Sosyal Medya

Ä°slam

İşte geçen asırdaki bir İngiliz Mehdisi (!?)

Bugünkü gazetemizin Okur Postası köşesinde yayımlanan yazısında İngilizlerin Müslümanlar üzerindeki oyun ve planlarını gündemine alan Yusuf Hamidoğlu, bu oyunlardan birisi olan sahte Mehdi konusunu çeşitli örneklerle birlikte deşifre etti. İşte o yazı..



IŞİD kamuflajı ile Ä°NGÄ°LÄ°Z YAPIM bir “DÜZMECE HALÄ°FE” ortaya atıldı… Zaten, bizim memlekette epeyce ABD malı, “MERDÄ°VEN ALTI Ä°MALAT” çakma “MEHDÄ° ve MESÄ°H vardı. Kimisi “TEKNOLOJÄ°K KERAMETLER” ile teçhiz edilmiÅŸti. Kimisi, PSÄ°KOLOJÄ°K TELKÄ°N VE HÄ°PNOZ METODLARIYLA… Halbuki; tarihe bakınca; bu gün yaÅŸadıklarımızın hiç de ORJÄ°NAL-BENZERSÄ°Z ÅŸeyler olmadığını gördüm. Buyurun, bakın!

Mirza Gulam Ahmet Kadıyani; (DoÄŸ.; 1835, Ölm.; 1908) Hindistan’ın Pencap-Kadıyan ÅŸehrinde doÄŸdu. Kadıyaniler, “Ahmediye” adıyla da anılan bu hareketin müntesipleri, “ayrı bir din ve mezhep” gibi görülmeyi istemezler. Lakin, “Ä°slam itikadına aykırı inanışları" nedeniyle Pakistan Parlamentosu’nun 7 Eylül 1974 yılında aldığı bir kararla ; “Ä°SLAM DIÅžI AZINLIK BÄ°R DÄ°N” olarak ilan edilmiÅŸtir.

Gulam Ahmet, Sialkot’ta, bölge mahkemesinde (1864-1868 arası) sıradan bir “memur” olarak çalışırken, Hıristiyan papazlar, Hindular ve Müslümanlarla yoÄŸun bir iliÅŸkisi olur. 1877-1878 yıllarında Kadıyan’da mahalli basında, Hıristiyan ve Hinduların, Ä°slamiyete saldırılarına karşı Ä°slamı savunan yazıları ile adını duyurur. Bu arada, 1957 yılında Müslümanlar; Ä°ngiliz Ä°ÅŸgaline karşı baÅŸarısız bir ayaklanma yapmış. Ä°ngilizler, bu ayaklanma sonucu Müslümanları zor ve ÅŸiddetle bastırmıştır. 

Bu baskı ve zulüm ise; Müslümanlar Arasında; “Gelip Müslümanları Ä°ngilizlerden KURTARACAK VE MÜSLÜMANLARIN ÖCÜNÜ ALACAK; “MEHDÄ°-YÄ° MUNTAZIR”, EL-MESÄ°H-ÜL MEV’UD” (Beklenen Mehdi- Vaad edilmiÅŸ Mesih) düÅŸünceleri artmıştır… (Yani, Piyasaya sürülecek herhangi bir MEHDÄ° ya da MESÄ°H için, sosyolojik ve psikolojik olarak TALEP ÅŸartları hazırdır. Geriye, insanların beklediÄŸi O zatı KERAMETLER EÅžLİĞİNDE hazırlayıp, bekleyen SAF müslümanlara ARZ etmek kalmıştır… Benzer ÅŸekilde piyasaya sürülen Ä°NGÄ°LÄ°Z YAPIM, baÅŸka bir SAHTE PEYGAMBER var mıdır, bilmiyorum. Lakin, bize “ARZ” edilip “YEDÄ°RÄ°LEN” bu “örneÄŸi” tanımamız gerek !…)

SUBLÄ°MÄ°NAL MEHDÄ° MESAJI!

Ä°ÅŸte, o günlerin kurtarıcı Mehdi’sini bekleyen Müslüman halkın psikolojisini iyi deÄŸerlendiren Gulam Ahmet, ilk cildini 1880 yılında yayımladığı “BERAHÄ°N-Ä° AHMEDÄ°YE” adlı eserinde bir yandan Ä°slamiyeti savunurken, diÄŸer taraftan da kendisinin "Ä°LHAM-KERAMET VE KEHANETLERÄ°NDEN" söz eder. Ve bunu “ASRIN MÜCEDDÄ°DÄ°” olduÄŸunu “Ä°MA” eden yazılar eÅŸliÄŸinde yapar… (Bu ASRIN MÜCEDDÄ°DÄ° teriminin Türkçe muadili; KUTB-UL AKTAB ya da KAÄ°NAT Ä°MAMI gibi bir ÅŸey demek olduÄŸunu bilin. Yani, halkın bilinç altına SUBLÄ°MÄ°NAL mesaj;“EY AHALÄ° ! BEKLEDİĞİNÄ°Z MEHDÄ°; Ä°ÅžTE BENÄ°M!” Ki, bu tarz bir kendi-kendini övme, tasavvufta; “Åžeyhin kerameti, ÅŸeyhten menkul” tabiriyle “ti”ye alınır…) 

