Sosyal Medya

Doğu Akdeniz'de Enerji Denklemi ve Türkiye

Bölgedeki aktörleri kategorize ettiğimizde ise, yalnız bırakılan Lübnan, Suriye ve Türkiye var. Bu üç ülke herhangi bir kooperasyon halinde değiller. Diğer blok ise GKRY, İsrail, Filistin ve Mısır ile bunlara ek olarak GKRY’nin Avrupa’daki hamisi Yunanistan ve bölgede sahip oldukları ruhsat alanları ile İtalya, Fransa ve Amerika Birleşik Devletleri.



DoÄŸu Akdeniz, son yıllarda ölçüsüz ÅŸekilde askerileÅŸti ve dünyanın birçok ülkesi buraya donanmasını gönderdi. 
 
Bunların bir kısmı OrtadoÄŸu’daki karışıklık nedeniyle, diÄŸer kısmı ise DoÄŸu Akdeniz’deki doÄŸal kaynaklar sebebiyle DoÄŸu Akdeniz’e konuÅŸlandı. 
 
DoÄŸu Akdeniz stratejik konumu açısından inanılmaz derecede zengin. Tamar ve Leviathan yataklarında toplamda yaklaşık 900 milyar küplük ve Güney Kıbrıs'ın Kalipso ve Afrodit yataklarında toplamda 320 milyar m3 bir gazın olduÄŸu tahmin ediliyor - ve bu henüz bulunmuÅŸ kısmı. 
 
DiÄŸer taraftan DoÄŸu Akdeniz, dünya balık ve deniz ticaretinin en stratejik bölgelerinden. Bu çok önemli bir zenginlik. 
 
Bu bölgeden yararlanacak ülkelerin, gelecek yıllarda ekonomisini büyük ölçüde geliÅŸtirmesi bekleniyor.
 
Bu geliÅŸmeler sırasında Güney Kıbrıs Rum Yönetimi (GKRY), Kuzey Kıbrıs'ı yok sayarak tek taraflı olarak Kıbrıs'ın güneyindeki deniz alanlarını parselleyip, geliÅŸmiÅŸ ülkelerle ve uluslararası ÅŸirketlerle anlaÅŸmalar yaptı. 
 
Bunun karşısında Türkiye ile KKTC, Kıta Sahanlığı Sınırlandırma AnlaÅŸması yaparak bölgeye sismik ve sondaj gemileri ile bunları korumakla görevli askeri unsurlarını gönderdi.
 
 
Türkiye’nin DoÄŸu Akdeniz’deki faaliyetleri
 
Öncelikle Türkiye’nin iki adet sismik, iki tane de sondaj gemisi mevcut. Sismik arama gemileri mobil halde bir alanda hareket halinde yer altının resmini çekmeye çalışırken, kendi baÅŸlarına üretim ile alakalı bir sonuca gidemiyor. 
 
Bu noktada ise sondaj gemileri devreye giriyor. Bu gemiler, sismik gemilerin saptadığı yer altı yapılarına göre doÄŸal gaz potansiyelinin en yüksek olduÄŸu düÅŸünülen ve sondaj yapılması planlanan noktaya kendisini sabitleyip sondaj yaparak yer altındaki hidrokarbon rezervine ulaşılmasını saÄŸlıyor.
 
DoÄŸu Akdeniz özelinde ise iki zorlayıcı nokta var:
 
Birincisi, bulunduÄŸu düÅŸünülen enerjinin doÄŸal gaz olması; zira petrol herhangi çok ücra bir noktada dahi olsa bir ÅŸekilde ticari döngüye dahil edilebiliyor, fakat doÄŸal gaz için aynı durum söz konusu deÄŸil.
 
DoÄŸal gazın ilk üretim ve taşınma maliyeti yüksek olduÄŸu için öncelikle bu kaynağın ekonomik deÄŸer taşıyıp taşımadığına karar verilmesi gerekiyor. 
 
Bu esnada üretilen doÄŸal gaz ise yakılarak tabir-i caizse haybeye gidiyor ki, bu dünya çapında neredeyse ilk keÅŸfedilen doÄŸal gazın yüzde dördüne tekabül ediyor. 
 
