Sosyal Medya

Makale

Biz gökte uçar, suda yürürüz..

Ä°yya kenaÄŸbüdü ve iyya kenestaiyn.. Hasbunallahu ve niÄŸmel vekil. Kuyudaki Yusuf’u Mısır’a sultan eden, bizi yeryüzünün varisi kılmak, yeryüzünü bize mescid kılmak isteyen, yeryüzünü bize mescid kılan, bizim ellerimizle zalimleri cezalandırmak ve mazlumlara yardım etmek isteyen Allah’a hamdolsun. Bize bu müjdeyi getiren, alemlere rahmet olarak gönderilen peygambere salat ve selam olsun..

Çaresiz deÄŸilsiniz, çare sizsiniz.. 

Siz kadir-i mutlak olan, kadere, rızka, ecele hükmeden ve bir olan Allah’ın yeryüzündeki halifesi deÄŸil misiniz.. O zaman ne gam.

Biz suda yürür, gökte uçarız, ölümsüzlük bizim için imkansız deÄŸil. Zaman bizim için geniÅŸler ve bereketlenir. Mekan bize gelir.. Hızır aleyhisselamın, Musa aleyhisselamla yolculuÄŸu bizim için sadece bir hikâye deÄŸil. Ya da Ä°sra bize zamanın ve mekânın ötesinde bir yolculuktan söz eder. Hz. Meryem bizim için imkansız bir ÅŸey olmadığını anlatır. Hz Musa’nın asası yılanları yutar, denizi yarar.. Hz. Yusuf da, Hz. Yunus da bizim için imkânsızlığın olmadığını anlatır. Hz Süleyman ins ve cinne hükmeder, kuÅŸlarla konuÅŸur. Hz. Hacer korkusuzdur. AteÅŸ Hz. Ä°brahim’i yakmaz. O ÅŸeytan taÅŸlar.. Su yerin altından süzülerek Hz. Ä°smail’in ayağını öpmek için, Hz Hacer’in ayak izlerinden akar gelir. Üç deniz onun hasret ateÅŸi ile buharlaşır gökten yere inip, sonra Kâbe’nin önünde buluÅŸup Zemzem olurlar.. Suyun aradığı daha doÄŸrusu bildiÄŸi, tanıdığı adam olmak önemli. Hz Eyyub’u da su aramadan bulmuÅŸtu.

Bir tufan dünyayı yutsa da bizi selamete taşıyacak bir gemi bizi bekler.

Bütün mesele biz Ä°smail miyiz! Kudret helvası, bıldırcın kebabı, Tur-u Sina’da, mukaddes Tuva vadisinde yaÅŸananların hepsi gerçek. Amenna ve Saddakna. Tih vadisinde, Sina’dan Kudüs’e 40 yıl süren o yolculuktan bugün bizim hayatımıza yansıyan ne var..

Kur’an-ı Kerim’de adı geçen her peygamberin hayatında bizim için önemli hikmetler, sorumluluklar vardır. O âyetleri iyi anlamak için o dönemi de iyi anlamak gerek..

Gök kubbe altında söylenmedi söz, yaÅŸanmamış olay yok.. Biz ahir zaman peygamberinin ümmetiyiz.. Kur’an-ı Kerim’de yerle gök arasında, geçmiÅŸ ve gelecekte olmuÅŸ ve olacak her ÅŸey hakkında ya hüküm ya da vakıayı anlamak ve yorumlamak için bir yöntem var. Yani gerçekte, bu anlamda tarihin sonu, Resullahın vefat ettiÄŸi gündür. O zaman aklımızı kullanarak her krizin üstesinden gelebiliriz. Bu mümkün. KuÅŸkusuz bütün bunlar, kader, rızık ve ecel gerçeÄŸi içinde gerçekleÅŸecek.. Her ÅŸey ve herkes Allah’ın iradesi içindedir. Åžeytan da dahil. Biz ise O’nun rızasına talibiz..

Åžunu bilelim, Allah cahil ve zalim bir topluluÄŸa hidayet nasib etmeyecek.

Allah bizi mallarımız, canlarımız, sevdiklerimizle, kimi zaman artırarak, kimi zaman eksilterek imtihan edecektir. Hep söylüyorum, ÅŸunu aklımızdan çıkartmayalım, bize hayır gibi gelen ÅŸeylerde ÅŸer, ÅŸer gibi gelen ÅŸeylerde Allah hayır murat etmiÅŸ olabilir.

Bizi gören, duyan, bilen, hüküm sahibi, rahman ve rahim olan, güç, kuvvet, hüküm sahibi, bize yardım eden bir Allahımız var. Bizden daha güçlü kim var. Bütün sorun, biz gücümüzün farkında deÄŸiliz. Zaafımız cahillik, tembellik, dağınıklık, ihmallerimiz, tefrika ve dünya malına tamahımız kadar büyük. Önce kendi içimize bakmamız gerek. Åžeytan taÅŸlamaktan salavat getirmeye fırsat bulamıyoruz sanki. “La ilahe” derken sesimiz gür çıkıyor, ama “illallah” derken ayni gür sada yok.. Hâlâ ÅŸikayet ediyor, talep ediyoruz. Hayır çözüm üretmek ve umut vermek zorundayız. 

Biz, tek parti döneminde 54 farzla sınırlı bir din algısını, çok partili dönemde seremoni ve ritüellerle zenginleÅŸtirdik ama, o evrensel geniÅŸlik, tevhidi duruÅŸ, tefekkür derinliÄŸi, hikmet ve estetik yönünü, ilmi yanını ihmal ettik.. Tefrika felaket halini aldı. Allah’ın dini, yeri göÄŸü ölümü ve hayatı açıklıyor, ama bizim yaÅŸadığımız din, karı ile koca arasındaki ihtilafı bile çözmüyor.. Åžimdi bizim aklımızı başımıza toplamamız gerekiyor. “Atalarımızın dini”nden “Allah’ın dini”ne dönmemiz lazım, dinimizi mezhep, ideoloji ve tarikatımızın içine sıkıştırmak yerine, mesleÄŸimizi, meÅŸrebimizi, tarikatımızı, mezhebimizi dinin çerçevesi ile çerçevelememiz, din dışı oluÅŸum ve geleneklerden ise hayatımızı arındırmamız gerekiyor. Dinimizi Kur’an ve sünnete göre tashih etmemiz gerekiyor.. Din büyüklerimizi Ä°lah ve Rab edinmememiz, dinimizi Allah’a has kılmamız gerekiyor.

Bu dünyada imtihan oluyoruz. Asıl gerçek bu. Siyaset de bizim için bir baÅŸka imtihan vesilesidir.. Herkes her yaptığı iÅŸten hesaba çekilecek. Siyasi tercihleriniz sebebi ile de hesaba çekileceÄŸiz. Ya iyilerden en iyileri ya da, def-i mazarrat celb-i menafiden evladır diyecek ve bir yandan hakkı ikame çabalarımız sürerken, öte yandan kötülerden en az kötü olanı seçecek, seçeceÄŸiz. Tıpkı pazardan bir mal alırken, iyisini bulamadığınızda yaptığınız gibi.

Selam ve dua ile..

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.