Sosyal Medya

Makale

Olacağı buydu..

Cenevre baÅŸlamadan bitti gibi.. Türkiye’ye raÄŸmen, Türkiye’nin desteklemediÄŸi bir çözüm önerisinin hiçbir ÅŸansı yok. Bunu görmek gerek. 

Cenevre’de Türkiye’ye raÄŸmen PYD’nin kendi başına katıldığı bir buluÅŸma, dostlar alışveriÅŸte görsün kabilinden, yetersiz, tutarsız, anlamsız bir buluÅŸma olacaktı, toplantı olsaydı. Beyefendiler toplanmışlar, yüzbinlerce sivilin ölümünden sorumlu olan bir rejimi deÄŸil de, bir baÅŸka terör örgütünü yanına alarak bir baÅŸka terör örgütü ile nasıl baÅŸedeceklerini konuÅŸmaya çalışıyorlar. Esed gitsin, meÅŸru bir hükümet kurulsun, Suriye zaten kendi iç meselesini çözer. Batılılar önce hasta edip, sonra ilaç satmaya çalışıyor sanki.

Batılıların asıl derdi, Esed’den önce, kendi örgütledikleri DAEÅž’den nasıl kurtulacaklarını, bu bahane ile PYD’ye nasıl destek vereceklerini konuÅŸuyorlar.. Tamam, buyurun her ÅŸeyi konuÅŸalım. DAEÅž’i de konuÅŸalım. Hatta bu DAEÅž’i kim nasıl örgütledi, bu bela başımıza nasıl ve kim tarafından, niçin sarıldı onu da konuÅŸalım.

Cenevre’de ortaya çıkan bir gerçek var aslında. Bu sonuç birçok açıdan önemli.. Mesela BM’nin geldiÄŸi nokta açısından son derece önemli bir durum bu.. ErdoÄŸan’ın “dünya beÅŸ’ten büyüktür” derken aslında anlatmaya çalıştığı buydu.  Dikkat ederseniz Rusya batı ile inatlaşınca, koskoca örgüt iÅŸlevsiz kaldı. Ne barışı koruyabiliyor, ne tecavüzü def edebiliyor.. 5 ülke BM ile ancak üzerinde ittifak ettikleri kendi çıkarlarını koruyabiliyor..

Bu arada Ä°ran batı ile yakınlaşırken Rusya ile arasına  mesafe koymak durumunda. Ä°ran petrolünün piyasaya arzı Rusya’nın canını sıkacaktır. Öte yandan NATO, AB ve AGÄ°T açısından da durum pek iç açıcı deÄŸil. Türkiye’ye yönelik bir terör tehdidi var, ittifak üyelerinden bazıları, o terör örgütüne silah, muhimmat, para desteÄŸi saÄŸlıyor. Dahası Cenevre’ye o terör örgütünün uzantısı olan bir örgütü davet etmeye kalkıyor. Cenevre konferansının baÅŸarısızlığının asıl sebebi bu. Türkiye de bu durumda dünyada kendini anlatacağı, kendini anlıyan yeni müttefikler arıyor ve buluyor..

Batılılar hâlâ “hayır diyebilen bir Türkiye”ye alışamadılar. “30 cente muhtaç yoksul ve hasta bir adam” gibi görmek istiyorlar.. “Ucuz asker deposu, sıçrama tahtası, oltaya takılan balık”. Ä°yi bir pazar sonuçta. Malum “oltaya takılan balık yem istemez”.

Bölgede, Türkiye’siz, Türkiye’nin kabul etmediÄŸi bir çözümün, baÅŸarı ÅŸansı yok..

“Kötü komÅŸu insanı kap-kacak sahibi yapar” derler.. Türkiye bu vesile ile eski dostlarının, yıllardır ihmal ettiÄŸimiz ülkelerin kapısını çalmaya baÅŸladı. Onlar da aynı ÅŸekilde, aynı sebeble bizim kapımızı çalıyorlar. Yeni dostluklar, yeni ittifaklar kuruluyor.. Bu yeni ittifaklar, yeni deÄŸerler üzerinde yükseliyor. Adalet, barış, özgürlük temelli yeni bir siyaset anlayışı hakim bu yeni yöneliÅŸlere.

