Sosyal Medya

Kürsü

Darbenin Kadın kahramanları

Daha büyük kardeş kavgaları, iç savaş, kaos çıkarmak isteyen içteki ve dıştaki şeytanlara fırsat vermesin. Ülkemiz baştan ayağa kardeşlik, barış, özgürlük, huzur yurdu olsun.



Mine Alpay Gün

 

 

Eskiden olsa darbe günleri ve takib eden haftalarda bütün gazeteleri alır önemli yazıları keser arşivlerdik, yıllar içerisinde o sararmış gazeteler evin önemli bir bölümünü işgal eder ama tarihe, acılara, işkencelere tanıklık eden o gazeteleri atmaya elimiz varmazdı.

Şimdi internet bizim adımıza darbe arşivi yapmakta. Annemin sandığında en mahrem, en değerli eşyalarının, ipek bohçalarının, bileziklerinin durduğu o ceviz ağacından nakışlı sandıkda dururdu Menderes’in idam sehpasındaki fotoğrafları, darbecilerin yaptıkları zulümler, bedenlerde söndürülmüş sigaralar, dayaklar, aşağılamalarla ilgili haberler.

Arada sandığını açar o haberleri tekrar okur, gözleri yaşarırdı. Bizler 12 Eylül ve 28 Şubat darbelerini gördük lakin hiçbiri bu kadar haşin değildi, masum halkın üzerine ateş edilmemişti.

Bindiğimiz taksilerde, minibüslerde radyolar; darbeye direnenlerin hikâyelerini anlatmakta, halk şaşarak dinlemekte.

Özellikle kadınların direnişi çok soylu oldu, hele masum halk kadınlarının yüreklice, korkusuzca direnç göstermelerini hayretle izledik. Türkmen Tekin’ in kardeşleri, annesi, çocukları,”annemizin hiçbir düşmanı yoktu, herkesle dosttu bu barış yürekli kadını şehid edenlerin gözlerine bakmak istiyoruz, ne olur bu isteğimizi yerine getirin onu vuranların gözlerine bakmak istiyoruz”.

Ülkesi, özgürlüğü, bağımsızlığı için direniş gösteren, zorbalara karşı yürüyen tertemiz insanların katledilmesinin şokunu yaşamaktayız.

15 Temmuz darbesinin en önemli kahramanları arasında topyekûn bir ülkenin her kesiminden evladı vardı; gençler, çocuklar, anneler, babalar, yaşlılar vardı.

En dikkat çeken kesim, yoksul halk kesiminden kadınlardı.

Onlar evlerinde oturmadılar, Nene Hatun’ların, Kara Fatma’ların, Şerife Bacı’ların torunları; bir ülkenin onurunu, namusunu, bağımsızlığını korumak için gözlerini kırpmadan kendilerini tankların önüne attılar.

Şerife Boz, kimi tuzu kuru zengin elitlerin burunlarını kıvırdığı, soylu çarşafını giydi, lüks ciplerin sahipleri evlerinde tirtir titrerken, hangi batı ülkesine kaçma planları yaparken, gıda ve benzin stoklarken o kamyonuna atladı. 12 Eylül de çocukken içinde kalan darbe korkularını kovup torunları için, özgürce yaşayabilecekleri bir ülke için kamyonunu tanklara karşı sürdü, işgalcilerin karşısına dikildi. Darbeye direniş için Taksim’e gitmek istedi ama aracı lüks değildi, şehrin elitlerinin kamyonunu ve kara çarşafını taşlarlar korkusunu da yüreğinde taşıyarak Taksim’e gitti; özgürlük meşalesini, yüreğinin bütün kor alevleri ile tutuşturdu.

Köprü direnişlerinde, daha kimsenin ortalıkta görünmediği erken saatte, cep telefonu ile çekilmiş kayıtlarda; beyazlar giymiş başı örtülü bir kadının tek başına tankın başındaki askerlerin karşısına dikildiğini, hesap sorduğunu, özgürlüğü için o tanklara gövdesini siper edeceğini haykırdığını, askerlerin o silahsız, pusatsız tek başına kadını bile acımasızca tartakladığını, dipçikle ittiklerini, savurduklarını izledik, o adsız kahramanı saygıyla selamladık.

Burdur’un Karamanlı ilçesindeki köyünden, 90 yaşındaki Emine Özcan, yürüyemiyordu ama ülkesinin özgürlük direnişine katılmak için yaşlı bedenini eşeğine yükleyip öyle geldi meydana.

Halkımız kadını, erkeği, genci, yaşlısı ile öyle bir direniş verdi ki, kimi yerde başı açık çok modern kızlarımız, kadınlarımız; evlatlarının geleceği, yarınlar için dikildiler tankların karşısına; korkusuzca, gözlerini kırpmadan zorbalara karşı durdular.

O kadınlar ki bağırlarına taş bastı Halil Kantarcı’nın karısı, minicik çocukları ile taziye evinde gencecik eşini yitirmesine karşın, “eşimle gurur duyuyorum; kendine yakışanı yaptı; onurumuz, bağımsızlığımız, özgürlüğümüz için şehid oldu”dedi.

Darbenin en büyük acısını çeken yine kadınlardı; eşlerini, anne babalarını, evlatlarını yitirdi.

Anneler bin parçaya bölündü, acıların en büyüğünü yaşadı, evlat hazinesinden sevgili yavrularını, bebek kokularını hala duydukları melek gülüşlü çocuklarını ebediyen kaybetti.

Rahman başka annelere evlat acısı yaşatmasın.

Yitiklerimizin acısını yaşayan annelere, babalara, eşlere, evlatlara, ailelere, bu asil millete büyük sabırlar versin.

Daha büyük kardeş kavgaları, iç savaş, kaos çıkarmak isteyen içteki ve dıştaki şeytanlara fırsat vermesin. Ülkemiz baştan ayağa kardeşlik, barış, özgürlük, huzur yurdu olsun.

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.