Makale
İslamcılığa saldırmanın dayanılmaz hafifliği
İslâmcılık konulu olumsuz cümleler kurma furyası var. Hiçbir ayrım yapmadan; İslâmcılar ÅŸöyle, İslâmcılar böyle. Bunu adil ve hakkaniyete uygun bulmuyorum.
Zor bir imtihandan geçiliyor. İktidarla, maddiyatla, ÅŸöhretle, mevki ve makamla. Bu imtihanda kimi baÅŸarılı olur, kimi olamaz. Nasiptir, kaderdir. Kimsenin sınıfta kalanları kınamaya hakkı yoktur. Ancak dua edebiliriz: Allah yardımcıları olsun.
İslâmcılık fikriyatının çıkış noktası, Hıristiyan Batı'nın, bütün tekniÄŸiyle beraber, Müslüman dünyasına yaptığı o büyük ve korkunç taarruzdur. Bir umut olarak ortaya çıkmıştır. İhtiyaçtan doÄŸmuÅŸtur.
İslâmcılık, esas itibariyle, iÅŸgale, sömürüye direnmek ve hür yaÅŸamaktır. Bunun için de daha ahlâklı, eÄŸitimli, güçlü ve bağımsız olmak. Bütün Müslümanları, bir milletin ayrılmaz parçası kabul etmek.
Sayın ErdoÄŸan, “Kudüs’e saldırıyı Türkiye’ye yapılmış sayarız” diye açıklama yapmıştı. İlla bir örnek vereceksek, İslâmcılık iÅŸte budur. BaÄŸdat, Åžam, Kudüs ve Kahire’yi İstanbul’dan ayrı düÅŸünmemek. Hepsini bir görmek. Filistinli'nin sıkıntısını kendi derdi bilmek. Patani’ye yetimhane kurmak, Sudan’a su kuyusu açmak. Bunları siyaseten deÄŸil, ümmet bilinciyle, bir vazife olarak yapmak. Müslüman KardeÅŸler meydanlarda katledilirken, buradan ses vermek. ‘Ne oluyor’ demek.
Evet, ihtiyaç bahsi. Birinci Dünya Savaşı’nın yüzüncü yılındayız. İslâm dünyası, Müslümanlar, o yıllara nazaran, daha iyi durumda deÄŸiller. Yabancı güçlerin istila ve operasyonları, bütün hızı ve barbarlığıyla sürüyor. Yerli iÅŸbirlikçilerin sayısı artıyor. Yanısıra, kendi içimizdeki sorunlar, savaÅŸlar. Bir buçuk asır önce İslâmcılığı bir kurtuluÅŸ umudu olarak ortaya çıkaran ÅŸartlar, bugün, çok daha ağır biçimde devam etmektedir. Åžunu da ekleyelim: İslâmcılık, diktatörlüÄŸe de karşıdır.
***
İslâmcılık düÅŸüncesinin hayat ve karşılık bulduÄŸu yerler, Batı dünyasının iÅŸgali ve sömürüsü altındaki kadim beldelerdir: Hindistan, Mısır ve sürekli toprak kaybeden Osmanlı Türkiyesi.
Mısır’da Cemaleddin Efganî ve Muhammed Abduh, Hindistan’da Seyyid Ahmed Han ve Seyyid Emir Ali. Türkiye’de, Åžeyhülislâm Musa Kâzım’dan Said Halim PaÅŸa’ya kadar onlarca isim. Necip Fazıl’ın inanılmaz çabası, Nurettin Topçu’nun ahlak davası, Sezai Karakoç’un onurlu direniÅŸi, İsmet Özel’in haklı itirazı; bunların hepsi İslâmcılığa dahildir. Genç arkadaÅŸlarımız bunu unutmasınlar.
Mehmed Akif, EÅŸref Edip gibi İslâmcıların İstiklal Harbi’ne destek vermesi, iÅŸte bu ‘kurtarıcı düÅŸünce’ nedeniyledir. Hindistanlı Müslümanların yardımlarını da hatırlayalım.
Åžahsen, cennetmekân Necmettin Erbakan’ın mücadelesini de bu tarihi yürüyüÅŸün bir parçası olarak kabul ediyorum. İslâm BirliÄŸi ve İslâm Ortak Pazarı fikri, millî kalkınma hamlesi, adil düzen isteÄŸi, önce ahlâk denilmesi. Özetle, İslâm milleti. İttihad-ı İslâm.
