Sosyal Medya

Güncel

"Türk tarafının bakış açısı anladım"

Çanakkale Savaşları'nı konu alan son filmi "The Water Diviner" ile hem Türkiye hem Avustralya'da gündeme gelen Russell Crowe, filmin yapımına başladıktan sonra Türk tarafının da savaşa bakışını anladığını belirtti.



Türk tarafının da savaÅŸa bakışını anladığını belirten Crowe, "Biz bu savaşı daha çok gençlerimizin katıldığı trajedi ile biten kahramanca bir macera olarak görüyoruz. Ama saldırıya uÄŸrayanlar açısından bakınca bütün askerlerini kaybeden ve cephelerini doldurmak için okullarını boÅŸaltan insanları görmek çok daha farklı" dedi.

Avustralyalı ünlü oyuncu ve yönetmen Russell Crowe, hem oyuncu hem yönetmen olarak çektiÄŸi ilk filmi "The Water Diviner"ın prömiyeri için geldiÄŸi Melbourne’da AA muhabirine açıklamalarda bulundu.

 Türkçeye "Son Umut" olarak çevrilen ve Çanakkale SavaÅŸları ile ilgili olayları konu alan filme baÅŸladıktan sonra savaÅŸa Türk tarafının da bakış açısını gördüÄŸünü belirten Crowe, "Perspektifimin deÄŸiÅŸmesi yeni ÅŸeyler öÄŸrenmem açısından deÄŸil, daha çok karşı tarafın bakış açısını görmekten kaynaklandı" dedi.

Oscar ödüllü ünlü oyuncu, Avustralya ve Yeni Zelanda (ANZAC) tarafının Çanakkale SavaÅŸları'na Türklerden farklı baktığını söyleyerek, "Biz daha çok bu savaşı gençlerimizin katıldığı trajedi ile biten kahramanca bir macera olarak görüyoruz. Ama saldırıya uÄŸrayanlar açısından bakınca bütün askerlerini kaybeden ve cephelerini doldurmak için okullarını boÅŸaltan insanları görmek çok daha farklı çünkü askerleri kalmamıştı. Umut ediyorum ki bu film Avustralya’da bu tür konuları, konuÅŸmaları açar" diye konuÅŸtu.

"OÄŸullarımız hala Türk topraklarında yatıyor" 

Türkiye ve Avustralya'da 26 Aralık'ta vizyona girecek filminde üç oÄŸlunu Çanakkale’ye savaÅŸa gönderen ve savaÅŸtan dört yıl sonra oÄŸullarını aramak için Türkiye’ye gelen Avustralyalı bir babayı canlandıran Russell Crowe, "Türkler bize çok derin bir sevgi ve saygı gösterdiler ve bence bizler bu saygının karşılığını vermeliyiz" dedi.

Crowe, "Bizim oÄŸullarımız hala Türk topraklarında yatıyor. Tespit edilmiÅŸ isimlerin yazdığı mezarlarda ve ÅŸimdi bir milli park olan yerdeler. Bunun içinde derinden minnettar olmalıyız" ÅŸeklinde konuÅŸtu.

"The Water Diviner" filminde Yılmaz ErdoÄŸan ve Cem Yılmaz ile rol alan Russell Crowe, çekim sırasında yetkililerden ve halktan çok destek gördüklerini söyledi. Crowe, ÅŸöyle devam etti:

"Türkiye’de izleyenlerde sonuçları gördük. Çok beÄŸendiler. Çok minnettarlar. Bu da iyi bir baÅŸlangıç. Çok sayıda kiÅŸiden bana güvenmelerini istedim. Kültür bakanından, Ä°stanbul belediye baÅŸkanından ve bize çok yardımcı oldular. Ä°lk defa Sultanahmet Camisi'nde çekim yaptık. Ä°lk defa oraya uzun metrajlı film ekibine çekim izni verildi. Bana çok güvendiler. Kültür bakanıyla konuÅŸurken bana ‘Bunun nasıl olacağını anlat. Amacını bilmezsem sana destek veremem’ dedi. Ben de ona ' Sayın Bakan, söz veriyorum, attığımız adımlar hafif fakat yaptığımız iÅŸin dönüÅŸü devasa olacak' dedim."

