İslam’ın en müstesna sembolü ‘ezan’ın dünü ve bugünü
EZANIN TÜRKÇELEŞTİRİLMESİ
Türkiye'de cami minarelerinden tam 18 yıl ezan yerine 'Tanrı uludur' ile başlayan bir tercüme okutuldu. 29 Ocak 1932'de Fatih Camii minaresinde ilk Türkçe ezanı okuyan Hafız Rıfat'ın, elindeki kâğıda bakarak bu tercümeyi seslendirmesi Türkçe ezanı henüz ezberleyemediğinin de kanıtıydı. 18 Temmuz 1932'de de Diyanet Reisliği tüm müftülüklere ezan ve kametleri Türkçe okuma talimatı verdi. 1941'e kadar yasal düzenleme dahi bulunmadığı halde, ezanı Arapça okuyan onlarca imam ve müezzine ceza verildi. 2 Haziran 1941'den sonra ise çıkarılan yasa tatbik edildi. Ta ki 16 Haziran 1950'ye dek.
Toplam 38 / 26. Foto
Peygamberimizin emriyle Hz. Bilal tarafından ilk olarak okunduğu günden beri ezan, güneşin üzerine doğduğu her bir mekânda, Uzakdoğu'dan başlayıp Batı'nın en uç noktasına varıncaya kadar müminlerin sadâlarıyla göklere yükselmektedir. Mana ve muhtevası bakımından ezan hem namaz hem de İslâm için bir çağrıdır; fetih ve zaferlerin vazgeçilmez bir unsurudur. Nitekim Mekke'nin fethinden beri ele geçirilen her beldede yapılan ilk uygulamalardan biri, fetih müjdesini her tarafa duyurmak üzere yüksek bir yerde ezan okumak olmuştur. Baki'nin meşhur Kanunî Sultan Süleyman Mersiyesi'ndeki, "Aldın hezâr bütgedeyi mescid eyledin / Nâkūs yerlerinde okuttun ezanları" beyti bu uygulamanın divan şiirine aksetmiş bir ifadesidir.