Sosyal Medya

Önemli Şahsiyetler

Abdülhamid'i sürgüne götürdü. Arkadaş oldular Sonra Başbakanlığa kadar yükseldi: Ali Fethi Okyar

29 Nisan 1880’de bugün Makedonya sınırları içerisinde kalan Pirlepe’de doğdu.



Babası Osmanlı Hariciye Nezâreti’nde memurluk yapan Ä°smâil Hakkı Bey’dir. Sekiz yaşına kadar Pirlepe’de kaldı. Ä°lk öÄŸrenimini Manastır’da yaptı (1891). RüÅŸdiye ve Manastır Askerî Ä°dâdîsi’ndeki tahsilini de burada bitirdikten sonra (1897) 1898’de Ä°stanbul’da bulunan Mekteb-i Harbiyye’ye girdi. Hacı Dâvut gemisiyle Manastır’dan Ä°stanbul’a gelen, içlerinde Mustafa Kemal’in de bulunduÄŸu on yedi öÄŸrenci arasında yer aldı. Mustafa Kemal ile Manastır’da askerî idâdî esnasında baÅŸlayan dostlukları ileri yıllarda da giderek artarak devam edecektir. Harbiye sıralarında II. Abdülhamid’in baskıcı yöntemine karşı okulda bazı arkadaÅŸlarıyla birlik kurarak Ä°ttihat ve Terakkî Cemiyeti’nin taraftarları arasına katıldı. Jön Türkler’in yabancı postahaneler vasıtasıyla ülkeye soktuÄŸu yasak yayınlarden etkilendi.

Nâmık Kemal ve Tevfik Fikret’in ÅŸiirlerini ezberledi. Özellikle Harbiye döneminde Nâmık Kemal’in vatan ve hürriyet ideallerine dayanan düÅŸünceleri Ali Fethi Bey’e çok tesir etti. 1901’de Harbiye’den mezun olduktan sonra kurmay sınıfına ayrıldı ve buradan 1904’te mezun oldu. Aynı yıl merkezi Selânik’te bulunan üçüncü Ordu’nun kadrosunda kurmay yüzbaşı olarak göreve baÅŸladı. Ali Fethi Bey’in sınıf arkadaÅŸları arasında Ali Fuad PaÅŸa (Erden), Cafer Tayyar EÄŸilmez PaÅŸa, Galatalı Albay Åževket, Karakol Cemiyeti’nin kurucularından Ä°ttihatçı Albay Kara Vâsıf Bey, Mustafa MuÄŸlalı PaÅŸa, Ä°ttihatçı ÅŸeflerinden Enver ve Hâfız Hakkı paÅŸalar gibi önemli simalar vardır. Üçüncü Ordu’ya baÄŸlı 13. Süvari Alayı’nda ilk kıta hizmetine baÅŸladı. OluÅŸturulan Manastır Mıntıka Komutanlığı’na baÄŸlı olarak Edirne, Kesriye, Nasliç, Selânik gibi bölgelerde Enver Bey ve Kâzım Karabekir’le birlikte eÅŸkıya takibatında bulundu. 1908’de II. MeÅŸrutiyet’in ilânına kadar bu görevde kalan Fethi Bey, bu yıllar içerisinde Ä°ttihat ve Terakkî Fırkası’nın askerî kanadına da resmen katılmış oldu. MeÅŸrutiyet’in ilânından bir gün önce (23 Temmuz 1908) Selânik’te Manyasîzâde Refik Bey’in evinde Ä°ttihat ve Terakkî’nin Selânik ÅŸubesinin yaptığı toplantıya iÅŸtirak etti ve cemiyetin meÅŸrutiyeti ilân ettirmede asıl amacının ne olacağı yönündeki beyannâmeyi Talat PaÅŸa’nın teklifi üzerine bizzat kaleme aldı. 

