Sosyal Medya

Tercüme Haber

Tercüme Haber: Amerika'nın saklı İslami mimarisi

Capitol kubbesinin heybetli profili İslami çift kubbe tekniğini kullanırken, New York St John the Divine'da yer alan gizemler Bizans, İslami, Avrupa ve ABD unsurlarının bir karışımını bünyesinde barındırıyor.



BaÅŸkanlık yarışının son aÅŸamalarında dünyanın dikkati ABD'ye odaklanmışken, önemli ikonik binaların ulusu ve kimliÄŸini temsil edip etmediÄŸini keÅŸfetmenin tam zamanı.

Bu ikonik yapıların birçoÄŸu, Amerika'nın baÅŸ döndürücü gökdelenlerinden -dikeyliÄŸi ve dinamizmi elde etmek için dökme demir, çelik ve betonarme kullanan 20. yüzyılın teknik yeniliklerini- güç ve modernliÄŸin sembolleri olarak gösterebilir.

Peki "Amerikan rüyası" tek bir binada özetlenebilir mi? Beyaz Saray mı, yoksa Washington'daki Capitol kubbesi mi bu soruya yanıt olabilir?

Temiz, duru klasik cepheler birçok ÅŸeyi maskeleyebilir. ÖrneÄŸin, Beyaz Saray'ın özgür ve köleleÅŸtirilmiÅŸ Afrikalı-Amerikalı iÅŸçilerin bir karışımı tarafından inÅŸa edildiÄŸi veya Capitol kubbesinin Ä°slami çift kubbe tekniÄŸini kullanarak heybetli dış profiline ulaÅŸtığı ne kadar yaygın olarak biliniyor?

Yerli kültür

Ä°lk Avrupalı ​​sömürgeciler Amerika kıtasına vardıklarında, orada zaten yaÅŸamış olan insanların yerli kültürünü büyük ölçüde görmezden geldiler. Kristof Kolomb, Katolik coÅŸkusuyla dolu memleketi Ä°spanya'dan gelmiÅŸ ve öldürülecek daha fazla “MaÄŸribi” arıyordu. Bu acı güne, Meksika'nın kuzeydoÄŸusundaki Matamoros kasabası (Ä°spanyolca "MaÄŸribi katili" anlamına gelir) tanıklık ediyor.

Yine de, ironik bir ÅŸekilde, Ä°spanyollar, eski Müslüman yöneticilerinden benimsedikleri birçok mimari stili beraberlerinde getirdiler. Belki de bu ÅŸaşırtıcı deÄŸildi, çünkü Moorslar (Hristiyanlar Ä°spanya'da yaÅŸayan Arapları ve Berberleri Moors olarak adlandırdılar ) Ä°ber Yarımadası'nın bazı kısımlarını yüzyıllardır kontrol ediyordu. XI.Alfonso ve Zalim Pedro gibi Hıristiyan krallar Ä°spanya'da saraylarını inÅŸa ettiklerinde, Mudejar stillerini seçtiler ve MaÄŸribi zanaatkarları çalıştırdılar. Bu Ä°slami etki, Kaliforniya ve diÄŸer eyaletlerin Ä°spanyol Katolik misyonlarında hala belirgin biçimde görülebilir.

Washington'daki ABD Kongre Binası USA Capitol

Fransız ve Ä°ngiliz sömürgeciler de anavatanlarından ABD'ye yeni tarzları beraberlerinde getirdiler. Fransız hükümeti yetenekli Fransız mimarları ve mühendisleri New Orleans'a gönderirken, Ä°ngilizler konut inÅŸasında dönemin modası olan aynı neoklasik stilleri kullandılar. BaÅŸkan George Washington ve Thomas Jefferson, mimarlık yoluyla ulusal kimliÄŸi projelendirmeye derin bir ilgi duydular ve Washington'u, yeni baÅŸlayan bir demokrasi için son derece uygun olduÄŸunu düÅŸündükleri eski Yunan ideallerini baz alarak bilinçli bir ÅŸekilde modellediler.

Oysa Capitol kubbesi, tüm klasik profiline raÄŸmen, önce Ä°ran Selçukluları tarafından icat edilen, daha sonra Osmanlı Türkleri tarafından geliÅŸtirilen çift kubbe yöntemi kullanılarak uzun çerçeve ÅŸeklinde inÅŸa edilmiÅŸtir. Dış ve iç kabuklar arasında boÅŸluk bırakan aynı araç, Christopher Wren tarafından Londra'daki St Paul Katedrali'nin kubbesi için kullanıldı. Wren buna "Sarazen atlama" adını verdi ve geometrik etkinliÄŸi nedeniyle bu tercihte bulunduÄŸunu ifade etmiÅŸti.

Gotik canlanma

Ä°ngilizler ve Fransızlar da Avrupa'da yeniden canlanmaya baÅŸlayan popüler bir OrtaçaÄŸ tarzı olan "Gotik" akımını kıtaya taşıdılar. Wren, eserinin hafifliÄŸi, yükselmelerinin aşırı cesareti ve süslemelerinin incelik, bolluk ve abartılı fantezisi nedeniyle "Gotik" usulüne atfedilebileceÄŸini söylemiÅŸti. Fakat Moors; ya da Araplar ya da Sarazen sitiller için aynı ÅŸey söyleyebilir miyiz?”.