Bu meyanda, eserlerinin üçüncü ve dördüncü ciltlerinde ise; “VAHYÄ°N KESÄ°LMEDİĞİNÄ°, Hz. Peygamber’e tam olarak uyan –O’nun gibi olan birisinin– zahir ve batın (dış ve iç) bütün bilgilerle donanacağını, “SEZGÄ°YE” dayanan bilgilerinin Hz. Peygambere s.a.v. VAHÄ°YLE bildirilen bilgileri ANDIRDIÄžINI iddia ediyor. Bu –sezgi- ÅŸeklinde pek çok VAHÄ°Y aldığını öne sürüyor. Ve iÅŸin garibi, bu SIRADAN BÄ°R SAPIKLIK diyebileceÄŸimiz iddialarının Müslüman toplumda yeterince TEPKÄ° gelmemesinden aldığı cesaretle, iÅŸi daha da ileri götürüyor. Kendisinin hicri XIV. yüzyılın MÜCEDDÄ°DÄ° olarak, Ä°SLAMÄ°YETÄ° YENÄ°LEMEK ÜZERE GÖNDERÄ°LDİĞİNÄ° ilan ediyor. (1885) Ve bu ilandan sonra da, kendisi, taraftarlarından 10 MADDELÄ°K bir BEY’AT ÅžARTNAMESÄ° hazırlayarak AYRI bir CEMAAT oluÅŸturmaya baÅŸlıyor… Bunlar; “Her türlü ŞİRKTEN ve büyük günahtan sakınılacak. Namazlarını, hatta gece namazını (teheccüd) aksatmadan kılacak. Bütün insanlara iyi davranacak. Kendini Allah’a adayacak. Kur’ana baÄŸlanacak, Ä°slamiyeti, dünyadan ve her ÅŸeyden üstün tutacak. VE, KENDÄ°SÄ°NÄ° HER KONUDA MÄ°RZA GULAM’A BAÄžLAYARAK ÖLÜNCEYE KADAR O’NA Ä°TAAT EDECEK…” (Bu arada dikkat etmeyenler, DOKUZ doÄŸrunun arasına sıkıştırılan BÄ°R yanlışı elbette göremez… Ve de OLTAYI yutar !)

Gulam Ahmet, bakıyor ki, MEHDÄ°LÄ°K pazarlaması ve satışları iyi gidiyor, iÅŸi biraz daha geliÅŸtiriyor. Kendisinin aynı zamanda MESÄ°H olduÄŸunu iddia ediyor… Yani; ahir zamanda tekrar dünyaya gelecek olan Hz. Ä°sa a.s. … Ä°ÅŸi daha da ilerletip, kendisinde hem Hz. Muhammed s.a.v.’in, hem de Hz. Ä°sa’nın ruhsal gücünün birleÅŸtiÄŸini… Hem; “RESUL”, hem de “NEBÄ°” olduÄŸunu ilan ediyor… Hızını alamıyor, kendisini Hindu’ların beklediÄŸi KRÄ°SNA olduÄŸunu ilan ediyor… Ta ki, bütün dinleri birleÅŸtirsin…

"KILIÇLA-SÄ°LAHLA CÄ°HAD DEVRÄ° BÄ°TMÄ°ÅžTÄ°R!"

Evet, bir MEHDÄ° gelmiÅŸtir. Lakin bu Hindistan’da sıkışan Ä°NGÄ°LÄ°Z’LERÄ° kurtaran bir MEHDÄ°’dir. Åžöyle ki; bu zatın temel öÄŸretilerinden birisi ÅŸudur; “DüÅŸmanını bile SEV. Kimseye düÅŸmanlık besleme. Herkese iyi davran.” Åžimdi sıkı durun; ikinci temel iddiası ise; “Artık günümüzde KILIÇLA –SÄ°LAHLA- CÄ°HAD DEVRÄ° BÄ°TMÄ°ÅžTÄ°R. ONUN YERÄ°NE KALEMLE –Ä°LÄ°MLE CÄ°HAD DEVRÄ° BAÅžLAMIÅžTIR.” (Tabi, Gulam Ahmet’in bu söylemleri Hindistanda, iÅŸgal ve sömürüye karşı direnen Müslüman ve Hindu’lar karşısında zor durumda kalan Ä°NGÄ°LÄ°ZLERÄ° bir hayli rahatlatmıştır… Åžimdi, aynı lafları, Ä°srail iÅŸgali altındaki Filistinli bir alimin söylediÄŸini bir düÅŸünün !)

Gulam Ahmet, rezil bir ÅŸekilde koleradan bir tuvalette ölür. Kimse, cenazesine sahip çıkmaz. BaÄŸlıları, öÄŸretisini devam ettirirler. Asya’da, Afrika’da ve dünyanın pek çok deÄŸiÅŸik yerlerinde cemaatin fedakârlığı ile yürüyen okullar açarlar… Bu zat hakkında Prof. Dr. Sefa SAYGILI, bir makalesinde; “RUH HASTASI” olduÄŸunu yazıyor. (AAA !!! Ne –tevafuk- !? Günümüzdeki bazı mehdiler de aynı ÅŸekilde ruh ve akıl hastası… Kimi; ÅŸizofren, paranoyak, megaloman… Kimi de… RUSYA’YI kurtarmış, bizi ve dünyayı da KURTARACAK sihirli formüllerin sahibi bir HÄ°PERMEN!) Ahmet Hulusi ise; Ruh, Ä°nsan, Cin isimli eserinde bu zatın“HABÄ°S –KÖTÜ- RUHLARIN telkin ve tesiratı ile bu hale geldiÄŸini…” söyler… 

Yani, Gulam Ahmet’in “Ben, sezgi yolu ile GAYBTAN vahiy” alıyorum dediÄŸi olay, aslında habis ruh ve cinlerin bu zata üfürmeleri imiÅŸ… Bu zavallı da o telkinatı “VAHÄ°Y” zannetmiÅŸ… Ve de “Ben, MESÄ°H’Ä°M!” diye ortaya çıkmış…

KAYNAK: YENÄ°AKÄ°T

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.