Sosyal Medya

Tercüme Haber

Tercüme Haber: Libya'da ibre Erdoğan lehine dönüyor

Türkiye'nin Libya'ya müdahalesi şimdilik Erdoğan'ın avantajına dönüşüyor



Libya gözlemcileri arasındaki fikir birliÄŸi, Türkiye'nin Kuzey Afrika ülkesine katılımının, askeri dengeyi BaÅŸbakan Fayez al Sarraj baÅŸkanlığındaki BM tarafından tanınan Ulusal AnlaÅŸma Hükümeti lehine çevirdiÄŸidir.
 
General Halife Hafter'in, Libya'nın tamamı üzerinde yakında iktidarı ele geçirmesi olarak öngörüde bulunduÄŸu durum hakkında aylarca süren spekülasyonlar sonrasında; ÅŸimdi artık savunma pozisyonuna düÅŸtüÄŸü yönündeki haberler, Türkiye CumhurbaÅŸkanı Recep Tayyip ErdoÄŸan için birden fazla düzeyde cesaret verici. Bu geliÅŸme, Türk dış politikasının, uluslararası arenada baÅŸarılarının son yıllarda çok az olduÄŸu bir zamanda ortaya çıkmakta. Libya'daki geliÅŸmeler de ErdoÄŸan'ın Ä°slamcı ideolojik isteklerine baÄŸlanıyor.
 
Mısır'da 2013 darbesinden bu yana ülkenin demokratik olarak seçilmiÅŸ ilk CumhurbaÅŸkanı olan CumhurbaÅŸkanı Muhammed Morsi'ye karşı ErdoÄŸan, Müslüman KardeÅŸler'in OrtadoÄŸu'da gerilediÄŸini gördü. ErdoÄŸan ihvana yakın duruyor ve kuÅŸatılmış üyelerine güçlü bir siyasi destek ve barınak saÄŸlıyor. Türkiye'nin Libya'ya müdahalesi, bölgedeki kardeÅŸliÄŸin daha fazla kaybını önlemeyi vaat ediyor.
 
Adı ErdoÄŸan'ın Adalet ve Kalkınma Partisi'ne çok benzeyen Libya'daki KardeÅŸlik destekli Adalet ve Ä°nÅŸaat Partisi, Ulusal AnlaÅŸma Hükümeti içinde güçlü bir konuma sahip. Türkiye'den aldığı askeri destekle  , Kasım ayında taraflar arasında anlaşılan bir mutabakat zaptı altında Trablus merkezli Ulusal AnlaÅŸma Hükümeti, Hafter'in Tobruk merkezli kendine özgü Libya Ulusal Ordusuna karşı büyük bir destek kazandı.
 
Bu kazanımlar ayrıca, Hafter ve Libya Ulusal Ordusu'nun ana bölgesel destekçileri olan Suudi Arabistan, Mısır ve BirleÅŸik Arap Emirlikleri'ne karşı ErdoÄŸan için bölgesel reel-politik düzlemde puan kazanması anlamına geliyor
 
Her üç ülke de terör örgütü olarak listeledikleri KardeÅŸliÄŸe ÅŸiddetle karşı çıkıyor. Bölgesel nüfuz amaçlı Ä°hvana verilen bu destek, Ankara ile bu 3 ülke arasında gittikçe dozu artan soÄŸuk savaşın da en büyük itici gücünü oluÅŸturmakta. 
 
Ankara, bu ülkelerin Hifter'e saÄŸladığı askeri desteÄŸi “yasadışı” kabul ediyor. 
 
Türkiye, Ulusal AnlaÅŸma Hükümeti'ne askeri desteÄŸinin, Ankara'nın desteÄŸini isteyen kuruluÅŸ olarak yasal olduÄŸunu, BM Güvenlik Konseyi tarafından “Libya'daki meÅŸru yürütme makamı” olarak tanındığını savunuyor.
 
