Sosyal Medya

Makale

Sarraf

Bu iş bugünden yarına bitmeyecek.. Ama işler çok da fena gitmiyor. Kovboy zorda, Kılıçdaroğlu refüze oldu. Komplosu elinde patladı. ABD suç örgütünün avukatlığından öte, yargı yolu ile onlara hizmet ediyor, onların tetikçiliğini yapıyor.

Ankara bu konuyu NATO’ya, ABD’ye, BM’ye, dünyaya taşımak zorunda.. Bu olay Ä°rangate’den bin kat daha kapsamlı bir proje. Hattı müdafaa yok, sathı müdaafa var. Satıh FETÖ’nün olduÄŸu her yerdir. Bu konuyu BM, Arap ve Afrika BirliÄŸine taşımak lazım.. Türkiye bariyeri aşılırsa, Suudi Arabistan’daki patronların başına gelen baÅŸka ülkelerin de başına gelecek. Çin, Hindistan, Rusya, herkesi vuracak bu dalga.

Bir ipte iki cambaz oynamaz. ABD tek kutuplu bir dünya için bir süreç baÅŸlattı. Ya ABD kazanacak dünya kaybedecek, ya dünya kazanacak, ABD ve onun kuyruÄŸuna takılanlar kaybedecek. ABD’deki davanın seyri, FETÖ’cünün yarım bıraktığı iÅŸin ABD tarafından doÄŸrudan ele alındığını gösteriyor.

Sormak gerek, gizli telefon dinlemelerini kim yaptı, ABD yani CIA, FBI mı, yoksa FETÖ mü? Yani? ABD, FETÖ üzerinden emniyetteki ajanları üzerinden mi dinledi? Peki dinlemeyi kim yapmış oldu? Bu durumda ABD iki kere suç iÅŸlemiÅŸ olmuyor mu?! Åžecaat arzedeyim derken, ABD sirkatin mi söylüyor? Evet, Türkiye’de bu konuda açılan davada sanıklar arasında kimler olacak? Fuller, Bharara ya da.. GöreceÄŸiz, Sarraf davasında, ilerleyen safhalarda Sibel Edmonds tanık olarak dinlenecek mi? Mahkeme FBI’dan FETÖ arÅŸivini isteyecek mi? Sahi, madem Ä°ran’la ilgili bir konuda ABD’de Türkiye aleyhine dava açıyorsunuz, peki neden Ä°ran ile, Rusya ile, Çin ile ilgili dava yok.

Bu dava hukuki olmaktan çok siyasi bir dava. Bakalım, CIA’nın FETÖ’cü dostları bu iÅŸleri kotarırken, Türkiye’de yargı ve istihbaratın elindeki bilgi ve belgeler açıklanırsa, ABD basını, iktidarı muhalefeti ile siyaseti, STK’ları, patronlar o zaman ne yapacaklar?

Dikkat ederseniz, 12 Eylül, 28 Åžubat davalarında iÅŸin ABD boyutu hiç gündeme getirilmedi. Oysa bu ülkede çocuklar bile bilir ki, ABD’nin olmadığı hiçbir darbe olmamıştır. 12 Eylül öncesi Lockhead olayını da biliyoruz. Bütün pis olayların içinde ABD vardır. Ama hep bunların üstü örtülür.

Bu Sarraf davası, umarım bu dosyaların açılması için bir vesile, basamak teşkil eder.

Bakın FETÖ ne kadar ABD, CIA, NATO ise, BÇG de o kadar ABD, CIA ve NATO’dur. O kadar Ä°ngiltere, o kadar Almanya’dır.

Geçen gün, 1990 sonrası soÄŸuk savaşın ardından yaÅŸananları yazdım. Aynı konuda internetten bir mesaj aldım konuyla ilgili. O mesajda özetle deniyordu ki; yıl 1993, UÄŸur Mumcu, eroin, silah, terör, Derin Devlet, PKK iliÅŸkisini, bu iÅŸin uluslararası baÄŸlantılarını, Ä°srail’in bu kirli plandaki rolünü araÅŸtırıyordu. Sonunda aradığını buldu ve çok önemli bilgilere ulaÅŸtı. UlaÅŸtığı bilgileri paylaÅŸmak için Çankaya Köşkü’nü aradı. Özal ile görüşmek istiyordu. Görüştü de. Özal duyduklarına inanamadı, Mumcu’nun sözünü kesti ve “EÅŸref Bitlis PaÅŸa ile görüşün ve birlikte yanıma gelin” dedi. UÄŸur Mumcu, telefonu kapattı ve hemen Jandarma Genel Komutanı EÅŸref Bitlis’i aradı. PaÅŸa, konunun önemli olduÄŸunu anlamıştı, fakat Ankara dışındaydı. Döner dönmez görüşmeyi gerçekleÅŸtireceklerini söyledi. UÄŸur Mumcu konuyu paÅŸaya anlatırken, Turgut Özal da konuyu danışmanı Adnan Kahveci’ye paylaÅŸtı. UÄŸur Mumcu’nun Özal ile yaptığı telefon görüşmesinden sonraki 4 ay içinde 4 isim de hayatını kaybetti. Bu iddiaların araÅŸtırılıp, soruÅŸturulması, bu dosyaların yeniden açılması gerek.

24 Ocak 1993 günü, Ankara bir bomba sesi ile uyandı. Bu bir “uyarı” idi. Mumcu tehlikeli bilgilere ulaÅŸmıştı. Kısmetim, NATO tatbikatına giden denizaltı ile taşınan önemli kargo, Akdeniz’deki sahil muhafazanın kirli trafikteki yeri vs. Bulgaristan baÄŸlantılı silah ve uyuÅŸturucu trafiÄŸi, Ä°srail’in bu iÅŸlerdeki rolü gibi cansıkıcı konular.

