Sosyal Medya

Selahattin Çakırgil: Karadeniz'deki sel felaketi üzerine...

Karadeniz’i bilmeyenler, ‘Kardeşim, niye dere kenarlarına ev yaparlar?’ diye konuşurlar.. Yamaçlara yapılan evlerin heyelân sonunda yıkılışında da, ‘Niye oralarda ev yapılar ki? ‘ diyenler de olur.



Bir haftadır Giresun- Samsun hattı üzerinde bir gezideyim.

Bu sürenin sonuna doÄŸru Giresun’da yaÅŸanan büyük tabiî âfetin de taa içindeydim.

Ä°stanbul’dan havalanıp, dünyadaki nâdir örneklerden olarak, denizin doldurulması sûretiyle yapılan Ordu- Giresun Havaalanı’na indiÄŸinizde sizi karşılayan, müthiÅŸ güzel ve sihirleyici bir güzelliktir. Çünkü bir tarafta, yaz sıcağında âdetâ buharlaşıyormuÅŸ gibi buÄŸulu bir derin mavilik içindeki deniz.. Denizin bittiÄŸi noktada ise, sahil boyunca uzanan ve günün her saatinde son derece canlı olan bir trafiÄŸe sahip Karadeniz Otoyolu’nun hemen ötesinden yükselmeye baÅŸlayan bir yeÅŸillik denizi.. Fındık bahçeleri.. Ve, denilecek çapta sihirli coÄŸrafyayı gökyüzünün mavi derinliÄŸine baÄŸlayan ve koynunda derin dereleri ve akarsuları barındıran Canik sıradaÄŸlarının, gökyüzünün maviliÄŸine, sis ve rengarenk bulutlara sarmalanarak baÄŸlandığı, bir avuç çıplak kara parçasını bile göstermemeye sanki ahdetmiÅŸ bir atmosfer..

Bu engin yeÅŸillik denizi üzerine serpilmiÅŸçesine, herbirisi diÄŸerinden yüzlerce metre uzaklıkta, kırmızı kiremitlerle kaplı binlerce- onbinlerce ev ve arada bir yükselen minareler...

***

Geçen hafta Cuma namazını Bulancak’ta edâ ettik. Karadeniz Otoyolu kenarında, Sarayburnu denilen mekândaki câmi ve etrafındaki geniÅŸ alanı dolduran binlerden oluÅŸan cemaatle edâ ettik.

50 bin civarında nüfusu olan Bulancak’ta halkın büyük bir aÅŸk ve heyecan içinde inÅŸa ettiÄŸi ve Karadeniz’in en büyük câmii olan bu mâbed, görülmeye gerçekten de deÄŸer.. Ä°stanbul’daki Åžehzâde Camii büyüklüÄŸünde ve içi aydınlık ve ferah bir ibadet mekânı..

O akÅŸam Giresun Kalesi’nde, -resmî tarih yorumlarında suçlansa bile- Giresunluların adını gururla anıp sahiblendikleri ve ve Ali Åžükrî Bey’in öldürülmesine bulaÅŸtırılmasını kabullenmedikleri ve bir millî kahraman ve fedaî olarak niteledikleri Topal Osman Bey’in anıtının bulunduÄŸu mekânda-, Ä°stanbul AK Parti m.vekili Giresunlu Hasan Turan ve Giresun Belediye BaÅŸkanı Aytekin ÅženlikoÄŸlu beyler baÅŸta olmak üzere, seçkin bir grubun katılımıyla yapılan ve 3 saate yakın bir sohbetten sonra..

***
Bulancak’ın Şıhlı köyündeki misafir oluÅŸ.. Tam da fındık toplama mevsimi.. Kadın- erkek- çocuk, hemen herkesin bir kenarından tuttukları ve hemen tamamı GüneydoÄŸu’dan gelmiÅŸ ve yerli halkla içiçe kaynaÅŸmış, ‘mevsimlik iÅŸçi aileleri’nin çabaları temâÅŸâ etmeye deÄŸer.. Halk genel olarak, fındık için C. BaÅŸkanı ErdoÄŸan ilân olunan taban fiyattan memnunlar..

Ä°nsanlar, ‘fındıklar kuruyup toplanıncaya kadar inÅŸaallah yaÄŸmur gelmez..’ diye dua ediyorlar.

***
Ertesi gün, dereler içinde Bozat köyündeki bazı turistik yerleri geziyoruz. (Ki, bu yöreler Beykoz Belediye BaÅŸkanı Murad Aydın bey’in köyü imiÅŸ..)

Ertesi günkü bazı dost ziyaretlerinden sonra, Bulancak’tan 50 km. kadar uzakta ve 3500 metre yüksekliÄŸindeki yaylalara, 2,5 saat kadar süren bir otomobil yolculuÄŸuyla gideceÄŸiz.

Ama, saatlerce süren öyle ÅŸiddetli bir yaÄŸmur baÅŸladı ki, ikindi vakti, sanki akÅŸam karanlığı basmıştı ve yüksekliklerden gelen sular bir âfetin habercisi gibiydi.

Normalde dere boylarından gidecekken, tedbiren, bir tepelerin sırtlarındaki yollardan gitmeyi tercih ettik. Kalacağımız yayla evine varıp biraz istirahatten sonra, Giresun’u sel felaketinin vurduÄŸu haberleri geliyor. Hasan Turan bey, gece yarısı, hemen Giresun’a gitmek kararı alıyor. Ben de gitmek istiyorum, ama, yolda kalmak ve ıslanmak ve üÅŸütmek gibi ihtimallerle -yaşımı da düÅŸünerek- beni almıyor. Nitekim, sonra anlaşılıyor ki, yollar harab olduÄŸundan, Giresun’a varmadan, arabadan inmek zorunda kalıyor ve saatlere yürüyerek ÅŸehre varıyor ve kurtarma çalışmalarına, halkın yanı başında ve dizboyu çamura saplanarak katılıyor.

Korkunç tablo sabahleyin ortaya çıkıyor. Onlarca can kaybı ve sel sularına kapılan otomobiller ve hattâ otobüsler, evler, harab olan köprüler ve yollar..

***
Karadeniz’i bilmeyenler, ‘KardeÅŸim, niye dere kenarlarına ev yaparlar?’ diye konuÅŸurlar.. Yamaçlara yapılan evlerin heyelân sonunda yıkılışında da, ‘Niye oralarda ev yapılar ki? ‘ diyenler de olur.

Ama, onlar bilmezler ki, Karadeniz’de hele de Samsun-ÇarÅŸamba’dan sonra taa eski Rusya (ÅŸimdiki Gürcistan) sınırına kadar, deÄŸil ziraat için, hattâ ev yapmak için bile toprak bulmak zor bir iÅŸtir.

***
Karadeniz halkı bütün o tabiî güzellikleri kadar, o âfetleri de bir kader olarak benimsemiÅŸ, alınması gereken tedbirlerin ötesindeki sonuçları tevekkülle karşılamayı ÅŸiar edinmiÅŸtir.

Maddî kayıpları, bu yörenin çalışkan halkı yine telafî eder.

Hayatını kaybedenlere Allah’u Teâlâ’dan rahmet, geride kalanlara sabırlar niyaz ediyorum.

 

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.