Sosyal Medya

Makale

Yeni bir döneme merhaba derken

Hey gençler! 

Muvahhidler, kardeÅŸler!..

Övünmek ve dövünmek yok. Hayat devam ediyor ve imtihan oluyoruz.

Düzelir, bozulur, yine düzelir, yine bozulur. Bu hep böyle devam edecek.

Olacak neyse o olur. Her ÅŸeyin bir vakti zamanı vardır. Allah’ın takdiri gerçekleÅŸecektir. Takdir edilen kaderden baÅŸka kader, tayin edilen rızıktan baÅŸka bir rızık, tayin edilen ecelden baÅŸka bir ecel yoktur. Ne debelenip durursunuz ki!

Her ÅŸey Allah’ın iradesine tabidir ve biz O’nun rızasına talibiz. Tek gerçek bu. O’nun rızasının nerede olduÄŸunu görmek isteyenler “Kitab”a baksınlar.

Bizi gören, duyan, bilen, hüküm sahibi, “ol” deyince olduran, “öl” deyince olduran bir kadir-i mutlak (Mutlak iktidar sahibi) Allah var!

Sahi siz hangi iktidarın yeryüzündeki temsilcileriydiniz! O güç, o sevinç, o güven size yetmiyor mu? Yeryüzü iktidarı sizin çok sevgili  Ä°smailiniz olsun ve onu kurban edin, en büyük muktedire!

Siyaset toplumu dehşetli şekilde sekülerize edilen. Media, sanat, siyaset, ekonomi, kültür dedikleri şey, hepsi bizi sekülerleşmeye davet ediyor.

Sekülerleşme laikleşmeden daha büyük bir tehlike bugün..

CHP üzerinden laikleştirmeyi başaramayınca, şimdi bizimkiler üzerinden sekülerleşmeyi deniyorlar. Aman ha aman! Galiba ahir zaman! Allahım! Bize hakkı hak, batılı batıl göster Hakta toplanmayı nasib et. Bizi nimet verdiklerinin yoluna ilet, gazaba uğrayanların değil. Şeytanın bizi Senin adınla aldatmasına karşı Sana sığınırız.

Ben eÄŸitilmiÅŸ, kültürlü, bilgi yüklü, “norm”lara baÄŸlı insanlardan korkarım. Bakarım kim, kimi, niçin nasıl ne yönde eÄŸmiÅŸ. O “norm”ları kim koymuÅŸ. Yoksa bana Ä°lahlık Rablik taslayan birileri mi? Hangi “Kült”ün esiri yapılarak “biyonik robot, sistematik geri zekalı” haline getirilmiÅŸ de, aydınlanma adına “cehaletin babası” haline getirilip “kitap yüklü eÅŸek”e dönüştürülmek isteniyor benim kardeÅŸlerim ona bakarım.

Mesela “Sıtma hastalığına sebep olan tek hücreli bir canlı olan Plasmodium da sporla Ã§oÄŸalır. Mantar da öyle” Spor’un etimolojisine baktınız mı! Bizim çocuklarımız Spor’la, tek hücreli canlı organizmalara dönüştürülüyor olmasınlar sakın. Hani ÅŸu Siesta, Fiesta, Futbol hikayesi. Sahi bizimkiler, niye bu iÅŸe bu kadar para ve zaman kaybederler ki. Biliyorum onları kazanmak istiyorlar ama daha fazlasını kaybediyoruz ve bu arada o kazanmaya gidenler kendileri kazanılıyorlar. Ava giderken avlanıyorlar, farkında deÄŸiller. Birinin bunu onlara söylemesi gerek: Kem alat ile Kemalat olmaz. Futbol da, boks da idman deÄŸil! Hem zaten idman seyirlik bir gösteri deÄŸildir, saÄŸlık için yapılması gerekir. Bugünkü o “spor” dedikleri ÅŸey insanın hayat ve beden saÄŸlığı için tehdittir. Tüketim tapınaklarına dönüştürülen AVM’ler gibi, insanı amipleÅŸtiren bir andrenalin tapınaklarına benzeyen Stad’iumlar.