ErdoÄŸan: "Film iki tarafında bakış açısını yansıtıyor" 

"The Water Diviner" filminin prömiyeri için Melbourne'de bulunanlar arasında filmin Türk oyuncularından Yılmaz ErdoÄŸan da vardı. Filmde Binbaşı Hasan rolünde yer alan oyuncu, yazar ve yönetmen Yılmaz ErdoÄŸan, filmin gösteriminden önce AA muhabirine yaptığı açıklamada, Cem Yılmaz ile gerekli yerlerde senaryoya katkıda bulunduklarını söyledi. ErdoÄŸan, filmin iki tarafın da bakış açısını yansıtmasının önemine deÄŸinerek, ÅŸunları söyledi:

"Bunu baÅŸardığı için bence önemli bir film. Ä°ki tarafın da bakış açısını eÅŸit bir biçimde ortaya koyduÄŸu için. Ä°ÅŸte benim oynadığım rol gibi, ben ile Cem’in oynadığımız roller gibi güçlü karakterleri ilk kez 'yabancı' bir filmin içinde gördük. Tam da Çanakkale hikayesine yakışır bir ÅŸey oldu bence."

Çanakkale SavaÅŸları sırasında Türkler ve ANZAC’lar arasında ekmek ve bisküvi deÄŸiÅŸimi yaÅŸandığını belirten ErdoÄŸan, bugün Avustralya restoranlarında Türk ekmeÄŸi bulunmasının bununla baÄŸlantılı olduÄŸunu dile getirdi. 

"Turkish bread her yerde" 

Çanakkale SavaÅŸları ve Türkiye ilgili konuları, Avustralya içindeki tartışmaları da yakından ilgiyle izlediÄŸini ifade eden ErdoÄŸan, ÅŸöyle devam etti:

"Bunu buradaki bütün röportajlarda da söyledim ama Ä°ngilizce söylediÄŸim için çok daha havalıydı. Ben buradaki restoranlarda çok ilginç bir ÅŸey gördüm, benim için çok enteresandı. ‘Turkish bread’ var her yerde. Menüde istersen Türk ekmeÄŸi alabiliyorsun. Bunu gerçekten tanrısal bir mesaj gibi algılıyorum. EkmeÄŸi kutsal sayan bizim gibi bir millet için orada da biliyorsun ANZAC kuvvetleri giderken güzel abilerden bazıları bıraktıkları konservelerin üstünde ‘yiyebilirsiniz, bu domuz eti deÄŸil’ diye yazmışlar. Birbirleriyle ekmek, bisküvi alışveriÅŸi vardı. Sırf bu savaÅŸ, yalnız gıda maddeleri üzerinden anlatılsa müthiÅŸ bir kardeÅŸlik öyküsü çıkacaktır. DüÅŸün ki 2014’te buraya ben 20 saat uçarak geliyorum ve burada bizim ekmeÄŸimiz var. Hala ekmeÄŸi paylaşıyoruz, dedelerimizin yaptığı gibi. Bu nokta her ÅŸeyden önemli. Her savaÅŸ kirlidir, her savaÅŸ çirkindir ama bu savaşın sonuçları bu toplumları kardeÅŸ, akraba eyledi. Bu çok önemli bir ÅŸey."

Yılmaz ErdoÄŸan, yönetmen  Russell Crowe ve senaryo ekibinin çok baÅŸarılı bir film ortaya çıkardıklarını ve böyle bir projede yer almaktan mutluluk duyduÄŸunu aktardı. ErdoÄŸan, "Bizim tarafın da duygularını dikkate almaları açısından hem senaryo ekibi hem de Russell Crowe baÅŸta olmak üzere gerçekten ÅŸükran borçluyuz kendilerine ulusça" dedi.

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.