Sosyal Medya

Güncel

Siyasi İslam ve İslamcılık-Hayrettin Karaman

İslamcılık öldü” diyenler referandumda “Evet” demek farzdır” dediğimi delil kılarak İslamcıların, İslamcı olmayan Ak Parti'nin içinde kaybolduklarını ve böylece İslamcılığı öldürdüklerini iddia ediyorlar. Bu iddiayı bir sonraki yazıda açıp çürüteceğim. Ona mukaddime olmak üzere on iki yıl önce kaleme aldığım bir yazıyı bir daha okumakta fayda görüyorum.



Siyasi Ä°slam terkibi yanlıştır; dilbilgisi bakımından deÄŸil, kavram olarak yanlıştır, karşılığı yoktur; çünkü bir tane Ä°slam vardır, onun kitabı, peygamberi ve mensupları bellidir. Asırlardır Ä°slam'ın temel bilgi ve hüküm kaynakları alimler tarafından yorumlanır, mensupları da bu yorumlardan birine veya birkaçına göre uygulama yaparlar, Müslümanca yaÅŸamaya çalışırlar. Ä°slam'ın bir tek olması, bütün yorumların ve uygulamaların da bir tek, bir çeÅŸit, tek tip olmasını gerektirmez. Hem inanç, hem de amel (Ä°slam'ın ibadet ve hayat düzeni kurallarına uygun hareket, davranış) bakımından farklı yorumlara dayalı mezhepler vardır, bir mezhebin mensupları içinde de tam veya eksik uygulama bakımından farklılıklar vardır; ancak bu farklılıklar “farklı Ä°slamlar” olarak isim almamışlar, mesela Matüridi Ä°slamı, EÅŸ'ari Ä°slamı, Åžafiî Ä°slamı... keza Salihlerin Ä°slamı, fâsıkların Ä°slamı... denmemiÅŸtir.
Ä°slam yalnızca ibadeti ve ahireti anlatmaz, müminlerin dünya hayatında riayet edecekleri bazı kaideler de koyar ve buyruklar da verir. Buradan hareketle kimse, mesela ibadet alanını kastederek “ibadet Ä°slamı”, hukuk alanını kastederek “hukuk Ä°slamı”... demez. Ä°slam'ın siyasetle ilgili emir ve yasakları da vardır, Ä°slam'ı teori ve inanç olarak siyasetten ayırmak mümkün deÄŸildir. Bazı Müslümanlar siyasi hayatın da Ä°slam'a göre düzenlenmesi ve yürütülmesini ister, bunun için örgütlenir ve faaliyet gösterirlerse bunlara “siyasi Müslüman” ve bunların dinlerine de “siyasi Ä°slam” demek doÄŸru olmaz. Ortada bir tek Ä°slam vardır, bazı Müslümanlar bunun tamamını uygulamak isterler veya buna güçleri yeter, bazıları da bir kısmını uygular veya uygulayabilirler. Bir isim vermek gerekirse bu, Ä°slam'ı bölerek, çeÅŸitlendirerek deÄŸil, uygulamanın tam veya eksik olmasına, ÅŸu veya bu yoruma dayanmasına göre yapılır.
“Siyasal Ä°slam” diye bir terim uyduranlar bunun içini farklı zamanlarda farklı Müslüman gruplarla ve bunların örgütleri ve faaliyetleri ile dolduruyorlar. Yakın geçmiÅŸte Hizbullah, Hizbüttahrîr, Müslüman KardeÅŸler'in isimleri anılıyordu, son zamanlarda ise el-Kaide revaçta. Peki bunların dini siyasi Ä°slam ise baÅŸka Müslümanların dininin adı nedir? “Siyasi olmayan Ä°slam” mıdır? Bu ise bunun anlamı nedir? İçinde siyasetle ilgili bir kural, bir buyruk, bir hüküm bulunmayan Ä°slam mı demektir? Peki böyle bir Ä°slam var mıdır? “Ilımlı, laik, seküler Ä°slam” diye cevabı veriliyorsa bu da “siyasi bir yorum” deÄŸil midir? Yani ortada, Ä°slam'ın siyasi yönü ile ilgili iki yorum var demektir: 1. Ä°slam nizamı (Ä°slam'a özgü siyasi düzen), 2. Ä°slam'ın, çaÄŸdaÅŸ siyasi düzenlerle uzlaÅŸtırılması sonucu ortaya çıkan “Ä°slam'a onaylatılmış” çaÄŸdaÅŸ siyasi düzen. Dikkat edilsin, her ikisi de siyasidir ve Ä°slam'ın yorumuna dayanmaktadır…
“Siyasal Ä°slam öldü, yaÅŸasın ılımlı Ä°slam” diye çığlık atanlar, bu çığlıkları temellendirmek için makaleler ve kitaplar yazanlar varsa da bana göre bu söz, olanı deÄŸil, olması isteneni ifade ediyor. “Siyasal Ä°slam'ın Ä°flası” kitabını yazan Roy, Ä°ran örneÄŸinden yola çıkıyor ve bu ideolojinin öldüğünü ispat etmeye çalışıyordu, ama iflas eden Ä°ran'da -kendilerine göre- siyasi boyutuyla da yaÅŸanan Ä°slam deÄŸil, Roy'un kehaneti oldu.
