Sosyal Medya

Makale

Kıyamet Kopacak!

Bugün kıyameti Müslümanların başında koparmak isteyenler var…

‘GüneÅŸ dürülecek, yıldızlar dökülecek, daÄŸlar yürütülecek, denizler taÅŸacak, kaynatılacak, kiÅŸi en sevdiÄŸi ÅŸeyi terk edecek ve nefisler birleÅŸtiÄŸinde hangi zulmü yaptığınızın hesabının açık bir ÅŸekilde sorulacağı gün gelecek’ (anlam aktarımı olduÄŸunu hatırlatmama gerek yok).

Bir kıyamet sahnesine hazırlık yapılıyor. Ve bu hazırlık Ä°slam CoÄŸrafyasının kalbinde gerçekleÅŸtiriliyor. Sahneye,bu ümmete hainlik edenlerin maÅŸa olarak kullanıldığı örgütler sürülüyor. Ve böylece Müslümanların birbirlerini mezhep adına öldürdüklerini, kanlarını döktüklerini ve etlerini lime limeettiÄŸini algılara sunuyorlar. Ve bütün bu hesaplar potansiyel bir güç olan Ä°slam’ın Batı düşüncesi karşısında yenilgiyi tatmasınıbaÅŸarmakistiyorlar.

Bu temel tezi göz ardı eden her yaklaşım, siyasi bakış ve ulusal yarar ancak bu ateşe odun olmaya layık olacaktır. Ya da her stratejik yorum ve taktik oyunlar bu ateşe körük olacaklardır.

Meselenin özü ÅŸu; küresel emperyalist yapılar, hala batılı deÄŸerlere direnen bir Müslümanlar deÄŸil, potansiyel güç olan Ä°slam’a yönelik bir planlama yapıyorlar. Bu planlama gereÄŸi, ‘Ilımlı Ä°slam’, ‘Sivil Demokratik Ä°slam’, ‘Seküler Ä°slam’, ‘Geleneksel Ä°slam’, ‘Modern Ä°slam’ vs. ile Ä°slam’ı ve Müslümanları içerden kuÅŸatmak ve onların direncini kırarak modernliÄŸin kültürel baskısına boyun eÄŸmelerini istiyorlar.  Bu yüzden içerden devÅŸirdikleri adamları, dışarıdan gönderdikleri adamları ve her türlü gücü kullanarak bu meselenin çözümüne yönelik arzularını dile getirmekten imtina etmiyorlar. Çünkü bütün kültürler boyun eÄŸmiÅŸ durumda… Hint, Çin, Rusya, Sosyalizm vb. her türlü kültürü alt ettiler. Ama Ä°slam taşıdığı potansiyel gücü ile karşı koymaya devam ediyor. Ve sürekli büyüyerek varlığını izhar ediyor. Birçok siyasi geliÅŸmeyi bir düzlem üzerinden okumaya ihtiyaç vardır.

Uzun zamandır bir Åžii- Sünni çatışmasından bahsediliyor ve pazarlanıyor. KâhdoÄŸrucu davranma adına konu gündeme taşınıyor, kâhbir operasyonel tutum olarak algı mühendisliÄŸi baÄŸlamında gündeme geliyor. Asıl tehlike ise Müslüman gibi görünüp diÄŸer Müslümanlara yönelik ÅŸiddeti pazarlamak ve bu konuda kendi paralı askerleri ya da satın aldıkları lider kadrolar üzerinden Ä°slam’ın asla kabul etmeyeceÄŸi ahlaki davranışlar üzerinden Ä°slam’ı karalamanın bir yolunu bulma ve böylece algı mühendisliÄŸini baÅŸarıya taşıma çabası… Bunun yetmediÄŸi zeminde karşıt bir grup daha oluÅŸturarak bunların birbirlerini yemelerini ve onları medya üzerinden servis ederek Åžiiler nasıl Sünnileri kesiyor, yâda Sünniler nasıl Åžiileri kesiyor teraneleri eÅŸliÄŸinde bu algı operasyonunu derinleÅŸtirmek istiyorlar. Bu arada da tabii ki kendi siyasi ve stratejik çıkarlarını elde etmenin bütün imkânlarını devÅŸirecek siyasal vasatlar oluÅŸturmaktan da vazgeçmiyorlar.