Biliyorsunuz UÄŸur Mumcu’nun aracına bomba konulmuÅŸ, patlayan araçta Mumcu hayatını kaybetti. Bu saldırı Müslüman çevrelere yıkılmaya çalışıldı. Bir taÅŸla iki kuÅŸ vurarak hem kendi cinayetlerini gizlemiÅŸ, hem de suçu bir baÅŸkasına yıkmış olacaklardı. Hrant Dink olayında da aynı oyun oynanmadı mı? Mumcu suikastından 12 gün sonra Adnan Kahveci trafik kazası süsü verilmiÅŸ bir cinayete kurban gitti. (5 Åžubat 1993). Adnan Kahveci’den 12 gün sonra, EÅŸref Bitlis paÅŸanın helikopteri düştü ve hayatını kaybetti. EÅŸref PaÅŸa, ABD güdümündeki Çekiç Güç’ün ülkeyi terk etmesini istiyordu ve PKK sorununun çözümü için Özal’a bir mektup yazmış, CumhurbaÅŸkanına bazı bilgiler de vermiÅŸti. O zaman da ABD, PKK’ya silah, gıda, teçhizat ve her türlü lojistik saÄŸlıyordu. Onun için Bitlis PaÅŸa “müttefikimiz” Amerika tarafından sevilmiyordu. 

Turgut Özal arkası arkasına meydana gelen saldırılardan sonra panikledi. Tehlikeli bir oyun oynanıyordu. Mumcu, Kahveci ve EÅŸref PaÅŸa suikastları ile “kızım sana söylüyorum, gelinim sen dinle” kabilinden bir mesaj verilmiÅŸ ve topluma korku salınmıştı. Sonuçta Özal yalnızlaÅŸtırıldı.

Özal daha önce uyarılmıştı. 8 Haziran 1988 günü Anavatan Partisi’nin olaÄŸan genel kongresinde özel eÄŸitimli bir tetikçi tarafından parmağından vurulmuÅŸtu. EÅŸref Bitlis’in ölümünden 2 ay sonra Özal ani bir ÅŸekilde hayatını kaybetti. Vefatından önce Özal 1993’te Irak’taki Kürt sorunu ve PKK sorununu çözmek için bir kongre toplamak için önemli bir proje üzerinde çalışıyordu. Daha sonra yapılan akil adamlar heyeti gibi, halkı dinlemek, konuyu çok yönlü tartışarak bir çözüme ulaÅŸmak istiyordu.. Bunu uygulamaya koymaya hazırlanıyordu. Bu sorunu çözmeden Türkiye’nin önünün hep kapalı kalacağını görüyordu. Terör lobisi harekete geçti ve gereken yapıldı.

Açılan davaların hiçbiri sonuçlandırılamadı. ANAP kongresindeki saldırganla ilgili soruÅŸturmadaki gibi hiçbir sonuca baÄŸlanmadan dosya kapatıldı. Ã–zal’ın vefatından bir hafta sonra PKK Türkiye’deki en büyük eylemlerinden birini yaptı. Bingöl-Elazığ karayolunu kesen PKK’lılar asker taşıyan 2 otobüsü durdurup 33 askeri ÅŸehid etti. Böylece ABD, NATO, AB içinde gizlenen uluslararası derin yapı bu ÅŸekilde tehdit dolu mesajını da verilmiÅŸ oluyordu: “Milli kararlar alıp uygulayamazsınız! KurduÄŸumuz oyunları bozamazsınız!”

Susurluk, 21 Kasım 1999’da hayatını kaybeden Bedri Ä°ncetahtacı’yı ve daha birçok failimeçhul cinayeti, Sivas’ı, BaÅŸbaÄŸlar’ı zikretmiyorum bile. Birileri bu ülkenin çocuklarının kanları ve gözyaÅŸları üzerinden kendilerine iktidar ve servet üretmek istiyor. Bu büyük fotoÄŸrafı görmeden bu iÅŸin üstesinden gelemeyiz. O zaman büyük fotoÄŸrafı doÄŸru masaya koymak için MÄ°T, Emniyet, Genelkurmay, Jandarma elindeki bilgi ve belgeleri masaya koymalı. YaÅŸayan tüm DışiÅŸleri, İçiÅŸleri Bakanları, Genelkurmay baÅŸkanları, MÄ°T ve Emniyet Ä°stihbarat ÅŸefleri, bu konu ile doÄŸrudan ve dolaylı olarak bilgi sahibi olması muhtemel herkesle, yargı mensupları, MGK üyeleri masaya oturmalı..

Sarraf pazarlık sonucu yalancı ÅŸahitlikle kendinin kurtulacağını sandı. Birileri de akıllarınca bu ÅŸekilde ErdoÄŸan, AK Parti, Türkiye’yi köşeye sıkıştıracaklardı. PYD bir yandan CHP öte yandan, olmadı iÅŸte. Silo’nun itirafları ile bütün planları altüst oldu. Åžimdi köşeye sıkışan ABD oldu. Bundan sonrasını ABD ve FETÖ düşünsün. Sarraf’a gelince, cahil çocuk, ABD’den korkusundan onlara yalancı ÅŸahitlik yapıyorsun da, Türkiye’nin bundan sonra sana yapabileceklerini hiç mi düşünmedin. El mi yaman, bey mi, ÅŸimdi düşün bakalım.. Benden söylemesi. Selam ve dua ile.. 

kaynak. Yeni Akit

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.