Otuzbir Mart Vak‘ası sebebiyle Selânik’ten gelen Hareket Ordusu’nun kurmayları arasında Ali Fethi Bey de vardı. II. Abdülhamid’in tahttan indirilmesinin (27 Nisan 1909) ardından zorunlu ikamet yeri olan Selânik’teki Alatini KöÅŸkü’ne sevki için oluÅŸturulan muhafız birliÄŸinin başında yer aldı. Selânik’teki görevi esnasında II. Abdülhamid’in ÅŸahsî servetinin elinden alınarak ordu hesabına geçirilmesi muamelesinde aktif bir ÅŸekilde çalıştı. Ä°stanbul’da Ä°ttihat ve Terakkî Cemiyeti’nin üyeleri arasında iktidar kavgasının kızışması ve askerlerin ya siyaseti ya da askerliÄŸi seçmesi yönünde bir kararın uygulamaya sokulması üzerine Ali Fethi Bey Paris’e ataÅŸemiliter olarak gönderildi (1910). Burada Büyükelçi Rifat PaÅŸa ile çok iyi anlaÅŸtı ve 1911 yılına kadar görevini sürdürdü. O yıllarda pek çok silâh arkadaşının aksine siyaseti tercih etmedi. Bu arada Fransız demokrasisini ve parlamenter yapısını araÅŸtırdı; böylece daha sonraki yıllarda siyasî hayatında yolunu çizecek olan liberal anlayışın temellerini atmış oldu. 1911 Eylülünde Ä°talyanlar’ın Trablusgarp’ı iÅŸgal etmesi üzerine Tunus’tan sınırı geçerek bölgenin korunmasında yararlı faaliyetlerde bulundu. Balkan Savaşı çıkınca (1912) BoÄŸazlar’ı savunmak için Bolayır’da kurulan Bahr-i Sefîd BoÄŸazı Kuvâ-yı Mürettebesi’nde kurmay baÅŸkanı olarak çalıştı. Ayrıca Arnavutluk’taki Ä°pek cephesinde Abdullah PaÅŸa’nın maiyetinde kurmay baÅŸkanı sıfatıyla bulundu ve Talat PaÅŸa’nın önerisi üzerine 1912’de Manastır’dan Ä°ttihat ve Terakkî Fırkası adına Osmanlı Meclis-i Meb‘ûsanı’na milletvekili olarak girdi. Bu arada Ä°ttihat ve Terakkî Fırkası’nın genel sekreterliÄŸine getirildi. Yunanlılar’ın Selânik’i iÅŸgali kesinleÅŸince II. Abdülhamid’in Ä°stanbul’a getirilmesi görevi kendisine verildi. Abdülhamid’in bir Alman gemisiyle geri getirilip Beylerbeyi Sarayı’na yerleÅŸtirilmesini (1 Kasım 1912) temin etti. Bâbıâli Baskını’ndan sonra Ä°ttihatçılar’ın iktidarı kesin biçimde ele geçirmesi üzerine radikal Ä°ttihatçılar’ın baskısıyla genel sekreterlik görevini Eyüp Sabri Bey’e bıraktı. Sadrâzam Mahmud Åževket PaÅŸa’nın bir suikast neticesinde öldürülmesiyle gerilen siyasî ortamdan kurtulması için 10 Ekim 1913’te Sofya’ya büyükelçi tayin edildi. Yanına ataÅŸemiliter olarak Mustafa Kemal’i aldı. Ali Fethi Bey, Mahmud Åževket PaÅŸa suikastından sonra kendi isteÄŸiyle askerlikten ayrılmış ve kurmay yarbay rütbesiyle yedek subay sınıfına geçmiÅŸti. Mustafa Kemal’in Enver PaÅŸa’nın Harbiye nezâretine getiriliÅŸ biçimini eleÅŸtirmesi ve askerlerin siyasetten ellerini çekmesine taraftar olması kendisini çeÅŸitli tehlikelerle karşı karşıya getirmiÅŸti. Bu durumda Sofya formülünü beraber bulmuÅŸlardı. Fethi Bey 4 Aralık 1917’ye kadar Sofya’da kaldı, bugünkü elçilik binasını da kendisi satın aldı. Buradaki hizmetlerinden dolayı Bulgar kralı tarafından Sivil Liyakat ve Åžecaat niÅŸanlarıyla ödüllendirildi. Sofya’dan Ä°stanbul’a dönen Ali Fethi Bey, Meclis-i Meb‘ûsan’ın III. dönemine Ä°stanbul milletvekili olarak girdi. Ekim 1918’de kurulan Ahmed Ä°zzet PaÅŸa kabinesinde Dahiliye nâzırı oldu. Mondros Mütarekesi’nin en çetin ÅŸartları içerisinde, Ä°stanbul’daki muhalefetin Ä°ttihatçı düÅŸmanlığına karşı bir cevap olmak üzere adını Mustafa Kemal’in koyduÄŸu Minber gazetesini onunla birlikte çıkardı. Bu arada Hürriyet ve Ä°tilâf Fırkası’nın gazetelerinde yayımlanan Ä°ttihatçılar’ın resimleri arasında Fethi Bey’in resmi de vardı. Bu gazeteler sorumlu Ä°ttihatçılar’ın cezalandırılmasını istiyordu. Mart 1919’da Damad Ferit PaÅŸa hükümeti tarafından Hayri Efendi ve Rauf Orbay gibi arkadaÅŸları ile beraber tutuklanarak Bekir AÄŸa BölüÄŸü’nde iki buçuk ay kaldıktan sonra 28 Mayıs 1919’da altmış altı tutuklu ile birlikte Galata’daki Arabyan Hanı’na getirildi ve oradan Malta’ya sürgüne gönderildi (16 Mart 1920). Fethi Bey 30 Nisan 1921 tarihine kadar sürgünde kaldı. Malta’dan Avrupa’ya geçti, Münih üzerinden Roma’ya gitti, ardından Ä°stanbul’a geldi ve Ankara’ya geçip Millî Mücadele’ye katıldı. Ardından kurmay olarak cepheleri dolaÅŸtı. 11 Ekim 1921’de Dahiliye vekilliÄŸine getirildi. AÄŸustos-Kasım 1923 ve Kasım 1924 - Mart 1925’te iki defa baÅŸbakan oldu. Ä°lk baÅŸbakanlık görevinde Dahiliye vekilliÄŸini de üzerine almıştı. Fethi Bey Kasım 1923’te yerini Ä°smet PaÅŸa’ya (Ä°nönü) bıraktı. Kasım 1924’e kadar Cumhuriyet Halk Fırkası’nın Ä°stanbul mebusu olarak kaldı. Kısa bir dönem Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin ilk baÅŸkanlığını da yürüttü. Ä°kinci defa geldiÄŸi baÅŸbakanlıkta fırka içindeki bazı siyasî sorunlarla uÄŸraÅŸtı. 17 Kasım 1924’te kurulan Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası’nın meclis içindeki muhalefetiyle karşılaÅŸtı. Bu sırada Millî Müdafaa Vekâleti de kendi üzerindeydi. Üç buçuk ay sürecek olan bu hükümet 1925 yılı Mart ayında çıkan Åžeyh Said isyanı sebebiyle düÅŸtü ve Ä°smet PaÅŸa hükümeti kuruldu. Fethi Bey 27 Mart 1925’te Paris’e büyükelçi tayin edildi. 1930 yılı AÄŸustosunda izinli olarak döndüÄŸünde Mustafa Kemal tarafından kendisine yeni bir parti kurması teklif edildi. Ali Fethi Bey bu konuda Atatürk’ten gerekli teminatı almaya çalıştı ve 12 AÄŸustos 1930’da Serbest Cumhuriyet Fırkası kuruldu, Fethi Bey de GümüÅŸhane’den milletvekili seçildi. Yurdun her yanından Serbest Cumhuriyet Fırkası’na büyük yöneliÅŸ oldu. Bu sırada yapılacak belediye seçimlerinde yeni partinin ezici bir çoÄŸunluk saÄŸlayacağı beklentisi fırkanın geleceÄŸini ciddi anlamda tehlikeye düÅŸürdü. Sonunda parti daha teÅŸkilâtlanmasını tamamlamadan Kasım 1930’da kendini feshetti. 