Stad eskiden ÅŸehir yerine kullanılırdı. Herkesin katıldığı tören alanları ÅŸimdi oldu profesyonel spor arenaları. “Spor”lara dönüşen canlı organizmaların içinde yüzdükleri bir akvaryum’dan söz ediyorum.. Hay Allah! Ol mahiler ki, derya içeredir de, deryanın farkında deÄŸiller. “Hadi öptüm” sizi yırtık pantolonlu, piercing’li, tatto’lu “asri” çocuklar, “Birileri keler deliÄŸinden girse, siz de peÅŸinden gidecek misini” Çaaav!” Oh my God!

Reisi yeni görevinde kutlarken, hemen bir teklifim var. Bakanlıkların adını kendi medeniyetimizin kavramları ile ifade edelim. EÄŸitim yerine maarif, ekonomi yerine iktisad, spor yerine idman, teknoloji yerine fen, sosyal yerine içtimai, enerji yerine cereyan, turizm yerine seyahat.. Biz eskiden “cereyan” derdik mesela.

BaÅŸarı”ya odaklanan bir gençlik var. Ben “istikamet” ve “eylem”e bakıyorum. “Akıl” benim için “bilgi dolu bir hafıza”da deÄŸil. Hem zaten “Faydasız ilimden Allah’a sığınırım. Beynim “Memory Stick” deÄŸil benim. “Faal akl”a bakarım, bilirim Allah cahil ve zalim bir topluluÄŸa, fasıklara, müstekbirlere, mütrefinlere, kafirlere, münafıklara yardım etmez! Öte yandan; Allah’ın kolaylaÅŸtırdığından daha kolay, zorlaÅŸtırdığından daha zor bir iÅŸ yoktur.

Ve bilirim, aklım kadar iman edip, aklım kadar amel işleyeceğimi. Onun için de aklımı kiraya vermem!

DileÄŸim, Allah’ın rızasının tecellisinin vesilesi olmaktır. Hakikatin bilgisi ile gerçeÄŸin bilgisi eÅŸzamanlı olarak, aklım, kalbim ve vicdanım da bedenimi yönetir. Hakikat beni vahyin aydınlığına, gerçek ise beni bu dünyada hakikatın sırrına erdirecek, hakikatin bana yüklediÄŸi mes’uliyetin icracısı kılacaktır.

Hangi mektep, medrese size bunu vaad ediyor. “Monteserro” mu size bunu verecek, “Amerikan Cultur” mu, “British Council” mi? Hepsi baÅŸarı vaad ediyor, siz deÄŸil, onlar bir ÅŸeyler “baÅŸarıyorlar”. Ne güzel Collage’lerimiz var deÄŸil mi, L’ecole’lerimiz var.

Dünya gerçeklerinin tümü görelim, anlayalım, gözden geçirip, onu kendimize göre yeniden yapılandıralım. Yoksa “biz” biz olmayız. Elbette “Hikmet mü’minin yitik malıdır”. Ama biz kendi “alameti farikalarımızı”, bizi diÄŸerlerinden farklı kılan özelliklerimizi kaybetmeden.

Midenize gönderdiÄŸiniz ÅŸeylere dikkat ettiÄŸiniz kadar gözünüz, kulağınız, burnunuzdan, size nüfuz eden, aklınıza gönderdiÄŸiniz ÅŸeylerin “fıtri olup olmadığından“ emin misiniz? Bu anlamda “emanet”i koruyup korumadığınız konusunda bir endiÅŸe taşıyor musunuz!

“Åžeytanın ÅŸerrinden  emin olarak Allah’ın adını anıp, O’nun rızasının farkında olduÄŸunuzu hatırlamadan” attığınız hiçbir adım sizi Hakk’a götürmeyecektir. Ama bunu sadece lafız olarak zikrederek de kurtuluÅŸa erenlerden olmazsınız. Besmele çekerek ÅŸarap içmek, yediÄŸiniz haltı meÅŸrulaÅŸtırmaz, aksine cahillik, vebalinizi daha da artırır.

Neyse yarın da devam edelim bu konuya, biraz da iktidar ilişkileri, vakıf ve derneklerimiz üzerinden.

Selâm ve dua ile.

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.