Norman-Fransız ÅŸövalyelerinin Kudüs'ten ve Birinci Haçlı Seferi'nden dönmeye baÅŸlamasından kısa bir süre sonra, Ä°slami mimari stiller 12. yüzyılda Avrupa’da ortaya çıkmaya baÅŸlamıştı.

Çarpıcı bir ÅŸekilde, ABD üniversitelerinde, kolejlerinde ve okullarında dünyadaki diÄŸer tüm ülkelerden daha fazla gotik mimarisinin örnekleri mevcuttur. Yale Üniversitesi'nin mimarisi baskın bir ÅŸekilde gotiktir. Pek çok Amerikalı için gotik mimarisi, Oxford ve Cambridge kolejlerinin karmaşıklığı ve Paris'teki Notre-Dame gibi Avrupa'nın büyük ortaçaÄŸ katedralleriyle iliÅŸkilendirilir.

Yine de gotik mimari, özelliklerinin çoÄŸunu Haçlıların savaÅŸmak için gittikleri coÄŸrafyalardaki Ä°slam'ın tarzlarına borçludur. ÖrneÄŸin Manhattan'daki katedrali, Aziz John the Divine'ı ele alalım. Ä°kiz kuleleri, sivri kemerleri, yonca ve çok katlı kemerleri, apsisleri, ayaklı, rahibe, korosu, gül pencereleri, oyma ve nervürlü tonozları, Avrupa topraklarında tek bir tarzda harmanlanmadan önce, daha doÄŸuda Bizans ve Ä°slami Suriye'de ortaya çıkmıştı.

Mimarın “beÄŸenirseniz, çalın” mantrasını (mantra süsleme yazıyla yazılmış güzel söz, özdeyiÅŸ) görürüz bu binanın taÅŸlarına yazılmış ÅŸekilde. Ä°roni ÅŸu ki, Arapça “Saracens” kelimesi “hırsızlar” anlamına geliyor. Yine öyle görünüyor ki bu mottoyu bile mimaride Ä°slami stilden aparmışız. Bir nevi her ÅŸey daha önce olana dayanıyor.

Ortak gelecek vizyonu

Veba zamanlarında, hastaları tedavi etmek için Avrupa OrtaçaÄŸ gotik katedralleri kullanıldı. Mevcut salgın sırasında, St John the Divine, Mount Sinai Hastanesi'nden taÅŸan koronavirüs hastaları için bir sahra hastanesi olarak önerildi. Ancak bu fikir bile, toplumsal yaÅŸam ve inancın bir arada kabul edildiÄŸi temel bir Ä°slami ilkeye dayanır. Bu düstur bile Haçlıların savaÅŸmak maksadıyla gittiÄŸi ‘’Sarazen’’ dünyadan beraberinde getirdikleri bir unsurdur. Zira Ä°slam topraklarında hastalar, cüzzamlılar, topal ve körler gibi toplumun zorda olan kesimleri için hastanelerin, okulların, kısacası bütün toplumsal yaÅŸamı oluÅŸturan kurumların camilere bir ÅŸekilde baÄŸlandığı gerçeÄŸini görürsünüz.

Seçmenin saÄŸ tandanslı kesimine oynayan ABD BaÅŸkanı Donald Trump, genellikle Müslüman karşıtı söylemler kullanıyor. 2017'de çoÄŸunluÄŸu Müslüman olan altı ülkeden vatandaÅŸlara seyahat yasağı getirdi ve sık sık “radikal Ä°slami terörizm” terimini kullanıyor.

Empire State Gökdeleni ve New York'taki diÄŸer gökdelenler

Yine de, bu "öteki" anlatısı, ABD'nin çok kültürlü kökenlerini yansıtan karmaşık, eklektik binalardaki kanıtların üstünü örtemiyor. Belki de "Amerikan rüyası", devasa gökdelenler, Beyaz Saray'ın neoklasik cephesi veya heybetli Capitol kubbesi ile deÄŸil, Bizans ve Ä°slami usullerle Avrupa ve Amerikan unsurlarının harmanlandığı Gotik Aziz John Klisesi’ndeki karmaşık gizemlerle özetlenebilir.

Takma adı "BitmemiÅŸ" olan katedralin kıyamet cephesi, New York'un dev dalgalar ve nükleer patlama tehdidi altındaki 'Ä°kiz Kule'lerini tasvir eden bir uyarı taşıyor. Ancak daha aÅŸağıda, Cennet Kapısı herkesin paylaÅŸabileceÄŸi bir diriliÅŸ ve yeniden doÄŸuÅŸ mesajı yansıtır.

Dini, sosyal veya herhangi bir baÅŸka unsura mensup bütün kültürler kendi aralarında, tarihimiz ve kimliÄŸimiz hakkında yapabileceÄŸimiz her türlü varsayıma meydan okuyan ÅŸekillerde etkileÅŸimde bulunur ve iç içe geçerler. Tarihin bu bitmeyen akışında mimarinin payına düÅŸen en büyük zorluk, belki de oynayacağı hayati bir role sahip olması sebebiyle, ortak ve insancıl bir gelecek vizyonuna doÄŸru bir yol çizmektir.

Müellif: Diana Darke / Kaynak: The Middle East Eye Haber Ajansı

Mütercim: Hasan Nurhan Çelik / DüÅŸünce Mektebi

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.