Sosyal Medya

Güncel

Kim nasıl bir anayasa istiyor?

Bunun öncesinde de hemen her partinin kısmi ve bütüncül önerileri olduğu bir gerçek ancak Erdoğan'ın "Esasen Türkiye'de sorunların kaynağının 1960'tan beri hep darbeciler tarafından yapılan anayasalar olduğu açıktır. Ne kadar değiştirirsek değiştirelim anayasanın ruhuna dercedilen darbe ve vesayet izini silmek mümkün olmuyor" ifadesi konuyu tazeledi ve önceki çalışmalara da bir anlam yüklenmiş oldu. Böylece öncekilerden farklı olarak daha gerçekçi bir biçimde gündeme geldi.



Cüneyd Altıparmak / Açık GörüÅŸ

Anayasalar devletin yapısını ve iÅŸleyiÅŸini, temel hak ve hürriyetlerin sınırlarını düzenleyen ana metinler olduÄŸu kadar, ülkenin "vitrini" konumundadır. Bu nedenle siyasi partilerin anayasa hakkındaki teklifleri, düÅŸünceleri çok önemli. Bu yazıda, yeni anayasa yapımı arifesinde siyasi partilerin bu konuda ileri sürdükleri görüÅŸlere ve anayasa yapım sürecine iliÅŸkin somut önerilerine deÄŸineceÄŸiz.

Bir süredir yeni Anayasa konusu gündemde. Hukuki reform giriÅŸimlerinin sonuç bulması adına bu konunun gündem olması bizce çok önemli ve deÄŸerli. Zaten yeni anayasanın bir ihtiyaç olduÄŸu çok açık. Bunun en basit göstergesi de neredeyse tüm siyasi partilerin bir taslağının veya maddeler konusundaki önerisinin olması. Bu konu CumhurbaÅŸkanı ErdoÄŸan'ın "Türkiye'nin yeni anayasa yapma vakti gelmiÅŸtir" dediÄŸi anda büyük ivme kazandı.

Vesayet izleri

Bunun öncesinde de hemen her partinin kısmi ve bütüncül önerileri olduÄŸu bir gerçek ancak ErdoÄŸan'ın "Esasen Türkiye'de sorunların kaynağının 1960'tan beri hep darbeciler tarafından yapılan anayasalar olduÄŸu açıktır. Ne kadar deÄŸiÅŸtirirsek deÄŸiÅŸtirelim anayasanın ruhuna dercedilen darbe ve vesayet izini silmek mümkün olmuyor" ifadesi konuyu tazeledi ve önceki çalışmalara da bir anlam yüklenmiÅŸ oldu. Böylece öncekilerden farklı olarak daha gerçekçi bir biçimde gündeme geldi.

ÇaÄŸa uyumlu deÄŸil

Son dönemdeki deÄŸiÅŸiklikler ile son halini alan 1982 Anayasası, bu haliyle halen yeterli ve çaÄŸa uyumlu bir görünüm arz etmiyor. Anayasalar devletin yapısını ve iÅŸleyiÅŸini, temel hak ve hürriyetlerin sınırlarını düzenleyen ana metinler olduÄŸu kadar, ülkenin "vitrini" konumundadır. Bir ülkeyi tanımak için anayasasına bakmak, pek çok veriyi sunar. Bu deÄŸiÅŸiklik arifesinde anayasa hakkındaki teklifler, düÅŸünceler çok önemli. Ä°ÅŸte bu yazımızda son dönemde, siyasi partilerin bu konuda ileri sürdükleri görüÅŸlerine ve anayasa yapım sürecine iliÅŸkin "somut" olan önerilerine deÄŸineceÄŸiz: Kim nasıl bir anayasa istiyor?