Yanlış bir adlandırma ile “Siyasal Ä°slam” dedikleri ÅŸey yoktur ki, bitsin, iflas etsin; var olan içinde siyasi boyutun da bulunduÄŸu Ä°slam'dır. Bunu daha açık olarak şöyle ifade edebiliriz: Müslümanlar dinle pazarlığa girip “ÅŸu kadarı senin, ÅŸu kadarı benim” diyemezler, Müslüman “teslim olandır. Neye teslim olan? Allah'ın buyruÄŸuna, irade ve rızasına teslim olandır. Allah namaz kılmayı, oruç tutmayı emrettiÄŸi gibi faizi, zinayı, müstehcenliÄŸi, rüşveti, zulmü, istibdadı da yasaklamıştır. Müslüman olarak Allah'a teslim olan kiÅŸi pazarlık yapmadan, dinin kurallarını bölmeden -elinden geldiÄŸince- hayatının bütününde ona teslim olur. Evin içinde, camide Müslüman, kamusal alanda gayr-i müslim olamaz. Asıl vazifesi kamusal alanda da Ä°slam'a aykırı (buna insan haklarına ve ahlaka aykırı da diyebiliriz) bir durumun oluÅŸmasını engellemektir, buna gücü yetmezse, baÅŸkalarına dokunmadan kendisi özel ve kamusal alanda Müslümanca yaÅŸar, buna da gücü yetmezse yapabildiÄŸini yapar, yapamadıkları için de -gücünü aÅŸtığından- bağışlanır. Müslümanlık bu olduÄŸuna göre “siyasal, ılımlı, laik vb.” diyerek farklı bir Ä°slam'dan söz etmek güneÅŸi bir ÅŸeylerle örtmeye kalkışmak demektir ve mümkün olmaz.
“Siyasal Ä°slam'ın bitmesi için, komünizm misali bir yerlerde egemen olup baÅŸarısızlığının ortaya çıkmasını beklememiz gerekiyor” diyenlere benim iki çift sözüm var: 1. Öyle ise izin verin, niçin teÅŸebbüsleri doÄŸmadan boÄŸuyorsunuz. 2. Hadi itiraf edin, sizin derdiniz o ülkelerin/halkların menfaati deÄŸil, güçlenen Ä°slamî hayatın çıkarlarınızın ve dünya patronluÄŸu hülyanızın önünde engel olmasıdır!
Vaktiyle bu konudaki bir soruya verdiğim cevabın bir parçası yazının sonu olsun:
“Bu terim, Ä°slam'ın mensuplarından istediklerinden bir kısmının, belli bir dönemin ÅŸartları içinde öne alınmasıyla ve gerçekleÅŸtirilme stratejileriyle ilgili. Bu bir kısmından maksat da Ä°slam'ın siyasi, sosyal, hukuki ve ekonomik talepleridir. “Bütün olmadan parça da olmaz” düşüncesinden yola çıkan Ä°slamcılar, “inancın, ibadetin, eÄŸitimin, medeniyetin olabilmesi için siyasi iktidarın da Müslümanların elinde olması gerekir” diyorlardı. Bu düşünce dün de, bugün de yanlış deÄŸildir, ancak Müslümanların bütün misyonu, siyasi iktidar ÅŸartına baÄŸlı deÄŸildir, siyasi iktidar baÅŸkalarının elinde olduÄŸu zaman da Ä°slam, Müslümanlar ve onların insanlığa rahmet olan dini temsil ve tebliÄŸ vazifeleri devam eder. Ben buna da Ä°slamcılık dediÄŸim için “Ä°slamcılık bitmez” diyorum. Ä°slamcılığın muhtevasını yalnızca siyasi iktidar ile sınırlamak doÄŸru deÄŸildir, hiçbir devrin Ä°slamcısı da dâvasının sınırını böyle çizmemiÅŸtir. Dün siyasi iktidar da Müslümanların elinde olsun diye çalışanlar, bu amaçlarına eremedikleri zaman ve zeminlerde yine Ä°slamcı olarak misyonlarını -geri kalan alanlarda, ama iktidar mücadelesinden de vazgeçmeden- sürdürüyorlardı. Bugünün Müslümanlarının bir kısmı, yaÅŸadığımız dünyanın ÅŸartları içinde yeni bir siyasi Ä°slamcılık çizgisi/hedefi belirlediler: Demokratik, laik, çoÄŸulcu bir düzen içinde (bunların bir kısmı Müslümanların talebi deÄŸil, verili ÅŸartlardır), baÅŸkalarının hak ve hürriyetlerine zarar vermedikçe Ä°slam'ı, azami ölçülerde yaÅŸamak; bunun içinde bütün ÅŸubeleriyle sosyal hayat da vardır.

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.