Veysel Tepeli: Dağdaki çoban ile senin oyun bir olur mu?
"Durun... Hemen celallenmeyin.
O meÅŸhur lafı duyunca hepinizin tüylerinin diken diken olduÄŸunu biliyorum. 'Benim oyumla daÄŸdaki çobanın oyu bir mi?' dediklerinde, o üst perdeden bakan kibri görüp tiksiniyorsunuz.
Haklısınız, ben de o kibirden nefret ediyorum.
Ama elinizi vicdanınıza koyun da söyleyin... O kibri bir kenara sıyırıp atarsak, bu sözün içinde acı bir hakikat kırıntısı yok mu?
Sabah akÅŸam kimin eli kimin cebinde belli olmayan programlarla uyuÅŸturulan, dünya algısı futbolla veya yarışma programlarıyla sınırlı bir zihin düÅŸünün. Bir de okuyan, didikleyen, 'Bu adam bana bunu vaat ediyor ama arkasında ne var?' diye soran, analiz eden bir zihin...
Celladına âşık edilenle, celladını tanıyanın kararı bir olabilir mi?
Bizim kaderimizi belirleyen o sandıkta, kandırılması en kolay olanla, gerçeÄŸi görenin oyu aynı kefeye konduÄŸu için çekmiyor muyuz bunca ceremeyi?
Şu arsızlıklar, hırsızlıklar, o doymak bilmez yolsuzluklar...
Maalesef mevcut sistemde bu "matematiksel eÅŸitlik", pratikte bir"nitelik eÅŸitsizliÄŸi" doÄŸuruyor.
Siyasette ÅŸikâyet ettiÄŸimiz yozlaÅŸmanın, hırsızlığın, arsızlığın ve liyakatsizliÄŸin temelinde, belki de seçmen tercihlerinin bu manipülasyona açık yapısı yatıyor.
Sorgulamadan verilen oylar, vitrini parlak ama içeriÄŸi kof siyasi figürlerin yükselmesine zemin hazırlıyor
'Ne yapalım, demokrasi bu!' demeyin. Demokrasi, cehaletin saltanatı değildir!
Çözüm zor deÄŸil...
Mahallemizdeki Ahmet Efendi'yi en iyi kim tanır?
Siz tanırsınız. Ben tanırım. Onun dürüstlüÄŸünü de biliriz, zaafını da... İşte burada, bu mahallede, bu köyde herkesin oyu eÅŸit olmalı. Çünkü burada kandırmaca yok, burada 'tanıklık' var.
Bu çıkmazı aÅŸmanın yolu, tabandan tavana doÄŸru yükselen, her basamakta liyakatin süzüldüÄŸü kademeli bir seçim sistemidir: Piramit Modeli.
Bu modelde süreç ÅŸöyle iÅŸlemelidir:
- Mahalle ÖlçeÄŸi: Mahalleli, bizzat tanıdığı, güvendiÄŸi isimlerden oluÅŸan "Mahalle Meclisi"ni seçer.
- İlçe ÖlçeÄŸi: Seçilen mahalle meclisleri, kendi aralarından en yetkin kiÅŸileri belirleyerek "İlçe Meclisi"ni oluÅŸturur.
- İl ÖlçeÄŸi: İlçe meclisleri, yine kendi içlerinden liyakatli temsilcileri "İl Meclisi"ne gönderir.
- Ulusal Ölçek: Ve nihayetinde il meclisleri, Türkiye Büyük Millet Meclisi üyelerini seçer.
Böyle bir silsile, siyaseti "at hırsızı" kılıklı kifayetsiz muhterislerin deÄŸil; halkın içinden çıkan, her kademede güven ve yetkinlik testini geçmiÅŸ, süzüle süzüle tepeye ulaÅŸmış "gerçek" temsilcilerin olmasını saÄŸlar.
Demokrasi sadece sandığa gitmek deÄŸil, o sandıktan çıkan iradenin niteliÄŸini de korumaktır.
Çobanın da profesörün de hakkını koruyan ama devlet yönetimini ehil ellere teslim eden bir sistem, ütopya deÄŸil, bir zorunluluktur.
Veysel Tepeli

Henüz yorum yapılmamış.