Kanunların yapım sürecinden farklı olarak, anayasa yapım süreçleri, sadece siyasetin tek başına karar verebileceÄŸi çalışma ürünü olmazlar. Bu, siyasetin ana aktör olduÄŸu ve sivil toplumun, kamu kurumlarının, akademinin içinde olacağı bir süreçtir. Bu da yetmeyebilir, konunun vatandaÅŸlara sorulmasına kadar gidebilir süreç... Bir "kabul" olan anayasanın, geniÅŸ bir ittifak ile hazırlanması, mecliste yüksek bir oyla kabul edilmesi ve hatta halk oyuna sunulup sonuçlandırılması en ideal olanıdır. Ancak anayasanın "kalitesini" oy oranları deÄŸil niteliÄŸi belirler. Yani iktidarın iradesi ile baÅŸlayan bu sürecin "hızlı biçiminde" bitirilmesinden ziyade önemli olan emin adımlarla ilerlemesi ve tartışmaya açık olmasıdır. Bu tartışmayı kıymetli kılacak ise meclis dışındaki siyasi partilerin ve sivil toplumun da katkısına açık olmasıdır.

Anayasanın tamamının da, bir maddesinin de deÄŸiÅŸmesi aynı prosedüre tabi... TBMM'de kabul edilebilmesi için en az 400 milletvekilinin "kabul oyu" vermesi gerekiyor. Anayasa deÄŸiÅŸikliÄŸinin referanduma sunulabilmesi için ise en az 360 milletvekilinin desteÄŸi lazım. Parlamento aritmetiÄŸine bakarsak, AK Parti: 288, CHP : 136, HDP : 55, MHP : 48, Ä°YÄ° Parti : 36 Türkiye Ä°ÅŸçi Partisi : 3, DP:2, BBP:1, DEVA Partisi: 1, DBP: 1, SP:1, Yenilik Partisi:1, Bağımsız: 10 olmak üzere toplam 583 milletvekili bulunuyor. Teklif sahibi olacağı açık olan Cumhur Ä°ttifakı'nın sandalye sayısı 337... Cumhur Ä°ttifakı'nın taslağına 23 milletvekili daha destek verirse Anayasa deÄŸiÅŸikliÄŸinin referanduma götürülebilmesinin önü açılacaktır.

