Sosyal Medya

Makale

Polyanna Bizim Neyimiz Olur?

Hayata olumlu bakmak, başımıza gelen kötü olarak nitelendirilen şeyleri iyiye yorarak avunmak, kötü olan göz ardı etmek, yaşadığımız toplumda "Polyannacılık" olarak adlandırılıyor ve hatta bir miktar da küçümseniyor. Burada küçümseme kelimesine kaynaklık eden "avunmak" kelimesine dikkatinizi çekmek isterim, bizde olumsuz çağrışımlar uyandıran bu kavramanın altını, pardon üstünü çizmemize sebep nedir hiç düşündünüz mü? Acaba buna benzer başka hangi kavramların üzerini farkında olmadan çiziyoruz?

Tekrar "Polyannacılık" kavramına dönecek olursak, bence bu kavram her konuda olduğu gibi bu konuda da kültürel bir işgal altında olduğumuza işaret ediyor; hem kavramın kaynaklık ettiği kültürel havza açısından, hem de kastedilen duygu durumunun adlandırılması nedeniyle. Malum olduğu üzere kavramlar ait oldukları, onları üreten kültürün izlerini taşır, dolayısıyla kavramlar üzerinden inşa ettiğimiz düşüncelerde doğal olarak ait oldukları kültüre hizmet ederler. Zihnimiz ve bunun sonucu olarak yaşantımızı etki altına alan, düşünce ve davranışlarımıza şekil veren bu ve benzer bir dizi kavram zikretmek mümkün.

Peki o halde sıklıkla yazılarımda söz konusu ettiÄŸim bu “kültür” dediÄŸimiz ÅŸey nedir? Kültür derken ben neyi kastediyorum? Ya da siz ne anlıyorsunuz?

Sözlükler, kültür kelimesini “tarihsel, toplumsal geliÅŸme süreci içinde yaratılan bütün maddi ve manevi deÄŸerler ile bunları yaratmada, sonraki nesillere iletmede kullanılan, insanın doÄŸal ve toplumsal çevresine egemenliÄŸinin ölçüsünü gösteren araçların bütünü” ÅŸeklinde tarif ediyor. Bir baÅŸka deyiÅŸle “bir topluma veya halk topluluÄŸuna özgü düşünce ve sanat eserlerinin bütünü” olarak tanımlıyor.

Bu tanımdan hareketle, dilerseniz ÅŸu soruya cevap arayalım. Bizim kültürümüze kaynaklık eden, bizi diÄŸer toplumlardan farklı kılan yani bizi biz yapan “ÅŸey” nedir? Mesela düğünlerimiz, tüketim alışkanlıklarımız, oturduÄŸumuz evler, giyinme biçimlerimiz, güldüğümüz ÅŸeyler, aÄŸladıklarımız? Edebi eserlerimize, müzik ya da sinema gibi türlere, tüm bunlara kaynaklık eden, ÅŸekillendiren ÅŸey nedir? Burada “biz” derken iÅŸaret etmeye çalıştığım; elbette milletimizin karakteristik olarak yüzyılların süzgecinden geçerek temas ettiÄŸi, diÄŸer kültür havzalarından da etkilenerek kendine mal ettiÄŸi, bugünlere taşıdığı gelenekler ve elbette din olarak yaÅŸantımızı önemli oranda belirleyen İslam dininin inÅŸa ettiÄŸi profili, medeniyeti kastediyorum. Ancak bugün bu can yakıcı soruya kolaylıkla cevap vermek sanırım çok da kolay ve mümkün görünmüyor. Zira bugün fazlasıyla eklektik bir kültür atmosferinde yaşıyoruz. Tabirimi bağışlayın, deve kuÅŸu misali; kuÅŸ desek deÄŸil uçma yeteneÄŸinden yoksunuz, deve desen deÄŸil yük taşıma kabiliyetimiz yok. Dolayısıyla sahip olduÄŸumuz bu kararsız ve karmaşık düşünce dünyası, yapıp etmelerimizi ve olaylara bakış açımıza da kararsız ve çeliÅŸkilerle kuÅŸatıyor.