Siyasi ve askeri analist Nihat Ali Özcan  , Türkiye'nin Libya'daki açık ve gizli operasyonları için sahip olduÄŸu en büyük avantajın BM'nin Sarraj hükümetine saÄŸladığı “meÅŸruiyet” olduÄŸunu söyledi.
 
Milliyet gazetesinde Özcan, “Türkiye'nin oyunda taşıdığı ağırlığı takiben, Hafter sadece bu meÅŸruiyetinin olmadığını hissetmekle kalmadı, aynı zamanda giriÅŸtiÄŸi mücadelenin askeri ve psikolojik yönünü de kaybetmeye baÅŸladı” dedi. 
 
Ulusal AnlaÅŸma Hükümeti'nin askeri baÅŸarıları Ankara'nın Hifter'i siyasi olarak destekleyen Fransa'ya ve Libya Ulusal Ordusu'nu dolaylı olarak Rus paralı asker kıyafeti ile destekleyen Rusya'ya karşı puan kazanmasını saÄŸladı.
 
ErdoÄŸan, CumhurbaÅŸkanı Vladimir Putin tarafından Ä°dlib'de Ankara'nın beklentilerinin çok altında kalan ateÅŸkes anlaÅŸmasını kabul etmeye zorlandığı Mart ayında Moskova'da yaÅŸadığı imaj kaybı konusunu elbette hatırında ve hesabında tutuyor.
 
Elbette bu harici faktörleri bir kenara bırakırsak, ErdoÄŸan ve Ankara için esas olan, Milli AnlaÅŸma Hükümeti'nin savaÅŸ alanındaki baÅŸarılarının, Kasım ayında imzalanan anlaÅŸma mutabakatında DoÄŸu Akdeniz için Trablus ile ulaÅŸtığı sınır anlaÅŸmasını desteklemesinie yaraması ilk önemli gerçektir. “Kıyıdan kıyıya” anlaÅŸma uyarınca, Türkiye ve Ulusal Mutabakat Hükümeti, DoÄŸu Akdeniz'in büyük bir kesimini münhasır ekonomik bölgeleri olarak sınırlamıştır. 
 
AnlaÅŸma, Kıbrıs, Mısır ve Ä°srail'in enerji keÅŸfi ve sömürüsü için iÅŸbirliÄŸi yaptığı bölgeyi kesti. 
 
Ankara, bu ülkelerin Türkiye'nin ve bölünmüÅŸ Kıbrıs Adası'nın kuzeyindeki Türk bölgesinin bölgenin doÄŸal kaynakları üzerindeki haklarını göz ardı ettiÄŸini söyledi. 
 
Türkiye, Kıbrıs, Mısır ve Ä°srail'in çabalarını askeri seçenekler-savaÅŸ da dahil- olmak üzere hangi yyöntem gerekliyse o yönteme baÅŸvurarark karşı çıkacağına söz verdi. 
 
Öte yandan Türkiye ile UMC'nin sınır anlaÅŸması, Mısır, Kıbrıs ve Ä°srail tarafından uluslararası hukukta geçersiz ilan edilmiÅŸ, ve  Avrupa BirliÄŸi ve ABD tarafından kınanmıştır.
 
Türkiye bu uyarıları dikkate almamıştır ve donanmasının koruması altındaki bölgede kendi keÅŸif faaliyetlerine devam etmektedir. 
 
AB, Ankara'ya - AB üyeleri Yunanistan ve Kıbrıs'ın can sıkıntısı için - eldeki tokattan daha az olan bazı küçük ve nihayetinde önemsiz yaptırımlar uyguladı.
 
Ulusal AnlaÅŸma Hükümeti ile sınırlama anlaÅŸması, ErdoÄŸan'ın Türkiye'nin Libya'daki askeri katılımını eleÅŸtiren yerel eleÅŸtirmenlere karşı elini de güçlendiriyor.
 
Öte yandan, bu niÅŸan Ankara'ya askeri teknolojisini, özellikle de Türk ordusu tarafından CumhurbaÅŸkanı BeÅŸar Esad'ın Suriye'deki kuvvetlerine karşı büyük bir etki için kullanılan dronlarını sergilemek için bir fırsat daha saÄŸladı. 
 
