Sosyal Medya

Kültür

Avrupa’yı Orta Çağ’dan çıkaran eser Türkçe’de

İbn Rüşd’ün, Aristoteles’in ‘Metafizik’ine dair yazdığı ‘Metafizik Büyük Şerhi’, 8 asır sonra Türkçe yayımlandı. Karanlık Orta Çağ Avrupa’sını modern zihniyete taşıyan kaynaklardan biri olan eser, üç cilt halinde okuyucuyla buluşuyor. İbn Rüşd’ün günümüz insanı için ne ifade ettiğinden, bu çalışmanın geç yayımlanmasının etkisine her şeyi eserin çevirmeni ve yayıncısıyla konuştuk.



ÜLitera Yayıncılık, büyük bir çalışmaya imza attı, İbn Rüşd’ün, Aristoteles’in ‘Metafizik’ine dair yazdığı ‘Metafizik Büyük Şerhi’ni, 8 asırdan sonra ilk kez Türkçe yayımladı. Böylece büyük İslam filozofunun bu eseri, modern dönemlerde ilk defa tam olarak bir başka dile, yani Türkçeye çevrildi. Üç ciltten oluşan eserin ikincisi bu ay, üçüncüsü hazirana kadar yayımlanmış olacak. 1200’lü yılların başında Batı dünyasına aktarılmış ve oluşan felsefi paradigmalara çok dinamik bir işlevsellikle etkide bulunan eserin çevirisini yapan Prof. Dr. Muhittin Macit, sorularımızı yanıtladı.
 
Aristoteles özellikle hangi Müslüman filozofları etkilemiş?
 
Bilimsel düşüncenin yöntem, edep ve ahlakının kurucusu olan Aristoteles, kuruluş dönemlerinde İslam medeniyetinin ve İslam düşüncesinin ufuklarını aydınlatmış bir düşünür. Müslüman filozofların, özellikle de sistem filozofu dediğimiz Fârâbî, İbn Sînâ ve İbn Rüşd’ün büyük bir özen ve hürmetle takip ettiği Aristoteles, yaklaşık 2 bin 400 yıldır ekinliğini sürdüren bir sistemin kurucusu kabul edilir. Onun eserlerinin neredeyse tamamı 9. ve 10. asırda Arapçaya çevrilmiş ve zikrettiğimiz bu Müslüman filozoflar tarafından değişik biçimlerde yorumlanarak bilim ve felsefe tarihinin en önemli eserleri tarihte yerini almış.
 
İbn Rüşd, Aristoteles’e nasıl bakıyor?
 
İbn Rüşd’ün bütün külliyatı, 1220’den itibaren kısa sürede tercüme edilerek Batı dünyasına aktarıldı. Zira İslam Medeniyetinin ürettiği metinler, çok yakından takip edildi ve mümkün olan en kısa sürede Latince ve yerel dillere çevrildi. İbn Rüşd, Aristoteles metinlerini sistematik olarak yorumlayıp şerh ettiği geniş kapsamlı bir projeyi hayata geçirmiş. Bu projenin hedefi Aristoteles felsefesini ana metinlere dönerek daha anlaşılır kılmak ve sistematik bir şekilde yeniden ortaya koymak. Dolayısıyla filozof, Aristoteles’in metinlerini değişik düzeylerde ele alarak farklı biçimlerde yorumlar. Genel kabule göre İbn Rüşd, üç düzeyde şerhler yazmış ve Aristoteles’in nerdeyse bütün eserlerini bu kapsamda ele almış. Küçük, orta ve büyük şerhler dediğimiz bu metinler, tekrarlarla birlikte 27 eserden oluşuyor.
 
Bu metinler hangi dallarda?
 
Bunlar arasında mantık külliyatının kitapları, fizik eserleri ve metafizik bulunur. Bu şerhlerden en kapsamlıları Büyük Şerhler’dir ki bunlar arasında en mütekâmil olan da Metafizik Büyük Şerhi. Büyük şerhlerin temel özelliği Aristoteles’in metinlerinin aynıyla iktibas edilmesi ve tefsir yöntemiyle detaylı bir şekilde yorumlanması. Bu demektir ki Aristoteles’in metinlerinin orijinalleri bu büyük şerhlerde olduğu gibi muhafaza edilmiş ve çeşitli büyüklüklerdeki pasajlar halinde anlam ve yorumlama bağlamları oluşturulmuş. Zaten Batı’da 13-16. asırlarda yeniden inşa edilen Aristoteles metinlerinin temel kaynağı da İbn Rüşd’ün bu eserleri.
 