MHP'nin önerisi

Son süreçte, ilk somut çıktı, MHP tarafından verildi diyebiliriz. Genellikle ilkeler üzerinden konuÅŸulan bu süreçte, yüz maddelik bir öneri hazırlayan MHP, çalışmanın içeriÄŸini tümüyle paylaÅŸmadı. Ak Parti'ye sunulan taslağın ana amacı "CumhurbaÅŸkanlığı (CB) sistemini kurumsallaÅŸtırma" olarak belirtildi. Açıklandığı kadarıyla, "Türk Tipi BaÅŸkanlık" sistemi olarak nitelediÄŸi cari yürütme biçimimizin "onarımı ve çeliÅŸkilerinin ortadan" kaldıracak bir anayasa öngörülüyor. Mevcut sistemin çeliÅŸkilerinin olduÄŸunun kabulü bir dönüm noktası olarak görülebilir. Ancak burada niyet asla "parlamenter sisteme" dönmek deÄŸil. Zira, "darbeci bir özelliÄŸe sahip ve parlamenter sistemin mantığına göre yapılmış mevcut Anayasa" nitelemesi bunun en bariz örneÄŸi. CumhurbaÅŸkanlığı hükümet sisteminin tahkimatını öngören öneri, devletin genel esaslarına iliÅŸkin ilk maddelerde düzenlenen, "Devletin ÅŸekli ve niteliklerini" aynen koruyor. CumhurbaÅŸkanı "tarafsız ve arabulucu" konum üstlensin eleÅŸtirilerine bir öneri ile geliyor MHP: TBMM BaÅŸkanı'na "tarafsız konumuyla" milli uzlaÅŸmanın saÄŸlanmasında ve siyasi krizlerin çözümünde arabuluculuk iÅŸlevi yüklüyor... TBMM'nin yetkilerinin güçlendirilmesi, netleÅŸtirilmesi ve özellikle son dönemdeki "antlaÅŸmaların onaylanmasında ve sona erdirilmesinde, bütçenin kabul edilmesinde, anayasal kurum ve kuruluÅŸlara üye seçmede, meclis soruÅŸturması açılması" yönünde bir tahkimata gidildiÄŸini söylememiz mümkün. Buna karşılık, milletvekillerinin dokunulmazlığıyla milletvekilliÄŸinin düÅŸme sebeplerine dair belirsizliklerin giderilme gayretinin olduÄŸunu görüyoruz. Yürütme bölümünü ikiye ayırıyor: "BaÅŸkan" ve "Ä°dare". CumhurbaÅŸkanı ile birlikte iki CumhurbaÅŸkanı Yardımcısının seçilmesi öngörülüyor. BaÅŸkanlık kabinesi anayasal statüye dahil edilirken, "BaÅŸkanlık Hükümet Programı"nın Meclise sunulması kuralı getiriliyor. Üniter devlet anlayışı korunuyor. Ä°dari teÅŸkilat "il" düzeyinde örgütlenecek biçimde tasarlanıyor. Anayasal kurumlardan Atatürk, Kültür, Dil ve Tarih Kurumu varlığı korunurken, Diyanet Ä°ÅŸleri BaÅŸkanlığı'na yeni statü öngörülerek, "Türkiye Diyanet Kurumu" olarak yeniden yapılanması saÄŸlanıyor. TBMM'nin yetkileri artırılarak, yeni bir kurum olan "Türkiye Liyakat Kurumu" adı altında yeni bir yapı ihdas ediliyor. Merkez Bankası'nın statüsü de anayasada düzenleniyor. HSK yerine "Yargı Yüksek Kurulu" getiriliyor. DiÄŸer hukuk meslekleri olan Avukatlık ve arabuluculuÄŸa anayasada yer veriliyor. Anayasa Mahkemesi yüksek mahkeme olarak deÄŸil, özel bir statüde düzenleniyor. Yüce Divan yargılaması ve siyasi parti kapatma davaları "Yüce Divan" adıyla oluÅŸturulan bu yeni statüye veriliyor. "Yüksek Mahkemeler" baÅŸlığı altında Sayıştay ve Yüksek Seçim Kurulu'nun statüsü yeniden düzenleniyor. Yargıya iliÅŸkin üye seçiminde TBMM'nin yetkileri geniÅŸletiliyor. Anayasa'nın üçüncü kısmında, üç bölüm halinde "Cumhuriyetin Temel Organları", yasama, yürütme ve yargı baÅŸlıkları ile düzenleniyor. Yasama organı için "Milli birliÄŸi saÄŸlama", yürütme için "kurumsallaÅŸmış baÅŸkanlık sistemi", yargı için "bağımsız ve tarafsız yapılanma" anlayışı ön plana çıkarılıyor.

Ä°YÄ° Parti'nin "ilkeleri"