Bununla birlikte, ErdoÄŸan için bu göreli baÅŸarıların Libya'daki uzun mesafe konusunda bazı önemli uyarılarla nitelendirilmesi gerekiyor.
 
Siyasi bir çözüm için uluslararası çabalar baÅŸlarsa ve Ankara, Libya'daki elinin askeri elinin bugün olduÄŸu kadar siyasi olarak güçlü olması muhtemel olmadığı düÅŸünüldüÄŸünde, savaÅŸ alanında kazandığı avantajları kaybedebilir.
 
Ankara'nın Libya'daki avantajları, baÅŸka hiçbir ülkenin o ülkeye Türkiye'nin yapabildiÄŸi gibi askeri bir ÅŸekilde  rahatça girmeye hazır olmadığı gerçeÄŸine baÄŸlı.
 
Özcan, makalesinde “Hafter için bir baÅŸka zorluk da, onu destekleyen ülkelerin, yani Suudi Arabistan, BAE, Mısır, Rusya ve Fransa'nın doÄŸrudan askeri çatışmaya girmesinin zor olduÄŸu hususuna a dikkat çekmiÅŸ.
 
Bununla birlikte, bu ülkelerin yanı sıra Batı ve bölgedeki diÄŸer devletler, petrol zengini Libya'nın Ä°slamcıların eline geçme fikrini hazmetmesi pek olası görülmüyor. Bu nedenle Ankara için BM himayesinde müzakere edilen laik bir ulusal uzlaÅŸma hükümetinin Sarraj hükümetinin yerini alması durumunda Ankara-Libya anlaÅŸmasını tehlikeye düÅŸürme olasılığı korkutucu bir seçenek olabilir.
 
Türkiye hala bu tür müzakereleri Sarraj hükumeti üzerindeki güçlü etkisi ile manipüle etmeye çalışabiliyor, ancak eÄŸer baÅŸka laik bir hükumet gücü tahkim edilirse, bunu yaparken bölgesel istikrara katkıda bulunan proaktif bir oyuncu olmaktan ziyade bir “istenmeyen” haline gelecektir.
 
Böyle bir konum, Türkiye'nin uzun vadeli çıkarlarını zayıflatabilir
 
Sonuç olarak, Ankara'nın Trablus ile imzaladığı mutabakat zaptı ile güvence altına aldığı avantajları sürdürmesi halinde Sarraj hükümetinin Libya'da dümende kalması zorunludur.
 
ErdoÄŸan'ın Libya'daki stratejisine karşı çok daha acil bir tehdit, ülkenin Hafter'i destekleyen yerli gruplarla iki ya da üçe bölünmesi olasılığı.
 
Cumhuriyet gazetesinin dış politika yorumcusu Mehmet Ali Güller, zemindeki geliÅŸmelerin bir bölünmeye iÅŸaret ettiÄŸine inanıyor. “Böyle bir sonuç, Türkiye'nin Sarraj hükümeti ile getirdiÄŸi sınır anlaÅŸmasını etkili bir ÅŸekilde geçersiz kılacak ,” diye yazdı.
 
“Bunun nedeni, çizilen sınır çizgisinin Sarraj tarafına deÄŸil, Hafter tarafından kontrol edilen bölgeye düÅŸmesidir. Bu yüzden Libya'nın birliÄŸi Türkiye için daha önemli ”diye de not düÅŸtü makalesinde Güller.
 
Ancak bu birliÄŸin korunmasına yardımcı olmak için Türkiye'nin Libya'da tarafsız bir oyuncu olması gerekir.
 
Bu, ErdoÄŸan'ın Libya'daki planlarının ve beklentileriyle örtüÅŸmeyen bir çeliÅŸi yaratabilir.
 
 
Müellif: Semih Ä°diz / Kaynak: Al-Monitor
 
Mütercim: Hasan Nurhan Çelik / DüÅŸünce Mektebi
 

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.