DoÄŸal gaz boru hattı kurulması ve derin deniz sondajı statüsü
 
DoÄŸal gazın keÅŸfi durumunda ise iki senaryo var; 
 
Birincisi, doÄŸal gaz boru hattı kurulması ki bu senaryoda alıcı ile satıcı arasında uzun süreli bir taahhüt saÄŸlanması ve transit bölgenin güvenli olduÄŸundan emin olunması ÅŸart. 
 
Mesela Ukrayna üzerinden taşınan Rusya gazı bölgede yaÅŸanan gerginlik dolayısıyla ÅŸu an eski geçerliliÄŸini yitirmiÅŸ durumda, yeni hatlar oluÅŸturulmaya çalışılıyor.
 
Ä°kincisi ise, DoÄŸu Akdeniz’in derin kalınlığı sebebiyle derin deniz sondajı statüsü taşıması.
 
Geminin bulunduÄŸu yerden deniz tabanına olan uzaklığı yaklaşık olarak 2 bin metre mesafede ki, bu denli teknolojik ve kabiliyetli gemiler satın alınmasının sebebi de bu. 
 
Bu noktada ise alınması gereken danışmanlık hizmetleri oldukça fazla ve bu bilgiyi satacak “know how” sahibi firma sayısı tam tersine sınırlı. 
 
Türkiye’nin DoÄŸu Akdeniz’de dönüm noktası: Agresif enerji politikası
 
Burada yaÅŸanan problem ise, GKRY'nin kendi MEB’inde (Münhasır Ekonomik Bölge) faaliyet gösterdiÄŸi sebebiyle bu firmaları çekilmeye zorlaması. 
 
Türkiye’nin agresif enerji politikasıyla beraber geri adım atılmayarak bu açığı kendi içerisinden kapatmaya çalışması ise ülke adına petrol ve doÄŸal gaz aramacılığı açısından dönüm noktası oldu. 
 
Bölgede faal olan GKRY, Mısır gibi ülkeler aramaya dair hizmetlerin çoÄŸunu ikinci ve üçüncü ülkelerden alırken, Türkiye kimseye el açmadan kendi kaderini kendisi tayin edebilmekte.
 
572 yıl yetecek gaz iddiası ise 2010 senesinde Amerika Jeoloji Kurumu’nun (USGS) yaptığı bir simülasyondan olan Monte Carlo Simulasyonu’ndan ibaret. 
 
Bu model adından da tahmin edileceÄŸi üzere risk tayini için kullanılan, Monte Carlo kumarhaneleri sayesinde meÅŸhur olan, petrol ve doÄŸal gaz sektöründe de yaygın olarak kullanılan bir simülasyon. 
 
Bu modelin bölge için baÅŸarılı olma ihtimalinin düÅŸük olmasının sebebi ise, keÅŸiflerin 2009 sonrası yapılmış olması. (Yeterli datadan yoksun bir çalışma.) 
 
DiÄŸer bir sebebi ise, basına meze olan gaz hacminin yüzde 55 ihtimalli olması. (Bu modelde yüzde 5, yüzde 50 ve yüzde 95’lik deÄŸerler göz önünde bulundurulur ve en saÄŸlıklı olan yüzde 95’lik deÄŸeri esas alınır; eÄŸer amacınız manipülasyon deÄŸilse.) 
 
 
DoÄŸu Akdeniz’deki aktörlerin “enerji paylaşımı” stratejileri
 
Bölgedeki aktörleri kategorize ettiÄŸimizde ise, yalnız bırakılan Lübnan, Suriye ve Türkiye var. Bu üç ülke herhangi bir kooperasyon halinde deÄŸiller.
 
DiÄŸer blok ise GKRY, Ä°srail, Filistin ve Mısır ile bunlara ek olarak GKRY’nin Avrupa’daki hamisi Yunanistan ve bölgede sahip oldukları ruhsat alanları ile Ä°talya, Fransa ve Amerika BirleÅŸik Devletleri. 
 
GKRY ilk keşfini 2011 yılında Afrodit ile yaparken, bunu 2018 Kalipso ve 2019 Glaucus sahaları takip etti.
 
Fakat sanılanın aksine bölgede 2019’da yeni bir arama kuyusu açılmadı. Toplam tahmini rezerv ise 400 bcm (milyar metre küp) civarında. 
 