Ä°YÄ° Parti, Anayasa önerisini "iyileÅŸtirilmiÅŸ ve güçlendirilmiÅŸ parlamenter sistem" baÅŸlığı ile açıkladı. 37 sayfalık metin, MHP'nin taslağından farklı. Maddeler yerine bir ilkeler manzumesi söz konusu. CumhurbaÅŸkanın seçiminde aranan yüzde 50+1 ÅŸartının siyaseti mecburen kutuplaÅŸmaya ittiÄŸini belirten metinde, "tarafsız cumhurbaÅŸkanı" vurgusu var. Görev süresinin bir kereye mahsus ve altı yıl olması öneriliyor. CumhurbaÅŸkanı seçilen kimsenin tekrar siyasete dönmesi yasaklanıyor. Yüksek görevlere atamada CumhurbaÅŸkanın üçlü kararname ile müdahil olması öneriliyor. Bakanlar kurulunun meclis içinden seçilmesi, TBMM'ye karşı sorumlu olması, BaÅŸbakanlık sistemine tekrar dönüÅŸ saÄŸlanması bu önerinin temelini oluÅŸturuyor. Yine bu ilkelere baktığımızda, meclisin nitelikli çoÄŸunlukla, Anayasa Mahkemesi, HSK, YSK, YÖK ve RTÜK üyelerini seçmesi planlanıyor. Devlet Planlama TeÅŸkilatının ve Merkez Bankasının yeniden yapılandırılarak "bağımsız" bir mahiyet arz etmesi öneriliyor. Bağımsız denetim kurumlarının "idari ve mali özerkliÄŸi" haiz konuma getirilmesi ve üyelerinin kadınlara kota ayrılmak üzere bakanlar kurulu tarafından seçilmesi öneriliyor. Yerel yönetimlerin güçlendirilmesi, güçlendirilmiÅŸ meclis denetimi, milletvekilleri ile bakanlık arasında "irtibat biriminin" teÅŸkil ettirilmesi, geniÅŸ çaplı denetim yetkisine haiz bir yapının kurulması ve denetimin istinasız her birime yaygınlaÅŸtırılması da öneriler arasında. Yargı konusunda ise adli kolluk sistemi, "hakim teminatının" tahkim edilmesi, AYM kararlarına uymanın zorunluluÄŸunun netleÅŸtirilmesi bahislerine vurgu yapılmakta. Metin genel olarak üç önerme üzerine kurulu: "parlamenter sisteme dönüÅŸ", "TBMM'nin yetkilerinin arttırılması" ve "denetimin bağımsızlaÅŸtırıp, etkili kılınması". Buradaki önerilerin birçoÄŸu anayasa sonrası mevzuat ihdas edilmesi gerektiren öneriler. Bu haliyle Ä°YÄ° Parti'nin önerisinin salt bir anayasa önerisinden ayrıldığını bir sistem tasarımı olduÄŸunu söyleyebiliriz. Yine özellikle yargı konusundaki bölümdeki talepler ile "Ä°nsan Hakları Eylem Planı" noktasındaki vurguların örtüÅŸtüÄŸünü deÄŸerlendirmekteyiz.

'Dört Parti' tarslağı

2018'de CHP, Ä°YÄ° Parti, HDP ve Saadet Partisi'nin ortak bir çalışması olduÄŸu basına yansımıştı. Bunun daha sonradan bir madde yazımı deÄŸil, tıpkı Ä°YÄ° Parti'nin açıkladığı gibi bir ilkeler manzumesi olduÄŸunu gördük. Bu "ortak çerçeve" özetle ÅŸunları içeriyordu: YSK'nın idari ve yargı görevlerinin net biçimde tasnif edilip tüm tartışmalı yönleri izale edilerek geniÅŸ bir düzenleme ile anayasada yer alması, "baÅŸlangıç kısmının" kısa biçimde yeniden yazımı, deÄŸiÅŸtirilemez hükümlerin "evrensel hukuk ilkelerinden" mülhem kaideler ile sınırlı kalması, resmi dilin Türkçe olması ve fakat bölgesel dillerin de tanınması öneriliyor. Yürütme için CumhurbaÅŸkanı ve Bakanlar Kurulu'dan oluÅŸan ikili bir yapı öngörülmekte. CumhurbaÅŸkanının halk tarafından seçimine son verilmesi de bu metindeki önerilerden. "Hükümetin kurulması da, düÅŸürülmesi de kolay olmalıdır", "BaÅŸbakan ve bakanlar arasındaki iliÅŸki, hiyerarÅŸik iliÅŸkiden çok, klasik parlamenter rejim çizgisinde olmalıdır", "kamu yönetimin adem-i merkeziyet ilkeleri doÄŸrultusunda yeniden yapılandırılmalı; uzman ve özerk birimler anayasal statüye kavuÅŸturtulmalıdır" gibi ifadeler metinde yer alanlardan bazıları. Yine Yerel Yönetimler Özerklik Åžartında Türkiye'nin 8. ve 9. Maddelerine koyduÄŸu çekincelerin kaldırılması önerilmektedir. Buna göre, merkezi hükümetin, yerel yönetimler üzerindeki denetim yetkisi ve mali konulardaki etkisi zayıflayacaktır. Yargı alanında ise Adalet Yüksek Kurulu önerilmekte ve üyelerin bir kısmının meclisçe nitelikli çoÄŸunluk ile bir kısmının ise hâkim ve savcılarca seçilmesi öngörülmektedir. Meclisin diÄŸer yargı kurumları ve bağımsız kurullara üye tayinindeki etkisinin arttırılmasının önerildiÄŸini görmekteyiz.

