Sosyal Medya

İnsanlık tarihi kadar eski olan verem hastalığı ilk kez İ.Ö 1000’de yaşamış olan bir rahibin mumyalanmış cesedinde tespit edildi. Nüfusun artışıyla doğru orantılı olarak bazı coğrafyalarda daha büyük kayıplara neden olan verem hastalığı her toplumda farklı bir isimle anılırdı. Bizim ülkemizde ‘ince hastalık, ‘tüketim hastalığı’ , ‘beyaz ölüm’ , ‘ölüm kapanı’ gibi farklı isimlerle anılırken veremlilerin hırıltılı bir şekilde nefes alıp vermesinden ötürü Romalılar da ‘phytisis’ ismiyle anıyorlardı. İ.Ö 2250 yılında yazılan Hammurabi kanunlarında ilahi bir ceza olarak kayda geçen verem ve hastalıklar İlkçağda da ilahi bir ikaz yahut kişinin günahından kaynaklanan bir ceza olarak kabul edilirdi. Tarih boyunca kanunlarda, kitaplarda, notlarda karşımıza çıkan verem hastalığı için Hipokrates kendi kitabında 18-35 yaş arası kişilerde daha yaygın olarak görüldüğünü vurgular. Yaş kriteri bir nebze olsa da statü ve ekonomi gibi farklılıklar gözetilmeksizin birçok insanı vurup geçmiştir. Öyle ki kimi hastalıkların zengin kimilerinin fakir hastalığı olarak anıldığını bilsek bile verem öyle bir hastalık değildir; yakaladığı kişiyi korkusuzca avlar. 18. ve 19. yy.’da pek çok yazar, müzisyen, sanatçı, siyasetçi bu hastalıktan hayatını kaybetti. Şimdi o isimlere bakalım;