Sosyal Medya

Makale

Allah şaşırtmasın

Dostlukta ve düşmanlıkta aşırıya kaçmamak gerekir. Ölçü iyidir. Çünkü yarın ne olacağını bilemeyiz.
Aşırılık, görme duygumuza zarar verir. Terazimizi, dengemizi bozar.Büyük yanlışlarda bile bir hikmet ararız. Nitekim az aramadık.
Aşırıya gittiÄŸimiz vakit, hem yoldan çıkarız, hem yoldaÅŸlardan oluruz. Sonu yıkıcı bir yalnızlıktır. Düşen düşman aramasın, o sizi bulur.

İnsan aldanır ve aldatır. Hakkaniyetten ayrılan, haksızlığa varmış olur. Kim orada olmak ister? Tahmin edeyim: İnsanlıktan ve İslâmlıktan uzaklaşanlar. Duamız: Allah şaşırtmasın.
***
Rus ordusunun himayesindeki Ermeni çetelerinin katliamlarını biliyoruz. Bu mezalimin Kürtlere yansıması korkunç olmuştur. Mesela Van vilâyeti kurtarılmasaydı, bugün orada kimler yaşıyor olurdu? Sorumuz bu.

Suriye rejiminin Kürtlere nasıl davrandığını bizzat gördük. Onlara kimlik kartı bile vermediler. Hama hâlâ kanıyor.
İran'ın Kürtlerle ilgili tavrı belli. Darağacı kurma zahmetine bile katlanmıyorlar. Vinç.
Irak'ın sabıkası da oldukça kabarık, karanlık.

Böyle birçok üzücü örnek var. Musibet anında hangi ülkeye dönüldüğü de malum. Bütün bunlar gün gibi ortadayken, sadece Türkiye'yi katil ilan etmek, evvela hakkaniyetten uzaklaşmaktır. Cellâdına âşık olmak, hatta onunla iş tutmaktır. Ne yazık ki, çok sayıda insan bu duruma gelmiştir.

1 Kasım seçimleri öncesinde, ülkemizdeki terör olayları artmıştı. Birileri buna 'sarayın savaşı' diyordu. DeÄŸilmiÅŸ. Çünkü terör örgütünün saldırıları seçimden sonra daha da ÅŸiddetlendi, çirkinleÅŸti. Cami yakmaya baÅŸladılar. Dünyaya bir bakalım. Camileri ateÅŸe verenler baÅŸka kimler?

BeÅŸ yüz yıllık caminin kundaklanması, hepimizi, ÅŸu sorunun cevabına götürür: BeslendiÄŸimiz kadim kaynaktan ayrı düşersek ne olur?
***
Artık yazalım. Arkamızı kollamaktan önümüze bakmaya fırsat bulamıyoruz. Üstelik tarihimiz boyunca. Selçuklu için MoÄŸollar, Osmanlı için İran, Türkiye için terör belâsı ve tekrar aynı ülke. Tehlike sürekli yaklaşıyor.

Fethi Gemuhluoğlu'nun Dostluk Üzerine isimli eserini kaç gündür dua kitabı niyetine cebimde taşıyorum.
Kitabın özünü, 1975 yılında yaptığı bir konuÅŸma oluÅŸturuyor. Farklı sayfalardan birer cümle: “Bize artık Anadolu BeylerbeyliÄŸi'ni de çok görüyorlar.”' (Sayfa 22) “Ben aÅŸksız insanlar görüyorum. Türkiye'nin içinde bulunduÄŸu felâketi idrâk edemiyorlar, huzur içindeler.” (30) Bir de uyarı: “Ahiret dünyada baÅŸlar.” (35)

Bu cümleler kırk yıl önce kurulmuÅŸ. İrfan dediÄŸimiz, basiret ve feraset dediÄŸimiz iÅŸte böyle bir ÅŸey. Biraz açalım mı? Evet: “Bıraktığımız Irak'ı görüyorsunuz. Bıraktığımız Suriye'yi görüyorsunuz. Fitnenin evveli Åžam, âhiri Åžam.” (23)
Benim için sözün bittiği yer. Ancak şunu ekleyebilirim: Bu memleket bize emanettir. Mümin ile münafık arasındaki üç temel farktan biri emanet bahsidir. Biri korur, diğeri ihanet eder.

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.