DiÄŸer geliÅŸmeler

Yeniden Refah Partisi, "yeni anayasanın uzlaşı içinde yapılması gerektiÄŸini belirterek, parlamento dışındaki partilerin de mutabık kalacağı bir anayasa çalışması yürütülmesi" yönünde fikir beyan ediyor. DP Anayasa deÄŸiÅŸikliÄŸinin büyük bir toplumsal mutabakatla yapılması gerektiÄŸini sürece iyi niyetle baktıklarını belirtiyor. Deva Partisi'nin "günü geldiÄŸinde zemin ve ÅŸartlar uygun olduÄŸunda" Anayasa'nın ilk dört maddesi üzerinde de konuÅŸulabileceÄŸi ve "sistem deÄŸiÅŸikliÄŸi" vurgusu da meseleye bakış açısına dair bir takım kodlar içeriyor. Basına yansıyan ve CHP'nin öneri olarak sunduÄŸu, Ä°YÄ° Parti, DEVA Partisi, Gelecek Partisi, Saadet Partisi ve Demokrat Parti'nin destek verdiÄŸi ilkeler ise ÅŸöyle: - "CumhurbaÅŸkanlığı temsil makamı olmalı" , "BaÅŸbakanlık yeniden gelmeli" , "Hükümeti düÅŸürmek zorlaÅŸtırılmalı", "TBMM siyasi güç merkezi olmalı" "Siyasi etik yasası gelmeli", "HSK yerine Adalet Yüksek Kurulu ihdas edilmeli", "Çevre Mahkemeleri kurulmalı"... CHP'nin bu belirtilenler dışında MHP ve Ä°YÄ° Parti gibi bir somut önerisi henüz bulunmuyor. AK Parti ise kendi çalışmalarına, MHP'den aldığı taslağı birleÅŸtirerek son halini verecek ve kamuoyunun görüÅŸüne açacak.

AK Parti'nin bakışı

AK Parti, Prof. Dr. Yavuz Atar baÅŸkanlığındaki "Anayasa Bilim Kurulu" çalışmalarını bitirip metne son halini vermek üzere. Bu CumhurbaÅŸkanı'na sunulacak ve böylece kesinleÅŸmiÅŸ öneri metni halini alacak. Yakın bir vadede sunulacak bu taslak takip ettiÄŸimiz kadarıyla 120 maddeden oluÅŸuyor, devletin ÅŸeklini ve niteliklerini belirleyen ilk dört maddedeki esaslar korunuyor. CumhurbaÅŸkanlığı sistemi esas alınıyor ve iki dönem seçilme ÅŸartı ve seçim nisabı aynen devam ediyor. CumhurbaÅŸkanının kararname çıkarma yetkisi metinde kalıyor ancak Anayasa'da yer alan Radyo ve Televizyon Üst Kurulu (RTÜK), Devlet Denetleme Kurulu (DDK) ve YükseköÄŸretim Kurulu (YÖK) gibi kurumların çıkarılması gündemde. Bunun yerine söz konusu kurumlarla ilgili kanun ihdas olunacağı belirtiliyor. BaÅŸkan yardımcılığına sayı sınırı getiriliyor. Bireysel baÅŸvuruların kapsamı geniÅŸliyor ve AYM'nin yapısı korunuyor. TBMM BaÅŸkanı'nın hali hazırdaki "pasif" konumu daha "güçlü" ve "arabulucu" bir profile eviriliyor. Meclisin "gerçek bir uzlaÅŸma zemini" olması önceleniyor. Bu baÄŸlamda son altı yıllık süreçte çeÅŸitli alanlarda mücadele halinde olan ve bu sebeple haklı olarak "sert" ve "net" tedbirlere baÅŸvuran devletin, bu yüzünün bu deÄŸiÅŸiklik ile deÄŸiÅŸeceÄŸi ve daha çok dünyayla entegre bir yaklaşıma bürüneceÄŸi, yeni anayasanın da bu ruhla yazıldığı çalışmalara katılanların kamuoyuna aktardıkları arasında...

