Gökhan Özcan: Konfor almak için ne veriyoruz?
Yeni zamanların getirdiÄŸi yeni (hemen hemen yerleÅŸik) hayat düzeni içinde, yüksek insanlık ideallerinin yerini küçük ihtiraslar aldı. Artık neredeyse hiç kimse, hangi yaÅŸta olursa olsun, bizim gençliÄŸimizdeki gibi -safça bile olsa- dünyayı kurtarmak, her bozulanı düzgünüyle deÄŸiÅŸtirecek bir devrim yapmak ya da yıllar boyunca insanlığın yolunu aydınlatacak eserler vermekle ilgilenmiyor. Daha küçük ama mutlaka tüketilebilir hedefleri var yeni insanın; son model bir araba, elit bir muhitte ve bahçesinde peyzajı olan sitede bir daire, herkesi esareti altına alan tüketim nesnelerinin (mesela cep telefonu) son modelleri, etrafa havası atılabilir sosyal etkinlikler ve en çok da kimden gelirse gelsin manalı manasız beÄŸeniler!
Rolling Stones bütün zamanların en çok dinlenen ÅŸarkılarından biri olan ‘Satisfaction’da modern tatmin duygusunun ne kadar yakalanamaz bir ÅŸey olduÄŸundan dem vuruyor: “Bir arabaya atlayıp giderken, yollarda hızla,/ Radyodan kulağıma doluÅŸan o boÅŸ gürültüyle,/ Bir adam çıkıp diyor ki: ‘Haydi gel, hemen al, Bu gömlek beyazlatıcı, seni bütün dertlerinden kurtarır, bak!’/ Ama hayır, o bana yalan söylüyor sanırım,/ Çünkü alamıyorum, bir türlü bulamıyorum,/ O aradığım, o lanetli ‘tatmin’i bulamıyorum.”
Daha önceki insanlar o kadar büyük ideallerin peÅŸinde koÅŸtular ki, zaten bu ideallerin gerçeÄŸe dönüÅŸme ÅŸansı yoktu. Ancak o yolda ilerlerken pek çok ÅŸey öÄŸrendiler, çok meziyetler ve tecrübeler kazandılar, nihayetinde bunlarla olgunlaÅŸtılar, kendilerini çoÄŸalttılar, zenginleÅŸtirdiler. Yeni insanlarsa zaten hepsini tüketim baÅŸlığının altında toplayabileceÄŸimiz maddi, satın almaya dayalı ve sürekli güncellenen hedefleri idealize ediyor, bunların peÅŸinde koÅŸuyorlar.
Bazılarının elde edilmesi pekalâ mümkün bu hedeflerin ama adeta elde edildikleri anda eskiyip deÄŸerlerini kaybediyorlar. Öyle ki, bu körlemesine sahip olma ihtirasından, bu tüketim obezliÄŸinden, ÅŸuursuzca çekimine kapıldığı bu açlık halinden herhangi bir doygunluk hali, ufacık da olsa kalıcı bir tatmin hissi çıkaramıyor bugünün insanları. Çok acıkmak ve hiç doyamamak hali mutsuz ediyor bünyeleri, birçok ÅŸeye tepe tepe sahipken, ‘hiçbir ÅŸeyi yokmuÅŸ hissi’yle yaÅŸamak gerçekten çaresi olmayan ve insanı tüketim peÅŸinde koÅŸarken tüketen bir ÅŸey!
Aldous Huxley, hayatımıza önceden olmayan yeni ÅŸeyleri katarken, onları neyin yerine koyduÄŸumuza dair düÅŸündürücü ve bir o kadar da kederli ÅŸeyler söylüyor meÅŸhur kitabı ‘Cesur Yeni Dünya’da: “Ama ben konfor istemiyorum. Ben Tanrı’yı, ÅŸiiri, gerçek tehlikeyi, özgürlüÄŸü, iyiliÄŸi istiyorum.”
Büyük ideallerimiz yok pek artık, çoÄŸumuz farkında deÄŸiliz ama çocuklarımıza da o büyük insanlık ideallerini pek aşılayamıyoruz. Ders kitaplarındaki ezber cümlelerle, yukarıdan bakan aşırı yetiÅŸkince ve çok fazla ÅŸeyi kollayan samimiyetsiz tembihlerle bu iÅŸi çözeceÄŸimizi zannediyoruz ama olmuyor. Bütün bunlara sessizce ve tepkisizce kayıtsız kalmak konusunda fazlasıyla mücehhez genç zihinlerle, kiÅŸiliklerle karşı karşıyayız. O kadar çok internet mesaisine maruz kaldılar ki, insanî deÄŸerler birikimi elde etmeye imkanları olmadı, suçları yok aslında onların! İnsani deÄŸerlerle ilgili söylenebilecek her ÅŸey sadece bir ‘data’ yerine geçiyor bu yeni insanlar için artık.
Biz hamaset dozunu arttırarak, muhataplarının zerrece etkilenmediÄŸi argümanlar geliÅŸtirerek (buna geliÅŸtirmek denmez aslında, eski argümanları mikro dalgada ısıtıp sofralarına getiriyoruz sadece), bu naftalinli büyük (!) icatlarımızı habire tekrar ederek, parmak sallayarak, kafa ütüleyerek yenilenmemiÅŸ zihniyetlerimizle, bu tamamen baÅŸka kodlara geçmiÅŸ ve fazla enformasyonla sersemlemiÅŸ zihinleri ikna edebileceÄŸimizi düÅŸünüyoruz. Üstelik kendi negatif dönüÅŸmüÅŸlüÄŸümüzle ve üstümüzde fazlasıyla sırıtan samimiyetsizliÄŸimizle yüzleÅŸmeye hiç yanaÅŸmadan! Cilayı kazır altına bakarsanız sonuç: Sıfır! Ya da sıfıra epeyce yakın bir ÅŸey!
Gökhan Özcan
https://www.yenisafak.com/yazarlar/gokhan-ozcan/konfor-almak-icin-ne-veriyoruz-4768166

Henüz yorum yapılmamış.