Sahalar ise ülke tarafından deÄŸil Ä°talyan ENI ve Fransız TOTAL tarafından iÅŸletilirken GKRY bu gazdan sadece pay almakta.
 
Ä°srail’de ise geçmiÅŸteki sığ deniz keÅŸiflerini saymazsak 2009 Tamar ve 2010 Leviathan keÅŸiflerini 2012 Tanin ve 2013 Karish sahaları takip etti. (Karish, Lübnan sınırına oldukça yakın) Tahmini rezerv ise yeni sahalarla beraber 900 bcm civarında. 
 
Filistin’de ise Gaza Marine isimli küçük bir doÄŸal gaz sahası keÅŸfedilmiÅŸ durumda, fakat henüz bir saha geliÅŸtirme yapılamadı.
 
Türkiye, bölgenin ilk aktörü Mısır’dan daha avantajlı
 
Mısır’ın özelliÄŸi ise, petrol ve doÄŸal gaz aramacılığına diÄŸer ülkelere göre çok daha önce baÅŸlamış olması. DoÄŸu Akdeniz’de ilk sondaj aktiviteleri 1960’larda Mısır tarafından baÅŸlatılmıştır. 
 
Åžu anki duruma bakacak olursak, aramacılık pratiÄŸi çok daha geride olan Türkiye’nin Mısır’ın aksine kendi sahalarında arama yapacak yeterliliÄŸe sahip olması. 
 
Mısır, Zohr sahasından ürettiÄŸi gazını ticari olarak iÅŸletiyor. 850 bcm gazı bulunmakta -ki bu Türkiye’nin 15, Avrupa’nın 1,5 yıllık ihtiyacını karşılıyor. 
 
Bu gazı karaya ulaştıracak boru hattı ve burada işlenmesini sağlayacak gaz terminali kurulmuş durumda.
 
DoÄŸu Akdeniz’de ilerleme kaydedemeyen iki ülke; Suriye ve Lübnan 
 
Suriye ve Lübnan’da ise herhangi bir sondaj yapılmadı henüz. Tahmin edileceÄŸi üzere Suriye’den deniz arama ruhsatını alan bir Rus ÅŸirketi olmuÅŸtu, fakat herhangi bir geliÅŸme kaydedilmedi. 
 
Lübnan ise 2012’den bu yana ihale sürecini yönetmesine raÄŸmen henüz bir ilerleme kaydedilmedi. 
 
Resmi kaynaklar Lübnan’ın 700-850 bcm doÄŸal gaz ve 660-865 milyon varil ham petrole sahip olduÄŸunu iddia etmektedir.
 
On bloktan ikisi Ä°talyan ENI, Fransız TOTAL ve Rus Novatek ortaklığına verilmiÅŸ durumda. DiÄŸer beÅŸ bloÄŸun ihalesi için son teklif verme tarihi 31 Ocak 2020 olarak belirlendi. 
 
Kim bilir belki de Lübnan’ın tam ihale öncesi karışmış olması bir tesadüften fazlasıdır...
 
DoÄŸu Akdeniz’den çıkarılacak gazın taşınması ve tüketimi meselesi
 
DoÄŸu Akdeniz’deki doÄŸal gaz arama ve sondaj meselelerine dair bir sonraki soru ise burada üretilen gazın hangi tüketici tarafından tüketileceÄŸi. 
 
Gazın Avrupa’ya ulaÅŸtırılması ve orada tüketilmesi gerçekçi durmuyor, zira üretim maliyetleri göz önünde bulundurulduÄŸunda Rusya’dan gelen gazın 1,5-2 katı bir fiyat oluÅŸuyor. 
 
Türkiye’nin devre dışı bırakıldığı bir diÄŸer senaryo ise, (Gazın Türkiye’de tüketilmediÄŸi veya Türkiye üzerinden Avrupa’ya ulaÅŸtırılmadığı durumda) bu gazın bölge ülkeleri tarafından iç tüketim ihtiyacını karşılaması. 
 
Åžu an ekonomik olarak en makul gözüken bu olmasına raÄŸmen EASTMED ısrarları da devam ediyor.
 
* Bu makalede teknik konularda Petrol ve DoÄŸal Gaz Mühendisi Volkan AslanoÄŸlu'na danışılmıştır.
 
 
 
Müellif: Ä°brahim HaskoloÄŸlu / The Independent Türkçe

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.