Sosyal Medya

Makale

Şu ‘sürüneceksin’ hikayesi

Haber Cumhuriyet’te çıktı. (20 Ekim 2016) CHP İstanbul milletvekili Mehmet BekaroÄŸlu Silivri cezaevinde tutuklu gazetecileri, bu arada Ali Bulaç’ı ziyaret ediyor. Ali Bulaç BekaroÄŸlu’na yaÅŸadıklarını anlatıyor. İfadesi alınırken içeri giren bir polisin kendisine “ağır ÅŸekilde hakaret ettiÄŸi”ni, “Ali Bulaç daha çok sürüneceksin. Sen Ahmet TaÅŸgetiren gibi hareket etmedin. Bak o nerde sen buradasın. Reisin kadrini bilemediniz, iyiliÄŸini, dürüstlüğünü bilmediniz. Åžimdi burada, bu yaÅŸta, bu ÅŸekilde sürünüyorsun, daha da sürüneceksin” dediÄŸini naklediyor.

Bu haberi o gün okudum. Yazayım mı yazmayayım mı tereddüt ettim. Ama dün Pensilvanya’dan bir video kaydı kondu internete. FG, bu haberden yola çıkarak bir ÅŸeyler söylüyordu. Artık yazmak vacip oldu.

FG’nin sözleri şöyle:

“Ali Bulaç, içeriye girmiÅŸ, SS’lerden bir tanesi gitmiÅŸ ona demiÅŸ ki: “Yahu ne diye buraya geldin girdin, sen de o göbekli adam gibi böyle deseydin, bunlara sövseydin, ‘...’ın yanında yerini alsaydın hiç buraya girmeyecektin. Bak adam ne güzel gül gibi, oradan alıyordu 1000 buradan alıyor 
10 bin böyle gül gibi yaşıyor iÅŸte... DoÄŸru, dünyaya tapanlar için, ahirete inanmayanlar için, Allah dediklerine bile inanmayın, alla diyordur onlar.. İnanmayın katiyen... Namaza dedikleri zaman, baÅŸka bir ÅŸey kastediyorlardır... Çünkü genleri böyle yalana, iftiraya, tezvire, ihanete kilitlenmiÅŸ insanlar bunlar... O babayiÄŸitlik yapmış orada medreseyi yusufiyeyi tercih etmiÅŸ, öbürü ahiretini karartmış dünya adına, halayikliÄŸi tercih etmiÅŸ, halayikliÄŸi tercih etmiÅŸ, kapı kulu olmayı tercih etmiÅŸ...”

Önce ÅŸunu söyleyeyim: Ali Bulaç’la, zaman zaman farklı düşüncelerimiz olmuÅŸtur. Farklılıkların bir bölümü Hükümete yönelik tavırda sergilenmiÅŸtir. Benim de Hükümete yönelik eleÅŸtirilerim oldu ama Ali Bey belki daha kategorik durdu. Ali Bulaç Zaman’da yazıyordu ama o yapının içinde midir, hayır. Sert eleÅŸtirileri o yapıyı desteklemek anlamına mı gelir, bence hayır. Bu sebeple tutuklanmasını, tutukluluÄŸunun devam etmesini doÄŸru bulmuyorum.

Gelelim diÄŸer konuya.

O polis kimdir, böyle bir şey söylemiş midir, Bekaroğlu olan biteni doğru nakletmiş midir, bence bütün bunlar soru.

DoÄŸru olan ÅŸu: Ben bir tarihten sonra Bugün gazetesinden, ayrıldım, Aksiyon’daki yazılarıma ve Burç FM’deki yorumlarıma son verdim. Ayrıca oralarda yazarken - konuÅŸurken de, yanlış giden ÅŸeyleri hem yazılarımda hem yüz yüze konuÅŸmalarımda ilgililere ifade ettim. Üstelik bunu, o hareketin heba olmaması hassasiyetiyle yaptım. İlk yazdığım yazılarda bir uluslararası odağın, Ak Parti ve Hizmet hareketi gibi iki büyük yapıyı birbirine vuruÅŸturarak, her türlü sonuçta islami geliÅŸmelere darbe vurmayı hedeflediÄŸini yazdım.

Eğer benim gösterdiğim hassasiyet kadar o yapının her kademedeki insanı da hassasiyet gösterseydi, bugün başlarına gelen gelmezdi.

“Tayyip ErdoÄŸan’ı gözünüze kestirdiniz, Amerika’yı, İsrail’i, Avrupa’yı arkanıza aldığınızı düşündünüz ve harekete geçtiniz” dedim.

Anlamadılar. Anladılarsa bile neticeden emin olduklarına inandılar. Bugünlere gelindi.  

Ali Bulaç orada yazmaya devam etti. Ne diyebilirim, olan biteni okuyabilecek bir insandı, demek baÅŸka türlü okudu.

FG’nin sözlerine gelince... O çok utanç verici. Çok iÄŸrenç. O bir Ali Bulaç güzellemesi deÄŸil. O bir çamur deryası. Zift püskürtüsü. Onlar 1000 veriyormuÅŸ da, ben 10 bin verildiÄŸi için baÅŸka yere geçmiÅŸim. Külliyyen yalan. Bu ifadelerden, ilk gazete deÄŸiÅŸtirdiÄŸim günlerde çıkan o “50 bin dolar aldı...” bilmem ne yalanları da Pensilvanya merkezliymiÅŸ sonucu çıkıyor. Yalanı su gibi içen bir “H. Efendi” öyle mi?

Öteki sözler... “... Göbekli adamdünyaya tapan, ahirete inanmayan, genleri yalana, iftiraya, tezvire, ihanete kilitlenmiÅŸ olan... ahiretini karartmış, kapı kulu olmayı tercih etmiÅŸ...”

Ne diyeyim? Onu Allah’a havale ediyorum. Ahiret’te karşılaşırız mutlaka.

Eminim ona, bir mü’mine küfür isnadının ve bunca insan Türkiye’de baÄŸlılığın bedelini öderken, Pensilvanya’dan sırtını Amerika’ya dayayıp esip savurmanın hesabı da sorulur.

“Göbekli adam” Ã¶yle mi? Demek artık kimya bozulması fiziki özellikler üzerinden çamur atma noktasına kadar getirdi. Yazık. 

Klinik boyut derinleÅŸiyor.

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.