BUGÜNKÜ HALİMİZİN BİR SEBEBİ BU ESERIN GEÇ YAYIMLANMASI
 
Bu eseri Türkçeye kazandıran Litera Yayıncılık, İslam felsefesi klasiklerinin yanı sıra çağdaş felsefi eserler de yayımlıyor. Litera Yayıncılık’ın bağlı olduğu Kalıcı Değerler ve Maarif Vakfı Başkanı Cevdet Yaşaroğlu bu eserleri neden çıkardıklarını şöyle ifade ediyor. “Gelecek kuran, zamanı kuşatan bilginin, bilimin, sanatın ve teknolojinin merkezinde klasik eserler duruyor. Dolayısıyla insan davranışlarının değeri ve verimi bunlarla haşir neşir olmaya bağlı. Yayıncılık faaliyetimizin merkezinde bu ruh var. Zira klasik eserler bilgi içeriğini usul, üslup ve metodoloji dirayetiyle çerçeveleyerek cihanşümul çerçeveler kuran şaheserlerdir. Bu dirayetten mahrum düşerek beşeri üretimlere yaklaşımları iflasın eşiğine gelmiş bugünün bilgi, bilim ve sanat çevrelerine nitelik yönünden tesirde bulunabileceğimizi düşündüğümüz eserlere öncelik veriyoruz. Ümit ediyoruz ki bugünün okuyucu gençleri tarihimizin bu şaheserlerine ulaşsın ve bu yeniden tanışıklık üzerinden geleceğimizi kuracak eserlerin üretimine motive olsun. Zira klasik değerler nesiller üzerinden tevarüs edilip geleceğe aktarılıyor.”
Klasik tefsir usulüyle Aristo metafiziğini tefsir eden İbn Rüşd’ün Büyük Şerhi’nin orijinal dilinden 8 asır sonra Türkçeye kazandırılması konusunda Yaşaroğlu “Bu kadar geç kalınması, bugün neden bu haldeyiz sorusunun bir yanıtı aslında. Bugün bilgi ve marifet ihraç eden bir medeniyetimiz, her alanda ihya edici, bereket yayıcı bir sistemimiz niye yok diye sorsak buralara bakmamız gerekmiyor mu?” diyor.
 
Yaşaroğlu’na eserlerin devamının gelip gelmeyeceğini sorduğumuzda şu yanıtı veriyor: “Yayımladığımız bu metafizik metni, Arapça olarak günümüze ulaşmış Aristoteles metinlerinin Türkçeye çevirisi projemizin ilk bölümü. Aristoteles’in Arapçaya çevrilen diğer metinlerini de orijinaliyle birlikte yayımlamayı düşünüyoruz. Zaten bu metinler klasik dönemde Bağdat’taki büyük tercüme hareketi çerçevesinde Grekçeden bir başka dile yapılmış en sağlam ve özgün metinler olarak kabul edilir. Metafizik metninden sonra sırada Fârâbi’nin Peri Hermeneias’ı, yani İbare Kitabı için yazdığı Büyük Şerhi Türkçe’de ilk defa yayımlanıyor. İbn Rüşd’ün eserin ilk cildini yayımladık, ikinci cildi bu ay çıkacak. Nihayet son cildini de hazirana kadar çıkarağız. Böylece Metafizik Büyük Şerhi modern dönemlerde ilk defa tam olarak bir başka dile yani Türkçeye çevrilmiş olacak.”
 
NE ZAMAN KAOS OLMUŞ, BU İLME İHTİYAÇ HİSSEDİLMİŞ
 
21’inci yüzyılda bu eser neden hala önemli?
 
‘Metafizik nedir ve mümkün müdür?’ insan zihin tarihinin en önemli soruları arasında; filozoflarla bilim adamlarını çok meşgul eden problemlerden. İnsanlık bu sorularla somut olmayan varlık alanını inşa etme imkânı bulmuştur. Modern ve postmodern algı ve tasavvurun imha, inkâr ve ifna etmeyi amaçladığı bu ilim dalını sistematik ve disipline edilmiş şekliyle Aristoteles kurdu. İnşasının dinamiklerini, zihinsel kaosların ve varlığa dair karmaşanın yoğurduğu belirsizlikler oluşturur. Yani bu disiplinin kuruluşu kaosa ve karmaşaya verilen bir cevap gibi kabul edilmeli. Her ne zaman kaos ve karmaşa var olmuşsa bu ilme duyulan ihtiyaç işte o zaman somut olarak hissedilmiş. Zira insan zihninin hakikat araştırmasının bir muhassalası, fiziğin ufuklarının genişlediği ölçüde derinleşen alan ve kendisi hakkındaki çabaların asla boşa çıkmayacağı bir fenomen olarak kalacaktır.
 
BATI, ARİSTOTELES’İ İBN RÜŞD SAYESİNDE İHYA ETTİ
 
Peki Batı’daki önemi nedir?
 
Metafizik metni bağlamında açık bir şekilde diyebiliriz ki İslam dünyasından Batı’ya intikal etmiş en kapsamlı metafizik metni İbn Rüşd’ün bu eseri. Zaten kendisine Büyük Şarih unvanı verilmesinin nedenlerinden biri de onun bu Büyük Şerhleri. Bu günümüze ulaşmış metafizik tarihinin de en değerli metnidir. Öyle ki bu metin, Batı’da Aristoteles’in yeniden ihyası döneminin kaynak metni olarak kabul edilebilir. Eğer İbn Rüşd’ün genelde bütün şerhleri özelde bu büyük tefsiri olmasaydı Batı’da Aristoteles’in yeniden ihya projesinin başarılı olması mümkün değildi.
 
Bizim için neden mühim?
 
Bize göre tek bir metafizik var; zamana, zemine göre değişen bir metafizik sistemler durumu söz konusu olamaz. Fakat bu çeşitlenme olgularını, tek bir hakikatin temel alındığı değişik yorumlama biçimleri şeklinde ifade etmek mümkün. Eğer fizik âleminin ötesindeki gayb âleminin varlığı, bir şekilde kabul edilmiş ise artık metafiziğin inşâi işlevselliğinden müstağni kalmak mümkün olmayacak. Bu yüzden metafizik, salt bir spekülatif alan algısının ötesindeki bu modern bir algı, mutlak anlamda varlığın yakinî bilgisini inşa eder. Bu ilim alanı somut olmayan varlık alanlarının duyuların ötesinde bir varlık alanı olmadığını düşünenler için, aklen delillendirilmiş bilgisini vermesi bakımından hiçbir insan için vazgeçilebilir değil.
 
KARAR
 

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.