Sosyal Medya

Abdurrahman Dilipak: Yine bir 10 Kasım

Mustafa Kemal’in resmini, heykellerini her yere diktiler, yollara, meydanlara, binalara onun adı verildi ve verilmeye devam ediyor. Ama ona ve o döneme ait birçok bilginin üzerine sünger çekildi.



Yine bir 10 Kasım. Yine türbe ziyareti. Yine türbe yapmak yasak. “Yeni Normal” dönemde “Yeni Kemalizm” bakalım nasıl olacak! Ulus devletlerin sonu ve tabii uluslararası düzenin de.

Her 23 Nisan, her 29 Ekim, her 19 Mayıs, her 10 Kasım, aynı nakarat: Ah Atatürk ah! Sen olmasaydın, açtığın yolda, gösterdiÄŸin yönde..

Birileri için Laiklik, “dine karşı bir din” gibi sanki. Ve onların sesi daha çok çıkıyor.

Kemalizm kimine göre bir din, Mustafa Kemal, Seküler bir peygamber ya da “Ä°lahların bir eÅŸi”. “Fevkal beÅŸer”. “Münci”, “Mübdi”. Yok yok, ben söylemiyorum bunları. Kaynak isterseniz, mesela Cumhuriyetin 10.Yıl albümüne, 15. Yıl albümüne bakın. “Türkün yeni Amentüsü”ne bakın. Behçet Kemal’in “Yeni Türkçe Kur’an”ı okuyun ya da yeni Mevlid’ini. “Atatürk ekber, Atatürk ekber”..

Eskiden camilerde Mustafa Kemal için mevlid okutulurdu, hani “Arap yaveleri” filan. Artık okutmuyorlar. Bana kalırsa ADD ve Halkevlerinde, CHP il ve ilçe teÅŸkilatlarında Behçet Kemal ÇaÄŸlar’ın Mustafa Kemal için yazdığı “Yeni Mevlid” okutulabilir.

Merak edenler bunları benim “Bir BaÅŸka Açıdan Kemalizm” ya da “Cumhuriyetin Åžeref Kitabı”nda bulabilirler.

KeÅŸke CHP, kendi geçmiÅŸlerine dair, kendi yayınları olan bu kitapları e-book olarak yayınlayabilse.

TBMM BaÅŸkanı, keÅŸke TTK ile birlikte TBMM tören salonunda Mustafa Kemal yaÅŸarken yayınlanan kitapların ve Mustafa Kemal’in notlandırarak okuduÄŸu kitapların sergisini açsa en kısa zamanda. Çok zor deÄŸil, bir kısmı Milli Kütüphane’de, bir kısmı Çankaya arÅŸivlerinde vardır. Bir de Osmanlı arÅŸivlerine bakarsanız, orada Heyeti temsiliye adına Ä°stanbul hükümetine yazdığı mektuplar, çektiÄŸi telgraflar vardır. Onları da sergileseniz de hani bari milletin vekilleri, önce CHP milletvekilleri kendi gizli tarihlerine birinci elden tanıklık etseler. Adamlar biz bir ÅŸey söyleyince uyduruyoruz zannediyorlar.

Mesela “Akbaba” “Karagöz” gibi mizah dergilerinde “Laiklik, irtica ve inkılablar” nasıl anlatılmış halka onları sergileseler. Hatta e-book olarak ve sergiyi sanal tur ÅŸeklinde internetten yayınlayarak yurttaÅŸların ilgisine ve bilgisine sunsalar.

CHP bu teklife evet der mi? Gerçeklerle yüzleÅŸmek önemli. Utanacak ne var sizin için.

Bir teklifim daha var. 12 Eylül’ün darbeci generali Kenan Evren, darbe sonrası oluÅŸturulan Danışma Meclisinin açılışında onlara bir sürpriz yapmak istemiÅŸ, Osmanlı arÅŸivlerindeki, Mustafa Kemal’le ilgili Osmanlı dönemine ait belgelerin yayınlanma emrini vermiÅŸ ve bu kitaplar, danışma meclisi üyelerinin masasına konmuÅŸtu. Ama üyeler masalarına oturup kitapları karıştırırken “resmi tarih”in yazdıklarının tam tersi bilgiler içeren belgelerle karşılaşınca durumu Evren’e iletmiÅŸler ve anında üyeler genel kurul salonundan ayrılmadan kitaplar toplanıp, bütün baskılar ÅŸehir dışına taşınıp üzerine benzin dökülüp yakılmıştı. Var mısınız o kitabı bugün yeniden yayınlamaya..

