Sosyal Medya

Çoban sadece bir çoban değildir!



"Dağdaki çobanın oyuyla benim oyum bir olamaz" demişti ucuz dizilerin bir oyuncusu... 
 
Bir yaz doğduğum köyün yaylasında, köyümüzde ölene kadar çobanlık yapan Ömer amcanın 
 
sürüsünü beklemiştim. Niye derseniz? Kendi kendime "Her sene çobanlık bedeli olarak alacağı 
 
hayvanları satarak kısa zamanda köşeyi dönecek bir insan neden ısrarla halen çobanlık yapmak 
 
istemektedir" diye sormuştum! 
 
Bu sorunun cevabını bulmak için o gece sürüyü kendisiyle beraber beklemiştim. O gece koyunlara 
 
komut olarak verilen seslerin çeşitlerini öğrendim ve her çıkartılan seslere karşı şartlanmış koyunların 
 
çıkan sese göre değiştirdikleri konumlarını gözlerimle gördüm! Dahası kurt ulumasıyla köpek 
 
ulumasının arasındaki farkı ben anlamadım ancak emektar çobanımız aradaki farkı bana söyledi ve 
 
hangi hava şartlarında kurt gelir ya da gelmez diye onun ayırdını uzun uzun bana anlattı! 
 
 Mesela kurt rüzgârı arkasına alarak hiçbir zaman sürüye yaklaşmazmış, koku hemen köpeklere 
 
ulaşırmış o yüzden rüzgâra göre çobanımız koyunların ve bekçi köpeklerin yönünü değiştiriyor ve 
 
sürekli tetikte kalıyordu. 
 
Ünlü Osmanlı şairi Cenab ŞEHABETTİN'in bir sözü var : "KÜÇÜK ŞEY, YOKTUR"...Evet hiçbir şey küçük 
 
ve değersiz değildir! O GECE ÇOBANLIĞIN BİR BİLGELİK TÜRÜ OLDUĞUNU ANLADIM...Hele ki elinizi 
 
uzatsanız sanki toplayacaksınız hissi yaşatan ve şehirlerin ışıklarının kirliliğinden etkilenmeyen 
 
"yıldızlar" ve "Samanyolunun" net görüntüsü bu bilgeliğe adeta görsel fon görevi yapıyor gibiydi! 
 
  .....
 
 
Muhammed BULUT

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.