Bu sürece katılacak ülkelerin de bu yeni duruma göre kendilerine çekidüzen vermeleri gerek. “Eski hal muhal, ya yeni hal, ya izmihlal.” Öyle mezhebi, tarikatı din zannederek, din büyüklerimizi ilah ve Rab edinerek bir yere varamayacağımızı görmemiz gerek.. Sünni de, Sufi de, Selefi de, Ehli beyt aşıkları da bizim. Hepsinin avamından, kendi dışındakileri tekfir edenlerden sakınmak gerek.. “Allah’ın emrine uymazsan haram, Resul’un sünnetine uymazsan mekruh, benim gibi düşünmezsen kafir olursun” ya da “kendine din ara” diyeceksin.. Bu sonuncusu olmaz. Aynı Allah’a, Resulüne ve kitaba iman edenler ihvandır. Kimse dine, mezhebini, tarikatını, devletini, siyasetini, ideolojisini, felsefi kanaatini, zannı olan ne varsa onu eklemesin ya da dinden bir ÅŸey çıkarmaya kalkmasın. Sonra kiÅŸi, eklediÄŸi ve çıkardığı ile baÅŸ baÅŸa kalır ve din aradan çekilir.. Dini Allah’a has kılacağız. Mali’de, Yemen’de, Suriye’de, Irak’ta, Ä°ran’da, Afganistan’da, Çeçenistan’da, Nijerya’da yaÅŸananlardan ders almamız gerek.. VehhabiliÄŸi ya da ÅžiiliÄŸi, Sufi geleneÄŸi, bir bütün olarak Ä°slam’ın mümkün olan tek doÄŸru yorumu gibi görmek doÄŸru bir yaklaşım deÄŸil. Her kesimde yanlışlar, her kesimde doÄŸru ve güzel ÅŸeyler var ve biz temelde tek bir dine mensubuz. Din Allah’ın dini. Risaletin kendine has bir masumiyeti vardır. Onun dışında beÅŸeri olan her ÅŸey nakıstır. Safevi Åžiası ya da BatıniliÄŸe boÄŸulmuÅŸ Sufisi ve VehabiliÄŸin avamicesine teslim olmuÅŸ bir Selefi anlayışla bir yere varmak mümkün deÄŸil.

Åžunu da görelim artık, bu bölgedeki sınırlar, rejimler, iktidarlar sun’idir. Bunlar deÄŸiÅŸecek. Zaten bugüne kadar kök salmadı, kendinizi kabul ettiremediyseniz bu iÅŸi daha fazla sürdüremezsiniz. O zaman gelecek günler geçen günleri aratacak demektir. Çünki dayandığınız deÄŸerler yıkılırken siz ayakta kalamazsınız. Nasıl bir yumuÅŸak geçiÅŸ yapabilirsiniz ona bakın. Yoksa, konuÅŸmayacağınız, tartışmayacağınız hiçbir konu olamaz. Ve bu iÅŸi daha fazla erteleyemezsiniz. Åžunu görmeniz ve bilmeniz gerekiyor ki, “GideceÄŸi yeri bilmeyen kaptana hiçbir rüzgar fayda saÄŸlamaz.” Her ihtimalin bir riski ve bir bedeli vardır ve olacaktır. Bu riski görüp, o bedeli ödemeye hazır olmayan hiçbir kadronun baÅŸarı ÅŸansı yoktur. Ya da ancak bir baÅŸkasının kuklası olarak yolumuza devam edebiliriz.

Türkiye’nin baÅŸarısı, bu riski görüp, kendini deÄŸiÅŸtirme iradesini ortaya koymasında gizli.. Allah cahil ve zalim bir topluluÄŸa yardım etmez. Biz kendimizi deÄŸiÅŸtirmeden Allah bizi ve bizim hakkımızda olanı deÄŸiÅŸtirmez. Öte yandan biz birbirimize tutunur, kararlı, dürüst, cesur bir irade ortaya koyarsak, bu bizi daha güçlü kılacaktır.

Cenevre’yi bırak, Åžili, Peru, Ekvator’a bak.. Aslında kimseyi terk etmeyelim, ilkeli ve dürüst olduktan sonra. Ama köpekbalıkları ile dost olacağız diye, istavritten vazgeçmeyelim.. Ä°ttihadımız da olacak, ittifakımız da, itilaflarımız da olacak. KardeÅŸlerimiz de olsun, erdem sahibi müttefiklerimiz de, nimet ve külfet dengesine dayalı itilaflarımız da.

Selâm ve dua ile..

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.