OrtadoÄŸu’da yaÅŸadığımız bu tarihsel günlerde bunun örneklerini çoÄŸaltabiliriz. Fakat bunun alt yapısı medeniyetler çatışması tezinden rücu ederek medeniyet içi çatışma tezine yönelmeleridir. Bunu unutmadan siyasal yorumlar yapmamız gerekir. Meseleyebu çerçeve içinden baktığımızda kimin hain ve kimin hain olmadığı açıklık kazanacaktır.

Siyasi olarak kim bu mezhep savaşının yanında yer alıyorsa; buna propaganda gücü ve söylem üstünlüğünü saÄŸlama konusunda verilen destek de dâhilgönüllü ajanlığını yapanlar,ve her türlü mezhebi kışkırtmayı yapmayı kendilerine vazife ilan edenler ile birlikte bu mezhebi kavgaya karşı olanlara ‘sen mezhebi kavgayı istiyorsun’ diyerek saldırı yapanlar da dâhildir.

Biz çok safça şunu söylemek durumundayız: kim haksız bir şekilde birini suçluyorsa ve karşı tarafa destek sağlıyorsa; yani onların algı ve siyasi operasyonlarına yönelik desteğini veriyorsa onlar açıktır ki haindirler. Bu hainliklerinin sebebinin birinin cehaletleri olması beklenebilir, ancak daha çok kendi küçük çıkarlarını sağlamakla ilişkili olacağını söylemek daha makuldür sanırım.

Çok olağanüstü bir dönemden geçiyoruz. Sosyal medya da bilerek veya bilmeyerek herhangi bir haberi veya mezhep savaşını kışkırtacak bir olguyu paylaşmak ve doğruluğunu dikkate sunmadan o işe soyunmak tehlikeli ve bir o kadar da sorunlu bir yaklaşımdır. Sorumluluğu üstlenmemektir ve sonuçlarına katlanacağını düşünmemekle eş değerdir.

Bir Müslüman bilmeli ki yazının ilk satırlarında dile getirdiÄŸimiz kıyamet er veya geç kopacak ve orada ayrıntılı bir hesabı vereceÄŸiz ve bu hesabı verme ÅŸuuru bize davranışlarımıza yön vermelidir. Yani Kitab’ınifadesi ile sormalıyız: ‘Bu yöneliminiz nereye/ fe eyne tezhebun’? Bu soru her kiÅŸinin vicdanına sorulması gerekli olan bir sorudur. Ve hiç kimse bu sorudan kaçamaz!

O zaman adı DAÄ°Åž veya HaÅŸdi Åžabiolan örgütler içimize sokulan hançerlerdir ve dışarıya aittir. Tavır ve davranışları Müslümanlıkla yakından uzaktan alakalı deÄŸildir. Bunun ilan edilmesi ÅŸarttır.

Veya emperyalizmin kucağına oturarak onun vereceÄŸi makam, mansıp veya ekonomik refah üzerinden bu tuzaÄŸa düşenleri de aÅŸikârkılmak boynumuzun borcu olmalıdır. DoÄŸrucu Davut ayaklarına yatarak hiç kimse kendini saklayamaz. ‘Ama Müslümanlar da birbirini kesmesin’ demekle kimse kendini kurtaramaz. Bu oyun büyük bir oyun ve ancak büyük düşünen ve kendi çıkarını milletin çıkarının üstünde görmeyen büyük insanlar tarafından bozulacaktır. Gün kimin küçük adam olduÄŸu ile büyük adam olduÄŸunu görme günüdür.

Bize kurulan bu kıyamet senaryosunu boşa çıkarma görevimiz ve sorumluluğumuz içindedir. Dolayısı ile kim bu ateşe odun atıyorsa bize ihanet etmiştir. Kim olduğu, hangi mezhepten olduğu, hangi ırka mensup olduğu önemini yitirir. İhanet ihanettir. Bu yüzden her şeyimizi yeniden düşünmek ve davranışlarımıza bu şuur üzerinden yön vermek zorundayız. Hesap gününü unutmadan, mahşeri vicdanda yargılanmadan yol almalıyız. Ahlakı öncelemeli ve dürüstlüğü şiar edinmeliyiz. Günaha günahla, kötülüğe kötülükle cevap vermek imanın şiarı değildir.

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.