Bu denemeden sonra Fethi Bey’e yeniden Paris’e dönebileceÄŸi bildirildiyse de kabul etmedi. 7 Nisan 1934’te Londra büyükelçiliÄŸine gönderildi. 1936’da Ä°ngiltere Kralı VIII. Edward’ın Türkiye ziyareti dolayısıyla Ä°stanbul’a geldi. O yıl içinde imzalanan Montrö BoÄŸazlar SözleÅŸmesi’nin Türk delegasyonu içinde bulundu. Atatürk’ün ölümünden sonra 1939’da ülkeye döndü. Ä°smet Ä°nönü kendisiyle barışmak istedi ve onu Refik Saydam kabinesine Adalet bakanı tayin etti. Bu arada Bolu milletvekilliÄŸine seçildi. 1942’de emekli oldu. Büyükada’daki köÅŸküne çekilerek hâtıralarını yazmaya baÅŸladı. Serbest Cumhuriyet Fırkası dönemine ait hâtıralarını kaleme aldı, fakat 1943 yılının baÅŸlarından itibaren hastalığı ilerledi. 7 Mayıs 1943 tarihinde Ä°stanbul NiÅŸantaşı’ndaki evinde öldü ve Zincirlikuyu Asrî Mezarlığı’na defnedildi. 

Ä°slam Ansiklopedisi

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.