Başımıza felaket olarak adlandırabileceÄŸimiz bir olay geldiÄŸinde, söz gelimi iÅŸimizi kaybettiÄŸimizde ya da bir kaza geçirdiÄŸimizde tepkimizi belirleyen geleneksel kültür kaynaklı kodlar deÄŸil, eÄŸitim sistemimize ve medyanın kahir ekseriyetine hâkim olan seküler dünya görüşü oluyor. Misal, Allah saklasın bir trafik kazası geçirdiniz, kazayı da eÅŸiniz yaptı ve siz de hastanelik oldunuz, belki çocuÄŸunuz bu kazada vefat etti, kederle dolusunuz. Avukatlar yıllarca peÅŸinizi bırakmıyor. EÅŸinizden davacı olmak ister misiniz, hastaneyi dava etmek ister misiniz? Onları atlattınız diyelim, psikologlarla başınız dertte, size bir travma çeÅŸidi uydurup ilaç ÅŸirketlerine müşteri olmanız için bin dereden su getireceklerdir. Kadere rıza göstermeniz kabul edilemez, hüzünlenmenize asla rıza gösterilemez. Velhasıl psikologlar ve avukatlar tarafından teslim alınmanız an meselesidir. Tersi durumda yani bütün saldırıları püskürtüp başınıza gelen, sizi maddi manevi yaralayan olaya, kadir deyip razı olmaya, onunla baÅŸ etmeye çalıştığınızda ise “Polyannacılıkla” itham edilip bir istihzaya maruz bırakılıyor ya da “merhamete muhtaç bir kedi” muamelesine tabi tutuluyorsunuz. Her iki tutum da bizim medeniyetimizden kaynaklanmıyor. KuÅŸu öldüğü için acı çeken bir çocuÄŸu ziyaret etme nezaketi göstererek bizlere usul öğreten yüce gönüllü bir peygambere sahip ümmetin, hüzünle baÅŸ etme ya da hayvanlara nasıl davranılacağı konusunda diÄŸer kültürlerin taÅŸeronlarına ihtiyacı yoktur.

Gerçi etrafınıza şöyle bir bakarsanız, Polyanna takipçilerinin oldukça azaldığını göreceksiniz. Günümüzde başınıza kötü bir ÅŸey geldiÄŸinde ya da gelmese bile insanı mutluluÄŸu bu dünya odaklı kurgulandığından, seküler düşüncede “ahiret”, “razı olma”, “kanaat” gibi kavramların karşılığı yoktur. Mesela Erzurumlu İbrahim Hakkı Hazretleri’nin, “Görelim Mevla’m neyler, neylerse güzel eyler” sözünü seküler zihnin anlaması, anlamlandırması imkansızdır. Bu cümleyi okuyan kafası karışık okuyucularımın beni kadercilikle itham etmeleri ihtimaline karşılık öyle olmadığımı ifade etmeliyim. Çünkü bu söze, Allahualem, Bakara suresi 216. ayet kaynaklık etmektedir: “Sizin hayır bildiklerinizde ÅŸer, ÅŸer bildiklerinizde hayır vardır. Allah bilir, siz bilemezsiniz.” Kötü ya da iyi, daha doÄŸrusu hoÅŸumuza giden ya da gitmeyen olayları hayır ya da ÅŸer olarak adlandırmak, bizim kültürümüzden neÅŸet eden bir düşünce biçimi olmasa gerek. Bize düşen, olan olduÄŸu gibi kabul etmek. Söz gelimi yüklü bir mirasa sahip olduk ya da bir makama getirildik, onu bir kibir vesilesine dönüştürmeden Allah’ın helal kıldığı daire içerisinde yönetmek. Başımıza bir eziyet geldiyse isyan etmeden ya da haddi aÅŸmadan onu gidermek için her türlü maddi manevi gayreti gösterip, bu süreçte sabırla davranıp sonuçlarına razı olmak, bize yakışandır, olması gerekendir. Bu davranışa kaynaklık eden kültürel kodun kavramları da sabır ve gayrettir.

Eski müellifler, kitaplarına önsöz yazdıklarında, sözü “Gayret bizden, tevfik Allah’tan” diye bitirirlerdi. Biz de öyle bitirelim inÅŸallah. Kalın saÄŸlıcakla.

Mehmet Bulayır

Not: Bu makale, “Muhal ile Mümkün arasında” adlı eserden iktibas edilmiÅŸtir.

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.