ä°slam dünyasının ön yargılı yaklaşımı olsa da Batı’nın gücüyle birlikte birçok alanda doÄŸrudan hayatımıza girmiÅŸtir. ‘’Mekânın algılanması ve ölçülmesi görsel sanatları etkilediÄŸi kadar zamanın algılanması ve ölçülmesi de sınırlı ölçüde müziÄŸi etkilemiÅŸti.’’(s.149)
 
 
Kültürel deÄŸiÅŸimin yüzleri
 
Kültürel birikim bir toplum için en önemli zenginliklerden biridir. Meydana gelen kısımda geçmiÅŸten beri süregelen geliÅŸmelerin kültürel bakımdan nelere sebep olduÄŸunu irdelemektedir. Osmanlı ordusunun II. Mahmut’la birlikte reforma tabi tutulduÄŸunu aktaran yazar, üniformadan, askerî teçhizata birçok yenilik yapıldığını ifade etmektedir. Mamafih askeri bandodan müziÄŸe, mimari tasarımlardan posta pullarına, giyeceklerden ayakkabı ve ÅŸapkalara, portrelerden paralara kadar BatılılaÅŸmanın etkisi görülmektedir. Dil, edebiyat ve çevirilerdeki Batı etkisi de ortadadır. Tüm bunlar kültürel düzlemde ortaya çıkan deÄŸiÅŸimlerdir. ‘’Yabancı bir etki, imparatorluÄŸun temeli veya büyük bir cami gibi bir kültürün merkezinde yer alan bir ÅŸeyde görünüyorsa orada açıkça bir özgüven sendelemesi vardır.’’(s.159)
 
Netice
 
Bernard Lewis eserin son bölümünde genel bir yaklaşım çizerek Müslümanların geride kaldığı noktalara iÅŸaret etmiÅŸtir. Aynı zamanda ‘’Hata Neredeydi?’’ sorusunun Ä°slam dünyası tarafından ne ÅŸekilde cevaplandığını birtakım örneklerle açıklamıştır. Yazarın tespitlerine ve aktardıklarına göre Ä°slam dünyası veya Orta DoÄŸu; iÅŸlerin ters gitmesine sebep olarak MoÄŸolları, Avrupa’daki ulusçuluÄŸun yükseliÅŸini, Batı emperyalizmini, ABD’yi ve Yahudileri göstermiÅŸtir. Bir zamanlar ilimde, bilimde, askeriyede, eÄŸitimde en iyi olan Orta DoÄŸu ve Ä°slam toplumu yaklaşık son iki yüz yıldır geriye gitmektedir. Bernard Lewis, bu eserinde ‘’Hata Neredeydi?’’ diye sorarak, kendi perspektifinden yola çıkıp kapsamlı bir inceleme yapmıştır.
 
 
Ä°nceleme: Burhan Arslan / Dünya Bizim Kültür Portali

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.