Sosyal Medya

Makale

Paralel bir din

Paralel devletten daha tehlikeli olan Paralel bir din ihdası gayretleridir ve bu konu yeni bir plan da deÄŸildir. Kur’an-ı Kerim’i deÄŸiÅŸtiremeyince onun anlamını deÄŸiÅŸtirmeye çalıştılar.

Laiklik ve sekülerizm dinden uzaklaÅŸtırma projesi idi, dini ekonomik, sosyal siyasal hayattan tecrid ederek, bireysel planda vicdanlara, toplumsal planda vicdanlara hapsedeceklerdi. Din ritüel ve seremonilere indirgenecektir.

Ä°slam’a bir yeni bir Saul (Nam-ı diÄŸer Pavus. Hristiyanlığın kurucusu)aradılar olmadı. Yeni bir Luther, Calvin aradılar olmadı.. Kur’an-ı Kerim’i ya “bir ölünün toprağına okunup üflenen” ya da duvara asılıp muhtevasından habersiz saygı duyulan bir ikon haline getirmeye çalıştılar.

Sonra âyetleri parça parça ettiler.. Sufi’lerin, Åžiilerin, Selefi’lerin, Laiklerin ayrı ayrı kitapları oldu. Sonra iÅŸi gücü bırakıp birbirlerini tekfir etmeye, birbirleri ile savaÅŸmaya baÅŸladılar. Allah’ın emrine riayet etmezsen haram, resulün sünnetine uymazsan mekruh, bunlar gibi düşünmezsen dinden çıkartsın. Onlardan yana deÄŸilsen “Yezid” diye, “Åžeyhi olmayanın ÅŸeyhi Åžeytan” diye, “Müşrik” diye keserler adamı.. Oysa ehli Suffe de bizim,Selef-i Salih’in geleneÄŸinden gelenler de, Ali Åžiası da bizim.

Cahillik” diyorsun, profesör diye karşına YaÅŸar Nuri’leri, Zekeriya Beyaz’ları çıkartıyorlar..

Topyekûn saldırıya geçtiler. Biri çıkıyor Kur’an-ı Kerim’in tarihselliÄŸinden söz ediyor. Öteki meali adeta âyetle özdeÅŸ hale getiriyor. MüteÅŸabih âyetleri kendi zannı ile yorumlayıp istihracını muhkem nas gibi takdim ediyor. Biri Ebced hesabı ile ezoterik yorumlar yapıyor, bir baÅŸkası âyetlerin sembolik anlamları olduÄŸunu söylüyor ve çok farklı anlamlar yüklüyor âyetlere. Öteki çıkıyor Hz. Peygamberi “emekli” ediyor, hadisleri görmezden geliyor. Öteki nerede ise, peygambere ulûhiyet isnat edecek, uydurma hadisleri muhkem nas yerine koyuyor. Nebevi sünneti hariç de tutarsanız namazın vaktini ve ÅŸeklini bile ÅŸaşırırsınız, aynı ÅŸekilde her hadis zannedileni sahih sayarsanız da aynı durum çıkar ortaya. Åžiiler Hz. Ali’den itibaren “12 masum imam” anlayışı ile onların sözlerini de hadis kabul ediyor.

Mehdi ile ilgili hadisler uydurma mı, yoksa tevatür yoluyla mı geldi. Bu konuda âyet var mı, yoksa nasıl iman konusu oluyor.

Zaten Sünni dünyada da baÅŸladı, 3’ler, 7’ler, 40’lar derken, birileri Cebrail’e bile ihtiyaç duymadan Sidre-i Münteha’ya çıkıp Allah azimuÅŸÅŸan ile sohbete baÅŸladılar (!?) Kimi Mesih’i bedeninde taşıyor, kimi kendini sahabilerden üstün sayıyor. Bırakın sahabileri, alimliÄŸi kendinden menkul birileri “Ben-i Ä°srail peygamberlerinden üstün” olduÄŸunu iddia ediyor. Hz. Musa, Hz. Ä°sa da, Hz. Davud da, Hz. Yusuf, Hz. Süleyman, Hz. Eyyüb, Hz. Lut, Hz. Salih de Ben-i Ä°srail peygamberi deÄŸil mi? Hz. Muhammed (SAV)’a kadar Hz. Ä°brahim’den sonra Yakub soyu aynı soy..

