Sosyal Medya

Tutuklama, işkence ve cinayetin gölgesinde Suudi reformlar

Suudi Arabistan’ın veliaht prensi Muhammet Bin Selman (MBS), yönetime geldiğinden beri çok önemli yenilikler yaptı. Ancak, önde gelen bir insan hakları grubu, onun bu yükselişinde baskıların ve taciz edici uygulamaların da derinleştiğini söylüyor.



HRW (Ä°nsan Hakları Ä°zleme Örgütü), gazeteci Cemal Kaşıkçı’nın Ekim 2018’de katledilmesi üzerine gösterilen büyük tepkinin Suudileri zor durumda bıraktığı ve yumuÅŸattığı algısına raÄŸmen, halen daha yönetimi eleÅŸtirenlerin keyfi seyahat yasakları ve ailelerinin taciz edilmesi gibi uygulamalar da dahil olmak üzere ÅŸiddetli tedbirlerle peÅŸine düÅŸüldüÄŸünü belirten bir açıklama yaptı. 
 
New York merkezli bu grup yayımladığı 62 sayfalık raporda, Prens Muhammet’in gücü ele aldığından bu yana, aralarında önde gelen Müslüman alimlerin, kadın hakları aktivistlerinin ve kraliyet ailesi üyelerinin de olduÄŸu çok sayıda insanın hedef alındığını ifade etti. Prens Muhammet, 2017’de krallığın veliaht prensi ve fiili yöneticisi olmuÅŸtu. 
 
Veliaht Prens Muhammet Bin Selman yönetimi altındaki baskı Eylül 2017'de baÅŸladı.
 
MBS’nin yükseliÅŸinden kısa bir süre sonra, yetkliler sessizce, Suudi Arabistan’da onun bu siyasi yükseliÅŸinin önünde durma ihtimali olan kiÅŸilerin yoluna çıkarak, onlara engel olmaya baÅŸladılar.
 
HRW’ye göre, bu giriÅŸim, ilk olarak eski güvenlik ve istihbarat yetkililerinin temizlenmesi ve ülkede savcılığın ve güvenlik güçlerinin kraliyet mahkemesinin gözetimi altına verilmesiyle baÅŸladı.
 
Daha sonra Eylül 2017’de Suudi yetkililer, aralarında Müslüman liderlerin, akademisyenlerin ve entelektüellerin de bulunduÄŸu yönetimi eleÅŸtiren 70 kiÅŸinin göz altına alınmasıyla baÅŸlayan bir dizi tutuklama kampanyasına giriÅŸtiler. 
 
Aynı yılın kasım ayında ise, en az 40 prens ve iÅŸ adamı haftalarca Riyad’da Ritz-Carlton Oteli’nde tutuldu. Bu, devletin kasalarını boÅŸaltan büyük bir yolsuzluÄŸa karşı yapılan bir hamle olarak gösterildi. 
 
Ünlü Suudi alim Selman El-Avde, Eylül 2017'de tutuklanmasının ardından ölüm cezasıyla karşı karşıya. 
 
Raporda, bir sonraki yılın mayıs ayında, onlarca kadın hakları aktivistinin göz altına alındığı ya da tutuklandığı belirtildi. Bazılarının ise göz altında iÅŸkence gördüÄŸü iddia edildi.
 
Bu tutuklama dalgalarına genellikle ülkenin yönetim yanlısı medya kanallarında tutuklanan kiÅŸilerle ilgili yapılan hakaret ve iftira içerikli haberlerin eÅŸlik ettiÄŸi belirtildi. VatandaÅŸların hükümet politikalarına yönelik ÅŸiddet içermeyen eleÅŸtirilenden ya da insan hakları savunuculuÄŸundan dolayı tutuklanmasının ise Suudi Arabistan’da yeni bir fenomen olmadığı ayrıca eklendi.  
 
Bu tutuklamalar yeni olmamasına raÄŸmen bu süreci farklılaÅŸtıran bir nokta var: “2017 sonrası yapılan tutuklama dalgasının farklı ve dikkat çekici olmasının sebebi, yeni baskıcı uygulamaların yanı sıra, bu denli kısa bir sürede hedef alınan insanların sayısının fazlalığı ve çeÅŸitliliÄŸidir.”
Prens Muhammet, çeÅŸitli yeniliklerle bir modernleÅŸme hareketi baÅŸlattı. Bu yeniliklerin içerisinde, kadınlara araba kullanma ve erkek bir akrabalarının iznine ihtiyaç duymaksızın yurtdışına seyahat etme haklarının verilmesi vardı. 
 
HRW’nin Orta DoÄŸu direktör yardımcısı Michael Page açıklamasında, Muhammet Bin Selam’ın bir eÄŸlence sektörü yarattığını ve kadınların araba kullanmalarına, seyahat etmelerine izin verdiÄŸini fakat aynı zamanda Suudi yetkililerin ise ülkenin öncü yenilikçi düÅŸünürlerini ve aktivistlerini içeri aldığını, bu kiÅŸilerin içinde söz konusu deÄŸiÅŸiklikler için çaba gösteren kiÅŸilerin de olduÄŸunu söyledi. “Gerçekten reform yapan bir Suudi Arabistan, öncü aktivistlerini taciz, tutuklama ve kötü muamelelere maruz bırakmazdı.”
 
Suudi kadın hakları aktivisti Luceyn El-Hezlul, Mayıs 2018'de tutuklandı. 
 
HRW, Kaşıkçı’nın Türkiye’deki Suudi Arabistan KonsolosluÄŸu’nda Suudi ajanlar tarafından öldürülmesinden beri en az 30 göz altı ve tutuklamanın yapıldığını belirtti. Bu, Prens Muhammet Bin Selman’ın kendisinden uzaklaÅŸtırmaya çalıştığı bir suçtu. 
 
 
Bu çarpıcı hamlelerin yanı sıra, HRW, Riyad’ın öncü muhalif ve aktivistlerin ailelerini daha sessiz bir ÅŸekilde hedef aldığını söyledi. Ayrıca, Suudi Arabistan’ın, yönetimi eleÅŸtiren kiÅŸilerin online hesaplarına girmek ve cep telefonlarına casus bir yazılım bulaÅŸtırmak amacıyla gözetleme teknolojilerini kullandığını raporladı. 
 
Bu hafta devletin enerji devi Aramco’nun daha önce görülmemiÅŸ bir rekor kıracağı duyurusundan sonra, HRW, ekonomist Essam El-Zamil’in davasının da altını çizdi. Aktivistler, Zamil’in, Ä°PO hakkındaki ÅŸüphelerinden dolayı hedef tahtasına oturtulduÄŸuna inanıyordu. “Aramco’nun ilk halka arzından elde edilen geliri sorgulayan” Zamil, ÅŸu anda Müslüman KardeÅŸler’e üye olduÄŸu iddiasıyla yargılanıyor. 
 
 
 
Mütercim: Hilal Çiftçi / Kaynak: AlJazeera.com

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.