Sosyal Medya

Makale

İran-S. Arabistan: Olmuyor beyler!

Suudiler de kafa koparmakta fütursuz davranıyorlar, İranlılar da. Kafa koparma gerekçeleri kolay bulunuyor. 

Ama bir yanlışı düzeltelim: Gerekçe mezhep aidiyeti deÄŸil. Ülkelerin nüfuz savaşı, maalesef mezhep kisvesine büründürülüyor ve böylece arkasına milyonların takılması saÄŸlanıyor.  

Bunu eskiden beri İran’ın yaptığı biliniyor.

Reha ÇamuroÄŸlu’nun “İsmail” isimli romanını okuyanlar, Åžah İsmail’in Safevi nüfuzunu Anadolu topraklarına taşıma hesabını mezhep aidiyeti üzerinden yürüttüğünü görürler.

Bugün de en sıcak boyutlarını Suriye’de gördüğümüz ama bir süredir Bahreyn’de, Umman’da, Yemen’de devam eden olaylarda İran kaynaklı hesapların bulunduÄŸu açıktır.

Suudi Arabistan’da baÅŸta Ayetullah Nimr olmak üzere 47 Åžii’nin idamının ardından, İran’da “Devlet tepkisi” ile hareketlenip Türkiye dahil birçok ülkede yapılan protesto eylemleri, “Åžii aktivizmi”nin nasıl merkezi bir boyut taşıdığının göstergesidir.

Bu “İran kaynaklı Åžii aktivizmi”nin Suriye, Lübnan, Yemen gibi ülkelerde “silahlı” nitelik kazandığı ise çok açık. Mesela baÅŸlıklarını ve linklerini verdiÄŸimiz ÅŸu bilgiler İran kaynaklı Åžii aktivizminin hangi boyutlara ulaÅŸtığını bütün açıklığı ile ortaya koyuyor.

- Suriye’deki ithal Åžii savaşçılar: (ttp://www.aljazeera.com.tr/)

- Iraklı Åžii milisler sahabeye küfrederek motive oluyor: (http://www.hayder.org.tr)

- İranlı yetkili: Bağdat bizim başkentimiz

- Irak’ta Åžii milislerin iÅŸkencelerini ABD örtbas etti (http://www.karar.com/)

- Ankara-BaÄŸdat gerilimi arkasında Åžii milisler var (http://aa.com.tr/tr/turkiye/)

-Åžii milisler barbarlıkta IŞİD’ten geri kalmıyor (http://www.siverekname.com/)

-Åžii milisler Irak’ta Sünni Müezzin’i minareye asıp patlattılar! (https://www.youtube.com)

Bu arada el Cezire’nin konu ile ilgili haberinde “Savaşçı Åžii gruplar” arasında ÅŸu örgütlerin ismi sayılıyor:

İran Devrim Muhafızları, Hizbullah, Ebul fadl el abbas tugayı, Zülfikar tugayı, Irak Hizbullahı, Seyyidüşşüheda tugayları, Bedir örgütü, Kefil Zeynep tugayı, Hizbullah nüceba hareketi, el Vaad es-sadık birliği, İmam Hüseyin Tugayı, Mehdi ordusu, Fatımiyyun tufayı...

Pazar günkü yazımda “İran gezisine dair son notları” paylaşırken, Diyanet İşleri BaÅŸkanımız Prof. Dr. Mehmet Görmez’in İranlı yetkililere özel ortamda söylediÄŸi ÅŸu sözleri nakletmiÅŸtim:

“Endonezyalı Bakan bize ‘Bizde düne kadar Åžiicilik Seleficilik gibi hareketler yoktu. Gençlerimiz İran’a Suudi Arabistan’a gidip döndüler, Åžiicilik Seleficilik tartışmaları baÅŸladı ve bizim insanımız bu kavgayı anlamıyor.’ dedi. Malezya’da bu gergin tartışmalar sebebiyle Åžiilik yasaklandı. Balkanlar’da, Afrika’da İslam’ı yeni tanıyan gençler, öncelikle bu mezhep gerilimlerine tanık oluyorlar. Bunlar iyi geliÅŸmeler deÄŸil.”

BaÅŸkan Görmez, dün, önceki gün Suudi Arabistan’daydı ve orada da tahmin ediyorum, benzeri endiÅŸeleri seslendirmiÅŸtir. Biliyoruz ki, İslam dünyasında farklı havzalarda din yorumu alanlar, bunu farklı coÄŸrafyalara taşıyor ve orada, “Sade Müslüman”ın kafasını karıştıracak yorumlarla gündeme geliyorlar. Bu geliÅŸmenin Türkiye’de bile “İslam sokağı”nı fevkalade sancılandırdığına tanığız.

“İlim havzaları” denen yerlerde ekilen rüzgarın geniÅŸ İslam coÄŸrafyasında fırtınaya dönüştüğü bir zamana geldik. Selefilik DAEÅž’e evrildi, ÅŸia aidiyeti silahlı milis oldu ve devletler kafa koparmaya baÅŸladı.

Diyanet İşleri BaÅŸkanımız’ın “Bundan mezhepler deÄŸil İslam zarar görüyor” Ã§Ä±ÄŸlığı ve “Hani biz Rahmet Peygamberine baÄŸlıydık” haykırışları bir karşılık görür mü, bilmiyorum ama gidiÅŸin hayra alamet olmadığı açık.

DeÄŸer bunalımı yaÅŸayan insanlığın İslam’a en çok ihtiyaç hissettiÄŸi bir zamanda, onun, mensupları elinde böylesine kıyıcılıkla gündeme gelmesi kadar büyük günah olamaz.

Son söz: İran’ı da Suudi Arabistan’ı da “Rahmet Peygamberi”nin davet ettiÄŸi İslam üzerinde bir kere daha düşünmeye davetten baÅŸka çare yok.

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.