Sosyal Medya

Rasim Özdenören: Asım Gültekin kardeşimin ardından...

Onu ivazsız tavizsiz severdim. Ama biliyordum ki o beni, benim onu sevdiğimden katbekat fazla severdi. Gitti… Bize derin bir hüzün bırakarak gitti… Mekânı cennet olsun…



Bütün tanıdıkları, dostları gibi ben de ÅŸok oldum.

Beklemediğimiz bir olaydı.

Sağ kolum koptu sandım.

Tanımayanlar inanmayabilir.

Onunla ben ağabey kardeşten, baba oğuldan daha fazla bir yakınlıktaydık.

Onu ivazsız tavizsiz severdim. Ama biliyordum ki o beni, benim onu sevdiğimden katbekat fazla severdi.

Son yıllar boyunca ÅŸahsıma yapılan Anadolu davetlerinin düzenlenmesini, yığınla meÅŸguliyeti arasında üstlenmek istedi. “Sen bunlarla uÄŸraÅŸma, müsaade et, bu iÅŸleri senin yerine ben göreyim” dedi.

DediÄŸini de her zaman hakkıyla gerçekleÅŸtirdi. Bana vaki olan davetleri “Asım Hoca’yla görüÅŸünüz, neticeyi o bana ulaÅŸtırır” diyordum.

Ä°yi ki böyle bir ahenkleÅŸmeye baÅŸlamışız. Benim, söylemeye yüzümün tutmadığı hususları o benden daha iyi bilir ve daveti kabul ÅŸartlarını o belirlerdi. Ne gibi? Son yıllarda akciÄŸer sorunum yüzünden nefesim biraz daraldığından, sahnedeki konuÅŸma kürsüsüne en az basamak tırmanarak ulaÅŸmamın saÄŸlanması, kürsüde hemen konuÅŸmaya baÅŸlamadan önce biraz soluklanmam için oyalayıcı konuÅŸmalar yapılması kabilinden hazırlıklar… Kimi zaman bunları abarttığı da olurdu. “Asım, istersen bu kadar sıkı tutmayalım, ayıp olmuyor mu?” tarzındaki itirazlarıma “AÄŸabey sen katlanacağına onlar katlansın” derdi.

Bu iÅŸleri canla baÅŸla yürüttü.

Gecesi gündüzü yoktu.

ÇoÄŸu zaman ben yorulmayayım diye bana kürsüde moderatörlük de yaptı. O zaman, kendisiyle ikili sohbetlerimizde anlattığım anekdotları dinleyicilerimiz ile paylaÅŸmak için bana fırsat yaratmak ister, onlarla paylaÅŸmaya çalışırdı.

Son yıllarında kelimelerin etimolojisi üzerinde yoÄŸunlaÅŸtı. Hüseyin Rahmi GöktaÅŸ’ın özgün kuramından hareketle Türkçe kelimelerin kökenini bulmaya gayret ediyordu. Gazetedeki köÅŸe yazılarında çoÄŸunlukla bu konu üzerinde duruyor ve ilgi çekici buluÅŸlara imza atıyordu.

DostluÄŸunu herkesle ihlas ile paylaşırdı. Ä°çinden asla kötülük geçtiÄŸine tanık olmadım.

Bir ara “Dünyabizim” sitesinin genel yayın yönetmenliÄŸini yürüttü. Orada ilginç bir tutum sergiledi. Hiç kimse üzerine asla olumsuz bir cümleye yer vermedi. Facia nitelikli haberleri bile iyimser bir dille aktarmaya çalıştı. Dedikoduya yer vermedi, hep müjdeli ve iç açıcı haberler sundu. Bu tür yazılarının köÅŸe baÅŸlığı “Beyaz Haberler” idi. O yazıları biz bir süre, o usanasıya kadar, yayın yönetmenliÄŸini yürüttüÄŸüm aylık Hece Dergisi’nde de konuk ettik.

Hiç boÅŸ durmadı. Sürekli çalıştı. Yemek esnasında bile telefonu kulağındaydı.

En verimli çağında veda etti. Birçok derginin çıkmasına vesile oldu, oralarda yazılar yayınladı.

ÇeÅŸitli liselerde edebiyat öÄŸretmenliÄŸi yaptı. Edebiyat öÄŸretmenliÄŸini okul dışında da okuma etkinlikleri biçiminde sürdürdü. Gençlerle yakından ilgilendi. Tanıştığı herkesle hasbi iliÅŸkiler geliÅŸtirdi. Devlet adamlarından üç yaşındaki bebelere kadar geniÅŸ bir dost yelpazesi vardı. TaÅŸova’da kılınan cenaze namazında olsun, Fatih Camii’ndeki gıyabi cenaze namazında olsun, katılan binlerce kiÅŸinin her birinin gönlünde ayrı ayrı yerler edinmiÅŸti.

Kitapları: Alışmak Ölümüne Karşı, Birden Bine -Türkçede sayıların kökeni üzerine denemeler-

Dergilere, gazetelere dağılmış daha yüzlerce yazısı kitaplaÅŸmayı bekliyor…

Gitti… Bize derin bir hüzün bırakarak gitti… Mekânı cennet olsun…

*

AYASOFYA’DA CUMA NAMAZI

Her yıl istikbale yeni kapılar aralayarak giren Türkiye, 24 Temmuz 2020 Cuma günü bu gidiÅŸi Ayasofya’da eda edilen Cuma Namazı ile taçlandırdı. Türkiye’nin zaferi öylesine büyük idi ki, bu ülke üzerine makûs hesaplar yapanlar yas tutmaya baÅŸladı. Bu zafer yeni zaferlerin ilk büyük, en büyük müjdeli haberi olsun dileÄŸindeyim…

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.