Sosyal Medya

Makale

Kadın erkeği, erkek kadını neden yanlış anlar

Kadın erkek iliÅŸkileri konusunda bizim de fahiÅŸ hatalar yaptığımız açık. İslam’ın sabiteleri ile deÄŸiÅŸkenlerini, Batıdan, kültürden ve gelenekten aldıklarımızla İslami olanı her zaman birbirinden ayıramayabiliyoruz. Sınırsız özgürlük yanlılarının kendi hayat tarzlarına dokunulduÄŸunda dindarlara ve tesettürden söz edenlere sataÅŸmaları da aslında Allah’ın bize bir uyarısı sayılabilir. Tekrar düşünün, bildiklerinizi gözden geçirin, belki siz de yanlış yapıyor olabilirsiniz diye. O halde bu konuları yeniden ve usulüne uygun olarak gözden geçirmeliyiz. Hukukta ‘usul esastan önce gelir’ diye bir kural vardır. Yani siz savunduÄŸunuz doÄŸruları usulüne uygun olarak savunamazsanız davanız dinlenmez, kabul görmez demektir. Hatta esastan görüşeceÄŸimiz durumlar bile olabilir.

Åžu bilinenlerden baÅŸlayalım: Kadın erkek iliÅŸkilerindeki sınırların hassasiyeti Hz. Âdem’le baÅŸlamış, kıyamete kadar devam edecek. Burada dengeyi bulabilmek, hukuka tecavüz etmemek, adil olmak dünya imtihanının en zor konularındandır. Meseleyi çok iyi bilmeyi gerektirir. Kadını da erkeÄŸi de tanımayı, birbirlerine göre konumlarını, kabiliyetlerini, haklarını ve sorumluluklarını, belki bundan da önce insanı tanımayı gerektirir. Ama bütün bunların yanında önce insanın, sonra kadının ve erkeÄŸin haklarını ve sorumluluklarını kimin belirleyeceÄŸi, uygulanıp uygulanmadığını kimin takip edeceÄŸi de ayrı bir meseledir.

Tam bu nokta da bir örnek olarak ÅŸu hadisi ÅŸerife ve nasıl yanlış anlaşıldığına da bir deÄŸinelim: ‘Benden sonra ümmetimin erkekleri adına en korktuÄŸum fitne kadınlardır’ (Buhari, Müslim). Müslüman erkekler bunun suçunu bile kadınların sırtına vurabilmiÅŸlerdir. Ötekiler de onların söylediÄŸine istinaden bakın, İslam kadını nasıl fitne olarak, zararlı bir varlık görüyor diye saldırmışlardır. Oysa bunun anlamı ÅŸudur: Benden sonra erkeklerin kaybedecekleri en önemli imtihan kadın konusudur. Erkek kadına hakaret edecek, ÅŸiddet uygulayacak, haksızlık edecek, mirastan hakkını vermeyecek ve kadınlara karşı iffetini korumayıp zinaya düşebilecektir. Korkulan budur. Hatalı anlayışımız ‘fitne’ kelimesinin bizdeki kullanılışından kaynaklanır. Oysa ‘fitne’, üstesinden zor gelinebilen imtihan demektir. Yani kadın erkeÄŸin, kazanılması zor bir imtihandır.

Eğer kadın ve erkeğin hak ve sorumluluklarını belirlemek, sizin bizim gibi insanlara bırakılırsa herkesin kendini merkeze alarak konuşacağını söyleyebiliriz. Erkeğe bırakılırsa kadının hukukunu çiğner, kadına bırakılırsa, radikal feministlerde olduğu gibi erkeği zaten yok sayar. Çünkü insan önce kendi nefsini düşünür ve insan için mutlak anlamda objektif bilgi olamaz. O halde ne yapacağız?

Ya çok zeki insanlara ya da Allah’a, O’nun kontrolündeki bir akla, yani fetanete sahip peygamberlere soracağız. Zeki insanlara soracaksak en zeki insanlar filozoflardır. Buracıkta zekâyı akıldan ayırdığımıza da dikkat çekmiÅŸ olalım. Ama filozofların temel özellikleri hep farklı ÅŸeyler söylemeleridir. Dolayısıyla onların bu konuda da ittifak edecekleri beklenemez. Hatta benim gibi merak edenleriniz olursa filozofların kadın için neler söylediklerine bir baksın. Göreceksiniz ki, onların kitabında, deÄŸil kadının hukuku, kendisi bile yoktur. Demek ki, kadını özellikle de filozoflardan öğrenemeyiz. Ayrıca burada modern insanın bir paradoksu da vardır; hem bu tür meseleleri aklımızla halletmeye kalkışıyoruz, hem de o kadar da çok akıllı olanlara, filozoflara sormayalım diyoruz. Çünkü onların söylediklerini okuyunca böyle demek zorunda kalırız. Aslında bu durum onların diÄŸer söylediklerine de şüpheyle bakmamızı gerektirir.

Kısaca bu iÅŸi akılla zor çözeriz. En iyisi kadını da erkeÄŸi de onu yaratana sormaktır. O zaman da karşımıza o yaratanın ve O’nun adına elçisinin söylediklerini doÄŸru anlama meselesi çıkar. Belki bu anlamada da ittifak edilemeyebilir, ama en azından iÅŸin aslına yaklaşılır, ya da aslının etrafında dolaşırız. Hiç olmazsa ittifak edilenleri esas alırız.

Bizden önceki semavi dinlere bakmanın da faydası olabilir. Bakalım Kitab-ı Mukaddes kadın konusunda neler söylüyor diye. Ancak buradaki ölçünün ÅŸu hadisi ÅŸerif olduÄŸunu da unutmayalım: ‘Ehlikitabı ne tasdik edin ne de tekzib edin, biz Allah’a ve O’nun bize indirdiklerine inanıyoruz deyin o kadar’ (Buhari). Çünkü eÄŸer onlar tahrif edilmiÅŸ olmasaydı İslam gelmiÅŸ olmazdı. Bu sebeple göreceÄŸiz ki, ÅŸu anda elde bulunan Kitab-ı Mukaddes de kadın için filozoflardan daha iyi ÅŸeyler söylüyor deÄŸildir. Devam edeceÄŸiz.

Not

DeÄŸerli tarihçi Mustafa ArmaÄŸan’ın geçmiÅŸte yaÅŸananları araÅŸtırmak gibi azim bir hatası sebebiyle hapis cezası almış olması, sistematik saldırının bir zaferi olarak görünüyor. Bu saldırıları da, düşünceye ceza verilmesini de ÅŸiddetle kınıyoruz.

kaynak: Yeni Åžafak

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.