Bu yazıya baÅŸlanmadan evvel, Üç Mesele (İsmet Özel), Buhranlarımız (Said Halim PaÅŸa), TürkleÅŸmek, İslâmlaÅŸmak, MuasırlaÅŸmak (Ziya Gökalp) kitapları yeniden okundu. Türkiye’de İslâmcılık DüÅŸüncesi (İsmail Kara) ve Safahat’ın (Mehmed Akif) bazı bölümleri gözden geçirildi, tarandı. Notlarımızı bir köÅŸe yazısına sığdırmanın elbette imkânı yok. Åžu söylenebilir: İslâmcılık fikrinin kurumsal kimliÄŸi neredeyse hiç olmamıştır. Dolayısıyla, bazı kimselerin yanlışlarını İslâmcılığın hanesine yazmak, ciddi bir haksızlıktır.
***
İslâmcı fikir ve devlet adamlarımızdan Said Halim PaÅŸa, bu satırları 1918 yılında kaleme almış: “İslâm âlemi büyük bir ailedir. Onu meydana getiren milletler, bu soylu ailenin çeÅŸitli ÅŸubelerini teÅŸkil ederler. Bu ÅŸubelerin iki türlü vazifesi vardır. Biri, her ÅŸubenin kendine karşı olan özel vazifeleri, diÄŸeri de baÅŸka ÅŸubelere karşı olan vazifeleridir.” (Buhranlarımız, sayfa 181) Günümüze uyarlarsak: “Bana ne Amerika’dan” diyebiliriz. Fakat “Bana ne Suriye’den” diyemeyiz.
Aynı bölümden: “Tek kurtuluÅŸ İslâmiyet’tedir. Bu imanımızdan dolayı, Müslümanların tekâmülünün, İslâm düstur ve esasları dışında mümkün olabileceÄŸini kabul edemeyiz.” (s. 179)
Said Halim PaÅŸa, “ahlâk ve nizam” der. (s. 193) Nurettin Topçu’nun eserlerinden biri de Ahlâk Nizamı’dır. ‘Batı taklitçiliÄŸi’nden yakınır. (s. 202) Bu da bize, haliyle, Erbakan Hoca’yı hatırlatır. Bu ayrıntıları, bir sürekliliÄŸi vurgulamak için veriyorum.
Devam edelim. İslâmcılık düÅŸüncesinin en kuvvetli olduÄŸu dönem, ölüm-kalım yıllarıdır. İslâm âlemi yabancıların hükmü altına girmiÅŸtir. Osmanlı Türkiyesi ise hâlâ direnmektedir. MareÅŸal Fevzi Çakmak’ın rakamlarına göre, Birinci Dünya Savaşı boyunca, Türk tarafına, altı milyon tam teçhizatlı ve eÄŸitimli düÅŸman askeri saldırmıştır. Bir de buna ‘içeridekileri’ ilave etmek gerekir.
İngilizler, İstanbul’u iÅŸgal ettikleri vakit, Medine Kahramanı Fahreddin PaÅŸa’yı da tutuklayıp Malta adasına hapsetmiÅŸti. Bunun elbette özel bir anlamı vardı. İslâm dünyasına verilmek istenen bir mesaj.
İngilizlere tarihinin en büyük yenilgilerinden birini tattıran Kut’ül Ammare Kahramanı Halil Kut PaÅŸa’nın akıbeti daha acıklı olmuÅŸtur. Yeni kurulan rejim, onun Türkiye’de kalmasına, yaÅŸamasına müsaade etmemiÅŸtir. Örnekler farklı olsa da, anlamlar aynıdır. Uzatmayalım.
İslâm dünyası, bugün de acımasız bir istilayla karşı karşıyadır. Tahakküm ve sömürü altındadır. Åžu veya bu ÅŸekilde, birçok belde düÅŸmüÅŸ, harap olmuÅŸtur.
Türkiye, yüz yıl önce yaptığı gibi, yine direnmektedir. Mısır, Suriye, Irak, Filistin baÅŸta olmak üzere, zorda ve darda kalan diÄŸer beldeleri düÅŸünmektedir. Haksızlığı ve zulmü dile getiren nadir ülkelerden biridir.
***
İslâmcılık, gaye birliÄŸi yapmak ve topyekûn istiklâle kavuÅŸmak fikridir, inancıdır. Said Halim PaÅŸa, “bir Müslüman’ın en kutsal vazifesi, hür olmaktır” cümlesini, İstiklâl Harbi’nin baÅŸlangıcında yazmıştır. (1921)
İslâmcılık, İslâmlaÅŸmak, İslâmlık, İslâm kalmak. Bu kelimelerin, kavramların hepsi, benim için aynı anlama geliyor: Tam bağımsız İslâm ülkeleri ve Müslümanların kendi aralarındaki dayanışmaları.
Artık bitirelim: İslâmcılık, uzun ve meÅŸakkatli bir mücadelenin adıdır. Bu yürüyüÅŸte çok kıymetli isimlerin emeÄŸi ve gönlü vardır. Gereken özeni ve hürmeti göstermeliyiz.
YENİŞAFAK
Henüz yorum yapılmamış.