Ben o kitabı buldum ve bazı belgeleri “Cumhuriyete giden yol” kitabımda yayınladım.

Bakın, Mustafa Kemal’in resmini, heykellerini her yere diktiler, yollara, meydanlara, binalara onun adı verildi ve verilmeye devam ediyor. Ama ona ve o döneme ait birçok bilginin üzerine sünger çekildi. 1. Meclisin açılışı, yapısı hakkında bile yeterli bilgi sahibi deÄŸiliz. Mustafa Kemal’in doÄŸumu, ölümü, hayatının birçok evresi hakkında çok fazla çeliÅŸkili bilgi var.

Bu kadar çok ÅŸey yazılıp, hakkında bu kadar az ÅŸey bilinen ya da hakkında bilinenlerin çoÄŸu çeliÅŸkili dünyada kaç politikacı var aceba.

Öyle bir nesil yetiÅŸtirdiler ki, ne dinlerini biliyorlar, ne tarihlerini, ne musikilerinden haberleri var, ne kullandıkları ayların, günlerin manasını biliyorlar. Bunların hepsi bir anda olmadı, 1700’lerden bu yana azar azar geldi, bizimkiler de azarlandıkça bizimkiler de az’dılar. Aza aza azaldılar. Ve Lale devri, Tanzimat, Ä°ttihat Terakki, Ankara hükümeti, Cumhuriyet, Tek Parti, darbeler derken bugünlere geldik. FETÖ’cüler soru bankasını soyarken “Cemaat” maskesi taktı, Sosyalistler banka soyarken “Devrimci” maskesi taktı, Darbeciler darbe yaparken “Kemalist” maskesi taktı. Sonunda hepimize Covid bahanesi ile maske taktılar. Bu mikrop gözden de girer, kulaktan da.. Kulağımıza, gözümüze de maske takarlarsa bu iÅŸ bitecek ama ona da gerek kalmayacak, Chip takacaklar, iÅŸi kökten halledecekler.

Dünü tartışıyoruz, bugünü tartışıyoruz, geleceÄŸi tartışıyoruz. KeÅŸke okuyarak öÄŸrenmeye, anlamaya çalışsak, ezberlerimizi bir gözden geçirsek, birbirimizin korku ve umutlarını gözden geçirsek, herkes biraz da kendine baksa. Ben gençlik yıllarımda okudum Nutuk’u. Ben Nutuk’u okuduÄŸumda, bize inkılab dersi okutan hocalarım Nutuk’u okumamıştı.

Neyse, ÅŸimdi önümde Cumhuriyetin 10. Yıl albümü duruyor da.. Ömrünün büyük bir kısmını Osmanlı PaÅŸası olarak geçiren Mustafa Kemal, Osmanlı hakkında ÅŸöyle diyor: “ArkadaÅŸlar, sarayların içinde, Türk’ten gayrı unsurlara istinat ederek, düÅŸmanlarla ittifak ederek, Anadolu’nun, TürklüÄŸün aleyhine yürüyen, çürümüÅŸ gölge adamlarının Türk vatanından tardı, düÅŸmanların denize dökülmesinden daha rehakar bir harekettir.”

Ve ÅŸu cümleler de o albümden:

“Örümcekli kafa Osmanlı vatandaşının kafasıdır. Bu kafanın içinde iki kocaman örümcek otururdu: Ä°slam taassubu ve garp hayranlığı.” “Ümmet leÅŸi” ara baÅŸlığı ile de ÅŸunlar yazılmış:” Taassup örümceÄŸinin ördüÄŸü aÄŸlar, milleti daima ahirete baÄŸlardı. Türk Cemiyeti ÅŸeriatın, mecellenin ve mecellenin taÅŸlaÅŸmış kalıpları içine hapsolurdu.” “Tarihimizi okuyun görürsünüz ki, milleti mahveden, esir eden, harap eden fenalıklar hep din kisvesi altındaki küfür ve melanetten gelmiÅŸtir”.. Neyse iÅŸte böyle. Onlar “on yılda on beÅŸ milyon genç yaratmışlardı her yaÅŸtan”. Peki biz ne yaptık!?

Selâm ve dua ile.

Yeni Akit Gazetesi

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.