Herkes kendini “Fırka-i Naciye”den sayıyor, ötekileri tekfir ediyor. Herkes herkesin her hatasını görüyor, ama kendi lideri, örgütü, ÅŸeyhini masum kabul ediyor.

Böyle bir Müslümanlık yok.

Artık birileri uçmaya baÅŸladı. Kimileri Kur’an-ı Kerim’in dışında kendilerine yeni bir kitap daha buldular.. “Fatıma’nın Kur’an’ı” nasıl bir ÅŸey. Hz. Peygambere “Miraç”da Sidre-i Münteha’dan, baÅŸka bir kitap, bilgi, mesaj aldı mı, verildi mi, getirdi mi? “Ä°sra” ile “Miraç” aynı ÅŸey mi, ayrı ÅŸeyler mi? O alınan bilgi kime verildi. Hz. Ebubekir’e mi, Hz. Fatıma’ya mı, Hz. Ali’ye mi? Haydi çıkın iÅŸin içinden çıkabilirseniz. Silsile-i Meratip yoluyla gelen bir bilgi ya da soy bağı var mı, hakikatin kaynağına ulaÅŸmak için..

Kimsenin usulü tefsir, usulü hadis, usulü fıkıh okuduğu yok maalesef.. Birileri kendi içtihadı ile başkalarını tekfir çabasında. Kendilerini İlah ve Rab ilan ettiklerinin farkında bile değiller.

5 düzineye yakın kendine “cemaat” diyen topluluk var.. Tabii çoÄŸu kendi dışındakini reddediyor. Bir düzine nurcu var. Allah’a, Resule, Kitaba kendi yorumuna çağırıyor insanları. Vahdetin adresi olarak kendini gösteriyor. Cemaat milliyetçiliÄŸi yapıyorlar. Her ÅŸey onlar için, onlara göre, onlar tarafından. Kendileri dışındaki herkes batıl yolda.

Paralel devlet durduk yere çıkmadı.. Bu bataklıkta boy verdi bu sapkınlık.. Düne kadar bir çok kiÅŸi bu “dine karşı din”in “Paralel din”in yanında durdu.. Devlet kendini bu çeteden arındırmaya çalışıyor, peki ya insanlar aklını ve nefsini bu Paralel dinden arındırabilecek mi?

Yeni dalgalara hazır olalım.

Yarın Mescid-i Aksa’ya saldırırlarsa ne yapacağız?

ABD yeni bir Mehdi’yi piyasaya sürerse ne yapacağız?

Sufi, Selefi, Åžii tartışması bugünden yarına bitmeyecek. DAEÅž bitmeden “HeÅŸdi ÅžaÄŸbi” çıktı. Yemen’de Husi’ler aynı ÅŸekilde terör estiriyor..

Mali’deki Sufi-Vehhabi çatışmasının neye malolduÄŸunu konuÅŸmadık daha..

Boko Haram’ı, Somali’de terör estiren grupları konuÅŸmadık. KonuÅŸacak çok ÅŸey var.. Ama sabırlı olmamız gerek. Birbirimize tahammül etmeyi öğrenmemiz gerek. Bu tekfirci anlayıştan vazgeçmemiz gerek. Din büyüklerimizi Ä°lah ve Rab, mezhep ve tarikatlarımızı din edinmekten vazgeçmemiz gerek.. Allah’a, Resule ve Kitaba iman edenleri “ihvan” bileceÄŸiz. Ä°ttifak ettiÄŸimizde birlikte hareket edecek, ihtilaf ettiÄŸimizde birbirimizi mazur göreceÄŸiz. Aramızda istiÅŸare ve ÅŸura ile hareket edeceÄŸiz. Bu dünyada tartışıp durduÄŸumuz ÅŸeylerin hakikatini Allah öbür dünyada bize gösterecek.

Paralel devlet, ne ilk ne de son komplo.. Sabırlı olalım. Allah’a dayanalım, sa’ye sarılalım, hikmete ram olalım. Kafamızı kiraya vermeyelim. Ve bilelim ki, biz kendimizi deÄŸiÅŸtirmeden Allah’ın bizim hakkımızdaki hükmü deÄŸiÅŸmeyecektir. Selam ve dua ile.. 

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.