Nereye doÄŸru gidiyoruz?

Her ne kadar Anayasa gibi külli bir metin konuÅŸulsa da Millet ittifakı ile Cumhur Ä°ttifakı arasında "parlamenter sisteme dönüÅŸ" konusunun büyük bir tartışma olacağı açık... Bunun dışında ana unsurlar açısından kaygıların ortak olduÄŸunu, hele son yargı reformu paketi ve siyasi partiler yasasındaki deÄŸiÅŸiklikler ile gündeme gelen konularla, önerilenler arasında benzerlik görmek ülke adına sevindirici. HSK seçimlerindeki mutabakat da, anayasa gündemine olumlu etki yapacak düzeyde... Zaten meclis aritmetiÄŸi de bunu zorluyor ama hem iktidar hem de muhalefet biliyor ki anayasa çalışmaları mecliste baÅŸlasa da sadece burada çözülmezler.

Anayasa yapma süreçleri zor ve uzun süreçlerdir. Metinler üzerinde mutabık kalınması, mutabık kalınmayan metinlerin düzenlenmesi hayli vakit alabilir. Yine konunun sadece siyasi partiler baÄŸlamında kalmaması gerekir. Anayasa "meclisteki" siyasi partiler ile baÅŸlatılabilir ancak toplum mutabakatı ile bitirilmelidir. Daha önce de bu konuda çalışmalar oldu. Bir biçimde akim kalan bu çalışmalar bu yeni döneme bir altlık saÄŸlayabilir. Ak Parti'nin "uzlaÅŸmacı" ve "tartışmaya açık olduÄŸuna" dair beyanı burada çok önemli. SunduÄŸu önerinin tartışmaya açık olması ve bunu her siyasi parti ile görüÅŸmesi Türkiye için önemli bir "mutabakat" zemini doÄŸurabilir.

Yeni dönemde yapılacak çalışmalar için meclis içerisinde bir komisyonun kurulması ve buna meclis dışı partilerin eklemlenmesi de bir yöntem olarak önerimizdir. Bir de konunun sivil toplum boyutu var. Bu noktada anayasa toplantılarının "anayasa kongrelerine" evirilmesi gerektiÄŸini düÅŸünüyoruz. Herkesin fikrini yazılı olarak ortaya koymanın yanında, bölgesel bazlı kongreler marifetiyle yurttaÅŸa da dokunan ve fikrini alan bir model gerekiyor. DijitalleÅŸen çağımızdan bunun daha hızlı ve verimli seçenekleri daha çok. "Söyleyecek sözü olan herkese açık" bir modelle elde edilen verilerin, milletin anayasasını inÅŸa edeceÄŸine dair ümidim, tüm eleÅŸtirilere raÄŸmen çok yüksek. Türkiye, kendini kuran bir devlettir. Türkiye, çağı okuyan bir devlet aklına sahiptir. Türkiye bu dönemde kendi toplumsal mutabakatını hiçbir dönemde olmadığı kadar yenileyecek, kuvvetlendirecek ve tesis edecek güçtedir.

[email protected]

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.